Türkmenistan (BP Statistical Review of World Energy 2020’de ifade edildiği üzere) sahip olduğu 0,6 milyar varillik kanıtlanmış petrol ve 19,5 trilyon metre küplük doğalgaz rezervi ile hidrokarbon kaynakları açısından dünyadaki en önemli ülkelerden bir tanesidir. Özellikle kanıtlanmış doğalgaz rezervleri, dünyanın sahip olduğu toplam potansiyelin neredeyse %10’una tekabül etmektedir.
Küresel ölçekte yapılan rezerv kıyaslamasına nazaran üretim miktarları incelendiğinde; Türkmenistan’ın 2020 yılında gerçekleşen yaklaşık 81 milyar m3’lük üretimi ile küresel ölçekte %2’lik bir paya sahip olduğu görülebilecektir. Dolayısıyla %10’luk rezerv payına karşın, %2’lik üretim oranı; saha geliştirme ve ihracat faaliyetlerinin küresel ortalamanın çok altında bir seviyede kaldığını ortaya koymaktadır. Aynı zamanda bu durum; Türkmenistan’ın makul bir yatırım ortamı oluşturulması ve gaz nakil güzergâhları teşkil edilebilmesi sayesinde, mevcut konumuna kıyasla çok daha büyük üretim ve ihracat potansiyeline erişebileceğini de göstermektedir.
Hiç şüphesiz doğalgaz kaynaklarının geliştirilerek üretime alınabilmesi için çok yönlü çalışmaların yapılması, uygun yatırım ortamının oluşturulması, finansın ve gerekli teknolojilerin temini, ekonomik olarak bir markete erişilebilecek zeminin hazırlanması, bu bağlamda gerekli teknik altyapının inşası gibi birçok kriterin sağlanması gerekmektedir. İşte bu gereksinimler de dikkate alınarak, mevcut durum ve imkânların da göz önüne alındığı, çok kriterli analizler ışığında uzun vadeli ihracat projeksiyonları geliştirilebilecektir. Bu projeksiyonlar ışığında da etkin politikalar kurgulanabilecek ve uygulamaya geçirilebilecektir.
Diğer Türk ülkeleri için olduğu gibi, TESPAM tarafından Türkmenistan için de uzun vadeli (2050 yılına kadar) petrol ve gaz üretim, tüketim, ihracat projeksiyonları hazırlanmıştır. Bu projeksiyonlar dâhilinde çok kriterli analizler yapılmış ve farklı senaryolar hazırlanmıştır.
Aşağıda bu minvalde hazırlanan “baz senaryo” verileri ışığında ilgili grafiklere yer verilmiştir.

İlk grafikte Türkmenistan’ın 2010’dan günümüze uzanan doğalgaz üretimi verileri ile 2050 yılına kadar tahmin edilen projeksiyonlara yer verilmiştir. Anlaşılabileceği üzere, Türkmenistan uygun yatırım koşullarının yakalanması, finansal problemlerin çözülmesi, TAPI boru hattının tamamlanması gibi fırsatlar sayesinde mevcut üretimini %110 oranında arttırarak, 171 milyar m3/yıl seviyelerine erişecektir.

İki numaralı grafikte ise Türkmenistan’ın gaz tüketim projeksiyonları gösterilmiştir. Buradan da anlaşılabileceği üzere, Türkmenistan’ın gaz tüketimi 2050’li yıllarda %75 oranında bir artış göstererek, 54,5 milyar m3/yıl seviyelerine erişecektir.
İki grafik birleştirilerek, diğer bir ifade ile “İhracat = Üretim – Tüketim” denklemi ile (Türkmenistan’ın gaz ithalatı yapmadığı dikkate alınarak) ihracat rakamları hesaplandığında; 3 numaralı grafikten de görülebileceği üzere, Türkmenistan gaz ihracat potansiyeli %132 oranında bir artışla 50 milyar m3/yıl seviyelerinden 116,4 milyar m3/yıl seviyelerine erişebilecektir.

İhracat potansiyelindeki bu artış, hem Türkmenistan için, hem diğer Türk ülkeleri için, hem de bölgede yer alan ve küresel ölçekteki en çok enerji açlığı çeken ülkeler konumunda olan Çin ve Hindistan için çok önemlidir.
Bu projeksiyonlar dikkate alınarak, Türkmenistan’ın farklı ihracat seçeneklerine yönelebilmesi ve bu bağlamda saha geliştirme faaliyetleri ile uzun vadeli boru hattı hedeflerini gerçekleştirmesi daha etkin bir şekilde tasarlanabilecektir.
Ayrıca 4 numaralı grafikte, çoğunluğu doğalgaz ile birlikte üretilen hafif petrol olarak da nitelendirilen, Türkmenistan’ın 2050 yılına kadarlık kondensat ihraç potansiyeli projeksiyonlarına da yer verilmiştir. Anlaşılabileceği üzere, petrol ihracatı noktasında da Türkmenistan’ın 0,44 milyon varil / gün seviyelerine erişerek, bölge için önemli bir tedarikçi olacağı beklentileri dikkat çekmektedir. Bu da Türkmenistan’ın enerji denklemindeki stratejik pozisyonunu daha da kuvvetlendirmektedir.

