Kıbrıs’a Boru Hattı Çekelim mi?

 

Hemen hemen herkesin aklına “Ne borusu?” gibi bir soru gelebilir.

Çünkü bazı akademisyenlerimiz sonunda (uzun süredir dillendirdiğimiz üzere) East Med Boru hattının ekonomik koşullar nezdinde tutarlı olmadığını kabul etmişler ve hemen bu yaklaşımın akabinde de; süreci çok daha başka noktalara taşımışlar.

Şöyle ki;

  • Rumlara kesin bir cevap vermek,
  • AB & ABD ile ilişkilerimizi geliştirmek,
  • Zaten kaynak çeşitliliği konusunda “aç” olan AB’nin başka yollarda didinmesinin önüne geçmek,
  • Kıbrıs’ta iki toplumlu siyasi bir çözüme de katkı sağlamak için Türkiye – Kıbrıs arasına bir doğalgaz boru hattı döşenmesi ve ortada kaynak olmadığı için gerekli yatırımın Varlık Fonu tarafından karşılanması gerektiği söyleniyor.

İfade edilen model kısaca bu şekilde olup aşağıdaki maddelerin de hiçbirinin cevabı bulunmamaktadır.

  • Ortada söylendiği gibi gibi kaynak yok!
  • Hacimler net değil!
  • Mısır ve İsrail deniz alanlarına yakın olan spekülatif keşif açıklamalarının nasıl geliştirileceği ile ilgili hiçbir netlik yok!
  • İlgili keşiflerde Kuzey Kıbrıs’ın da payı var ve bu pay sürekli ihlal ediliyor!
  • Bu sorunlar çözülse dahi, ilgili keşifler hangi oranlarda, hangi finansla geliştirilerek, Kıbrıs’a kadar getirilecek ve oradan da Türkiye’ye nakledilecek net değil!

O zaman şu soruyu sormak yerinde olur.  Böylesi bilinmeyenli bir denkleme yatırım yapılabilir mi?

Cevabı elbette HAYIR!

Kuzey Kıbrıs’ın ihtiyacını karşılamak için küçük çaplı bir boru hattı çekmeye kalksak, hatta oradan gazı Güney Kıbrıs’a da satmaya çalışsak, bu model işleyebilir… Yani proje ekonomik ve stratejik olarak uygulanabilir.

Fakat rezervi, üretim projeksiyonu, geliştirilebilirliği, siyasi – finansal – ekonomik uygulanabilirliği net olmayan bir kaynak potansiyeli için böyle bir adım atmak pek doğru olmaz

Böylesi tutarsız bir adıma özel sektör zaten yanaşmayacağı gibi, devlet de yatırım yapamaz!

Hele adada iki toplumlu siyasi bir çözüm için -AB ya da ABD için-  böyle bir hamle yapma hususu ile iyimser yaklaşımların ardına dahi sığınılamaz!

Özetle, Türkiye hem Kıbrıs siyaseti, hem de Doğu Akdeniz enerji politikaları anlamında zaten doğru, kararlı ve net adımlar atmaktadır.

Bu adımlardan rahatsız olanlar ve onların arkasına sığınanlar ise; (ister istemez) bu tarz akıl tutulmaları yaşamaya devam edecek fakat Türk devletinin aklına bulandırmaya muvaffak olamayacaklardır!

Yazar

Related Posts

Çin’in Nükleer Enerji Alanında Küresel Liderliğe Yükselişi: Stratejik Bir Analiz

Çin’in Nükleer Enerji Alanında Küresel Liderliğe Yükselişi: Stratejik Bir Analiz Doç. Dr. Anıl Çağlar ERKAN Yazar admin View all posts

Türkiye’nin Enerji Bağımsızlığı Yolunda Stratejik Bir Hamle: Gabar’da Petrol Üretimi ve Yerli Sondaj Teknolojileri

Türkiye’nin Enerji Bağımsızlığı Yolunda Stratejik Bir Hamle: Gabar’da Petrol Üretimi ve Yerli Sondaj Teknolojileri Doç. Dr. Anıl Çağlar ERKAN Yazar admin View all posts

You Missed

Türkiye’de İklim Değişikliği ve Emisyon Ticaret Sistemi Anketi Sonuç Raporu

  • By admin
  • Nisan 9, 2025
  • 4 views
Türkiye’de İklim Değişikliği ve Emisyon Ticaret Sistemi Anketi Sonuç Raporu

Türkiye’de İklim Değişikliği ile ilgili Olumsuz Algılar Anketi Sonuç Raporu

  • By admin
  • Nisan 8, 2025
  • 5 views
Türkiye’de İklim Değişikliği ile ilgili Olumsuz Algılar Anketi Sonuç Raporu

Elektrik Santrallerinde Soğutma Kulelerinden Havaya Giden Sıcak Buharın Enerjisi Kullanılamaz mı?

  • By admin
  • Nisan 7, 2025
  • 3 views

Hava Kirliliği Nedir? Türkiye‘deki Çalışan ve Planlanan Kömür Santralleri Listesi

  • By admin
  • Nisan 7, 2025
  • 2 views

AT GÜCÜ YEŞİL ENERJİDİR

  • By admin
  • Nisan 7, 2025
  • 2 views

Almanya’da Güneş Enerjisi Sektörü Krizde

  • By admin
  • Nisan 7, 2025
  • 3 views