Zaten Öngörülen Dış Ticaret Açığı…

TUİK verilerine göre, Türkiye’nin 2016 ilk yarısında 12 milyar 950 milyon 341 bin dolar olan enerji ithalatı, 2017 yılının ilk yarısında yüzde 32 artarak 17 milyar 144 milyon 263 bin dolar olarak gerçekleşmiştir.

***

Peki, cari açığa böylesi negatif etkisi olan bu durumun sebepleri nelerdir?

Bu noktada öncelikle Türkiye’nin enerji tüketim denklemine bakılmalıdır. Bu denklem incelendiğinde; denklemi oluşturan değişkenlerin doğalgaz, petrol, elektrik ve kömür olduğu görülecektir.

Bu değişkenlerin kapsamı incelendiğinde ise;

  • Doğalgazın neredeyse %99’u,
  • Petrol ve petrol ürünlerinin neredeyse %90’ı,
  • Kömürün sadece ithal edilen kısmı,
  • Elektriğin ise doğalgaz, ve ithal kömürden üretilen kısmı ithalat kalemi olarak değerlendirilebilecektir. (Tabii o kısımlar zaten ithal edilen gaz ve kömür kalemlerinde yer alacağı için burada kurgulanacak denklemi değiştirmeyecektir.)

Demek ki, Türkiye’nin ithalat faturasındaki %32’lik artışın nedenleri araştırılırken, bu kalemlerin hacimsel ve fiyatsal değişimlerine bakılmalıdır. Bu değerlendirme yapıldığında:

  • Petrol, petrol türevleri ve doğalgaz fiyatları, petrol fiyatlarına endeksli değişiklik gösterdiğinden, öncelikle petrol fiyatlarındaki değişim incelenmelidir.
  • Bu inceleme yapıldığında, enerji ithalatı faturasındaki değişimin asıl sebebinin petrol fiyatları arasındaki farklılık olduğu görülecektir. Çünkü 2016 yılının ilk yarısında ortalama 38,5 $/varil civarında seyreden petrol fiyatları 2017 yılının ilk yarısında 51 $/varil civarında seyretmiştir. Yani Türkiye sadece fiyat farklılığından dolayı 1 yıl içerisinde %32’lik bir zarara uğramıştır.
  • Bu fark zaten ithalat dengelerindeki değişimin nedenini ortaya koymaktadır.

Bunun yanı sıra, enerji ithalatı faturasındaki değişimin diğer etkenleri olan, milli enerji politikası kapsamında da odaklanılan; yerli kömür kullanımı, yenilenebilir yatırım projeleri gibi hususların henüz istenilen oranda etkilerinin olmadığı da göze çarpmaktadır.  Zaten ilgili yatırımların ve girişimlerin neticeleri, istikrar devam ettiği müddetçe uzun vadede daha iyi anlaşılabilecektir. Çünkü Türkiye’nin enerji denkleminde en büyük kalemi petrol & gaz oluşturmaktadır.

Ayrıca, 1 Şubat 2017’de yayınlanan “https://www.tespam.org/tr/dusen-enerji-ithalat-faturamiz/” çalışmamızda değinildiği üzere; “Yani petrol fiyatlarının yeniden 2017 yılında ortalama 55-60 $/varil seviyelerine çıkacağı varsayılırsa, enerji ithalat faturasındaki azalamanın tersine döndüğü görülecektir.” petrol fiyatlarına bağlı olarak, enerji ithalat dengelerimizdeki beklenen değişim gerçekleşmiştir.

Sonuç olarak, Türkiye için böylesi önemli olan cari açığa etki eden enerji ve ilgili enerji kaynakları kapsamında önemli adımların atılması (ve istikrarlar geliştirilerek atılmaya devam edilmesi) gereği, gündemde yerini korumaya devam etmektedir.

Yukarıda linki verilen çalışmada da daha önce vurgulandığı gibi: “Türkiye’nin petrol ve gaz alanında daha farklı, hızlı ve radikal adımlar atması çok önemlidir. Aksi halde ithal petrol ve doğalgazın genel denklemdeki ağırlıkları incelendiğinde kolaylıkla anlaşılacaktır ki, yerli kömür politikaları da, yenilenebilir enerji yatırımları da, orta vadede tersine dönecek cari açık artışını engellemeye yetemeyecektir.” Ki, bu yaklaşım bu dönemde doğruluğunu göstermiştir.

Yazar