Yeniden Türkmenistan’ın gaz ihracat projeksiyonlarına ve bu bağlamda geliştirebileceği arz politikalarına dönecek olursak, hiç şüphesiz 3 numaralı grafikte de ifade edilen gaz ihracat hacimlerinin gerçekleşebilmesi için belli rotalara, bu bağlamdaki ilgili yüzey tesislerine (boru hatlarına) ve ekonomik olarak erişilebilecek olan marketlere ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu bağlamda Türkmenistan’ın sahip olduğu ilgili doğalgaz ihracat hattı sistemi 1 numaralı harita üzerinde incelendiğinde:

⦁ “Merkez Asya-Merkez” Boru hattı ile Türkmen gazı Özbekistan ve Kazakistan üzerinden Rusya’ya iletilmektedir. Bu hattın Türkmenistan tarafından kullanımı 2016 itibarı ile durmuştur. Boru hattının Özbek ve Kazak kısımlarının ek kapasiteleri de dâhil edildiğinde hacmi yıllık 100 milyar m3 gaz taşıyabilmeye uygundur. Lakin hattın eski olması bu kapasiteyi azaltmıştır. Şu an itibarı ile Türkmenistan sınırlarında kalan kısmın kullanılabilir kapasitesi 45 milyar m3/yıl civarındadır. 2016 yılından bu yana sadece boru hattının muhafazası gayeli teknik gerekçelerle küçük hacimlerle gaz sevkiyatları söz konusu olmuştur.
⦁ Türkmenistan’ın en önemli gaz ticaretini sağlayan ve Özbekistan ve Kazakistan üzerinden Çin’e uzanan “Trans-Asya” gaz boru hattı ise A,B,C olmak üzere 3 paralel hattan oluşmaktadır. Toplamda 55 milyar m3/yıl’lık taşıma kapasitesine sahiptir.
⦁ İran’ın farklı iki noktasına gaz tedariği sağlayan 12’şer milyar m3’lük “Devletabat-Sarakıs-Kangiran” ve “Körpece – Kurt Kui” isimli iki boru hattı mevcuttur. Bu boru hatlarından talebe göre gönderilen gaz İran’ın ilgili kuzey bölgelerindeki talebin karşılanması için kullanılmıştır. Fakat İran ile yaşanan ticari anlaşmazlıklar sebebiyle bu sevkiyat da nihayete ermiştir.
⦁ Yapımı 2015 sonunda tamamlanan ve çift yönlü çalışma kapasitesine de haiz olan “Doğu – Batı Hattı” 30 milyar m3/yıl kapasite ile farklı ticari opsiyonları desteklemeyi ve iç dağıtıma da hizmet etmeyi amaçlamaktadır.
Tamamlanan boru hatlarının yanı sıra, haritada yeşil ile çizilmiş, planlanan boru hatları incelendiğinde ise;
⦁ Çalışmanın ana konularından olan Türkmen gazını Afganistan – Pakistan ve Hindistan’a taşıyacak olan, 33 milyar m3/yıl kapasiteli “TAPI” boru hattı,
⦁ Uzun yıllardır fikir aşamasında olan ve 30 milyar m3/yıl kapasiteli olarak planlanan “Trans-Hazar” gaz boru hattı,
⦁ Çin’e Özbekistan ve Takicistan üzerinden ulaşarak, bu ülkelerin de gaz tedariklerini taşıması hedeflenen ve ilk aşamada 25 milyar m3/yıl’lık kapasiteye sahip olacak ve akabinde bu kapasite 85 milyar m3/yıla kadar eriştirilecek olan “Trans-Asya D Hattı” görülecektir.
Hedeflenen boru hatları uzun vadeli perspektifte değerlendirildiğinde:
⦁ TAPI boru hattı birçok siyasi, finansal ve güvenlik riski gibi sebeplerle, belli bölümlerinde çalışmalara başlanmış olsa dahi, bir türlü hayata geçirilememiştir. Afganistan’da günümüzde ABD’nin bölgeden ayrılması ile yaşanan süreç, bu boru hattının daha da öteleneceği anlamına gelmektedir.
⦁ Trans-Hazar boru hattının ticari gerekçelerle hayata geçmesi 2050 yılına kadar mümkün değildir.
⦁ Trans-Asya D Hattı’nın ise 2022 yılında faaliyete başlaması muhtemeldir.
Dolayısıyla, ilgili senaryolar dâhilinde, Türkmenistan’ın artan gaz ihracat hacmini yönlendireceği yegâne müşterinin yine Çin olacağı görülebilecektir.
Bu bağlamda ilgili senaryo kapsamında aşağıdaki grafik hazırlanmıştır.

