Oğuzhan AKYENER
TESPAM Başkanı
oakyener@tespam.org/tr
Yenilenebilir enerji alanında küresel bazda yapılan yatırımlar, gelişen teknoloji, ucuzlayan ve daha da ucuzlayacağı tahmin edilen birim enerji üretim maliyetleri, Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli, bu potansiyelin çok az bölümünün değerlendiriliyor oluşu gibi hususlar birçok uzman tarafından gözlemlenmekte ve yorumlanmaktadır.
Fakat yenilenebilir enerjinin herkes ehemmiyetine vakıf iken, herkes kapasitenin geliştirilmesini ister iken, bu noktada devletimiz de yatırım teşvik, üretilen elektriği alım garantisi gibi birçok hususta destekler sağlıyor iken neden istenilen düzeylere gelinmemiştir?
Bu soruya çok yönlü yaklaşımlar ile uzun cevaplar verilebilir. Bu cevaplar kapsamında mevcut mevzuatların, kaynak potansiyellerinin, yatırım ikliminin, ilgili teknoloji ve ekipmanların mevcudiyeti ve fiyatlarının, gelişimi sağlayacak toplumsal bilincin, devlet politikalarının, üretilen ürün nezdinde pazar durumlarının ve diğer enerji türlerinin etkilerinin ayrı ayrı incelenmesi gerekecektir. Fakat bu çok değişkenli denklemde belki de Türkiye için en önemli olan iki değişkene, yani yatırım iklimi ve teknoloji varlığı ve maliyetine odaklanmak daha yerinde olacaktır.
Evet Türkiye’deki yenilenebilir enerji sektöründe büyük atılımlar gerçekleştirilememesinin en önemli sebepleri ucuz ve yerli teknolojinin olmayışı (ki bu sebeple ithal ekipman ve teknolojiler sebebi ile kurulum ve birim üretim maliyetlerinin yüksek oluşu)ve yatırımcı eksikliğidir.
Devletimiz bu alanda yerli teknolojilerin üretimi hususunda da ciddi destekler sağlamakta ve bu desteklerin kapsamını geliştirici çalışmalar sürdürmektedir. Fakat teknoloji sektördeki yeni yatırımları etkilediği gibi yerli teknoloji üretimi alanındaki yeni yatırımlar da sektördeki büyümeye göre şekillenmektedir.
Demek ki odaklanılması ve çözülmesi gereken diğer önemli konu yenilenebilir enerji yatırımlarının geliştirilmesidir.
Peki bu nasıl olabilir?
Yenilenebilir enerji yatırımları diğer enerji türlerine nazaran, daha az kompleks yapıları ve üretilen elektrik için devlet alım garantisi bulunması sebebi ile çok düşük riskli yatırımlar olarak değerlendirilebilecektir.
Düşük riskli olmanın getirdiği avantajın karşısında en temel görülebilen dezavantajı ise yatırım geri dönüşlerinin diğer enerji türlerine nazaran daha uzun zaman almasıdır. Muhakkak ki, yatırım geri dönüş zamanı yerli teknoloji üretiminin gelişimi neticesinde azalan maliyetler sebebi ile düşecektir. Tabii bunun için uzun bir sürece ihtiyaç vardır.
Yine de, şu anki şartlar dikkate alındığındığında, mevcut koşullarda dahi bu alanda yatırım karlı ve mantıklıdır. En azından paranın bankada saklanmasından daha karlı olacaktır.
Ülkemizde de, yastık altında yada bankalarda herhangi bir vadeye bağlanmamış büyük miktarlarda parası olan bireysel finansörler bulunabilecektir.
Özellikle faiz kaygısı nedeni ile güçlenen katılım bakancılığı müşterileri en önemli potansiyeldir.
Yenilenebilir enerji yatırımları kurgulanabilecek düşük riskli ekonomik modellere sahip olduğundan, özellikle katılım bankalarının ve banka müşterilerinin ilgisini çekecektir.
Yani şöyle ki; katılım bankaları (diğer bankalar da olabilir) müşterileri için uzun vadeli yenilenebilir enerji yatırım fonları oluşturacak, bu alanda yatırım yapan müşteriler, ilgili fon kullanılarak yapılan projeden pay sahibi olacak, yenilenebilir enerji alanındaki yatırım eksikliğini giderecek finans açığını bu bankalar sağlayacaktır.
Projeyi bankalar, özel girişimciler yada kamu kurumları hazırlayabilecektir. Gerekli lisans vb. onaylar alındıktan sonra yatırım öncesi proje onayı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’nden alınacak, onay alınan projeye finansmanı ise bu bankalar sağlayacaktır.
Kurulan şirketler ve hayata geçen projeler borsaya da açılacak ve daha geniş katılım imkanı da sağlanabilecektir.
***
Özetle geliştirilmesi gereken fikir özü budur…
***
Küçük de olsa bireysel yatırımlarını bankalarda faiz yada kar payı şeklinde değerlendirmek yerine, böyle bir modelde yatırıma dönüştürmeyi tercih edecek ülkemizde büyük bir potansiyel olsa gerek…
“Yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları TESPAM’a aittir. Tekrar yayınlanması halinde kaynak gösterilerek bu sayfaya aktif bağlantı sağlanması zorunludur.”
“Türkiye’deki enerji politikaları odaklı ilk ve tek sivil yapılanma…”
“Enerji politikaları alanında gündemi uzaktan takip etmeye çalışan bir Türkiye yerine, gündem belirleyen bir Türkiye’ye ulaşma idealiyle…”
TESPAM-Türkiye Enerji Politikaları ve Araştırmaları Merkezi