Yatırımcıların Petrol Fiyatlarına Yaklaşımı

“İflasın Öngörüsü: Yatırımcılar Petrol Şirketlerinin Enerji Tahminlerine Neden Temkinli Yaklaşmalı” Raporu

Greenpeace’in bir alt kuruluşu olan Oil Change International Mart ayında “İflasın Öngörüsü: Yatırımcılar Petrol Şirketlerinin Enerji Tahminlerine Neden Temkinli Yaklaşmalı” raporunu sunmuştur. Söz konusu raporda, fosil yakıt üretimine yönelik geleneksel modellere karşı teknoloji ve bilimdeki yeniliklerin nasıl yeni endüstriyel uygulamalar getirdiğine yönelik bilgiler bulunmaktadır. Rapor petrol ve doğal gaz sektörlerinin ya yapamamalarından ya da isteksizliklerinden dolayı bunu engelleyemediklerinden bahsetmektedir. Enerji sektörün eşi görülmemiş bir değişiklik zamanından geçtiğini ve yatırımcıların bunu dikkate alması gerektiğini iddia etmektedir.

Ayrıca bu sektörlerin ya artan rekabeti anlayamayacak kadar eksik bir donanıma sahip olduklarını ya da daha kötüsü gerçeği kabul etmediklerini ortaya koymuştur. Bu sektörlerin yenilenebilir enerji ve elektrikli araçların büyüme oranını sürekli olarak düşük hesaplayan tahminlere güvenmeye devam ettiklerini ileri sürmektedir. Bu tahminlerin şirketlerin en iyi analizleri mi yoksa pazarlama planlarının bir parçası mı olduğu eleştirisini sunmaktadır.

Petrol sektörünün büyük şirketlerinden Exxonmobil’in düşük performansının nedenleri olarak şunlar sıralanmaktadır: doğal gaz varlıklarına gereğinden fazla ödeme yapması ve hidrolik kırılma oyununda çok geç kalması; düşük petrol fiyatlarının petrol kumu varlıklarının ekonomik kapasitesinin çok düşürdüğünü görmesine karşın bu varlıkları tedbirsizce almaya devam etmesi (ancak, önceki yazımızda paylaştığımız üzere, Exxonmobil şirketinin ABD – Kanada arasındaki Kaystone XL projesinin petrol kumu fiyatlarını artırması nedeniyle projenin en büyük faydalanıcılarından biri olacağı gerçeği unutulmamalıdır); hasılatını artırmaktdan ziyade azaltan konvansiyonel petrol üretimi stratejisini terk etmemesi.

Söz konusu hususlar Exxonmobil şirketini Dow Jones endeksinin en kötü performans gösteren hissesi olmasına neden olduğu söylenmektedir. Şirketin son finansal tablolarına bakıldığında sermayesinin önemli bir kısmını kısa döngülü yatırımlara ayırdığını ve bunun geçmişteki sermaye yatırımı stratejisinden önemli bir sapma olduğu belirtilmektedir.

Rapora göre yenilebilir enerji ve elektrikli araç sektörlerindeki yoğun bir hareketlilik yaşamasına karşın petrol ve doğal gaz sektörlerinin uzun süre aynı seviyelerde kalacaktır. Uzun dönemde ekonominin kurallarının yenilenebilir enerji sektöründen yana olacağını iddia edilmektedir.

Raporun bazı konularda haklı olduğu açıktır. Öncelikle fosil yakıt sektörü ile otomotiv sektörünün arasındaki iş birliği kırılmış, General Motors, Toyota, BMW, Volkswagen ve yükselen yıldız Tesla gibi büyük şirketlerin elektrikli araç üretimine yoğunlaştıkları görülmektedir. Elektrikli araç kendi çalışma ağını, fabrikalarını ve ekonomik zincirini doğurmuş ve petrolle rekabet edebilir hale gelmiştir.

Ayrıca hızla büyüyen ve rekabet gücü giderek artan bir sektörün etkisini dikkate almadan veya düşük tahmin ederek gelecekte oluşabilecek büyük zararlardan kaçınmak mümkün olmayacaktır.

 

Yazar