5 numaralı grafikten anlaşılabileceği üzere,
⦁ Türkmenistan’ın ihracatta en büyük ortağı eskiden Rusya’dır.
⦁ Rusya ile gaz ihracatında talep dengelerine bağlı olarak yaşanan azalma, (1991 yılında 25 yıllığına yapılan) mevcut satış kontratının süresinin dolması akabinde grafikte görülmese de 2016 yılının başı itibari ile tamamen sonlanmıştır. Sadece belli dönemlerde boru hattını teknik olarak diri tutmak için küçük ölçekli sevkiyatlar yapılmaktadır.
⦁ Bunun aksine Çin ile 2010 yılında başlayan, 2015 yılında 40 milyar m3 seviyelerine çıkan yeni bir ticaret hacmi mevcuttur
⦁ İran ile de 6 ila 10 milyar m3 arasında değişen bir gaz ticaret hacmi söz konusu olmuştur. Fakat İran ile Türkmenistan arasında yaşanan ticari anlaşmazlıklar sebebiyle bu ticaret de sonlandırılmıştır.
⦁ Afganistan’ın içinde olduğu karışıklıklar da dikkate alınarak, TAPI boru hattının 2027’de sevkiyata başlayacağı varsayılırsa, yine Çin’in hakim olduğu fakat Hindistan, Pakistan ve Afganistan pazarlarının beslendiği bir profil göze çarpmaktadır.
⦁ Hindistan piyasası Türkmenistan’dan gelecek olası ek gaz hacimlerine açtır ve bu bağlamda talep söz konusudur. Fakat arada Afganistan ve Pakistan’ın bulunmasının getirdiği siyasi ve güvenlik risklerine ek olarak, teknik nakil altyapısının olmayışı bu ticaretin hayata geçebilmesini negatif etkilemektedir.
⦁ Türkmenistan Çin’e bu denli bağlanmamak için, 2040 yılları sonrası için farklı ticari opsiyonları düşünebilecektir. Bunlar Türk Enerji Birliği dahilinde elektrik üretimi ve elektrik ihracatı olasılıkları ile muhtemel bir TAPI-X (kapasitesi genişletilmiş TAPI hattı) ile Hindistan’a sağlanan hacmin arttırılmasıdır.
Burada ortaya koyulan projeksiyonlara ek olarak, Türkmenistan’daki ilgili kurumların zaman zaman ortaya koyduğu üretim ve ihracat hedefleri de bulunmaktadır. Fakat bu hedefler küresel piyasalar, yatırım altyapıları, mevzuatlar, yabancı sermaye açısından caziplik gibi birçok kriter dikkate alındığında pek de uygulanabilir/erişilebilir görülmemektedir. Örneğin, Türkmenistan yönetiminin resmi olarak 2000’li yılların başında açıkladığı ve üretimi 2010 yılında 120 milyar m3, 2020’de 175 ve 2030’da da 230 milyar m3 seviyelerine çıkarma hedeflerinin de gerçekleştirilebilir olmadığı 2010 yılına dair beklentiler dikkate alındığında görülecektir. Yine de bu açıklamalar, devlet vizyonu ve makro düzeydeki olumlu beklentiler dahilinde fikir veren yaklaşımlardır.
Gaz piyasaları söz konusu olduğunda böyle tahminlerin gerçekleştirilebilmesi için sadece doğal kaynaklara sahip olmak yeterli değildir. Rezervlerin yanı sıra, rezervleri geliştirip, üretime alabilecek teknolojilerin varlığı (ki Türkmenistan’ın önemli gaz sahalarındaki H2S problemleri, derinde yer almaları, yüksek basınç ve sıcaklık ihtiva ediyor oluşları, modellemeyi zorlaştıran tuz yapıları gibi sebepler nedeni ile teknoloji çok önemlidir.), uygun yatırım ortamı, yatırımcıların varlığı, ekonomik olarak ticaret yapılabilirliği (örneğin siyasi sebeplerin de ötesinde bahsi geçecek olan Trans-Hazar gaz boru hattı, Türkmen gazının bu güzergâhtan AB’ye ekonomik olarak gidemeyeceği sebebi ile inşa edilememektedir.), yasal düzenlemeler, politik konular, uluslararası anlaşmalar, gaz fiyatları, nakil hatları ve tüm bunların da yanı sıra üretilen gazın sürekli satılabileceği marketlerin de olması gereklidir. Bu maddelerden herhangi birinin eksikliği tüm planları etkileyecektir. Yani diğer bir değişle hedeflenen üretim ve ihraç senaryoları gerçekleştirilemeyecektir.
Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, TESPAM tarafından düzenlenen TÜRK ENERJİ BİRLİĞİ KONGRESİ’nde de vurgulandığı üzere, ortak akıl, ortak teknoloji ve finansman ile gerçekleştirilecek büyük ölçekli entegre bir adım, hem Türkmenistan hem de diğer ülkeler için yepyeni fırsatların oluşması anlamına gelecektir.
Ayrıca hem Türkmenistan’ın hem de diğer Türk ülkelerinin rezerv potansiyeli, mevcut “kanıtlanmış” olarak ifade edilen değerlerin çok üzerindedir.