Irak'tan Gelecek Yeni Boru Hatlarına Gerek Var Mı?

Uzun süredir Türkiye ve dünya kamuoyunda tartışılan IKBY Bağımsızlık Referandumu gerçekleşti. Bir süredir Türk kamuoyunda Kürtlerin bağımsızlığının Türkiye’nin işine yarayacağı çünkü bölgeden çıkacak petrol ve doğal gazın Türkiye için vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğu gibi mesnetsiz ve dayanaksız iddialar yer alıyor. TESPAM olarak Türkiye’nin asla IKBY bölgesindeki kaynaklara mahkûm olmadığını, buradaki kaynakların bir alternatif olduğu ancak katiyen hayati bir önem taşımadığını detaylı olarak çeşitli raporlarımızda açıkladık.

Kaynaklar perspektifinden açıkladığımız bu durumu Türkiye’ye gelen ve Türkiye’ye hizmet eden boru hatları üzerinden de açıklayalım.

Türkiye’nin son yıllarda öne çıkan “enerji merkezi olma” iddiasının temeli bu boru hatlarına dayanıyor. Türkiye hem gelişmekte olan ülke sıfatının gereği olan artan enerji talebi hem de coğrafik olarak kaynak ülkelerle tüketici ülkeler arasında yer alması sebebiyle bu emeline ulaşmaya yakın. Türkiye’ye hali hazırda kaynak taşıyan ve halen inşa edilmekte olan boru hatlarını inceleyelim.

Doğal Gaz Boru Hatları

Mavi Akım Doğal Gaz Boru Hattı:

Aralık 1997 yılında Türkiye ve Rusya arasında imzalanan 25 yıllık doğal gaz temin anlaşması üzerine inşaatı başlanan hat 2003 yılında işletmeye alınmış ve 2005 yılında resmi açılış töreni yapılmıştır. Rusya’dan yola çıkan boru hattı Karadeniz tabanından iki hat halinde ilerleyerek Türkiye’ye Samsun’dan giriş yapmakta ve Ankara’ya kadar devam etmektedir. Hattan yılda 16 milyar m3’lük bir ithalat yapılmaktadır.

Rusya – Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı (Batı Hattı):

Türkiye’nin gelecek enerji ihtiyacının karşılanması için atılan ilk adım olan Batı Hattı ile Türkiye 1987 yılından itibaren Rus doğalgazını kullanmaya başlamıştır. 1986’da iki ülke arasında imzalanan ve 25 yıllık doğal gaz teminini amaçlayan anlaşma sonrası Trakya bölgesi, İstanbul, İzmit, Bursa ve Ankara’ya doğal gaz temin edilmiştir. 25 senelik temin süresince Rusya bu hat üzerinden ülkemize yıllık 6 ila 14 milyar m3’lük gaz ihracatı gerçekleştirmiştir. Halen bu hat üzerinden 14 milyar m3 gaz temin edilmektedir. Özellikle Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerginlik sonrası Rusya’nın bu hattı kullanmayı pek tercih etmemesi sonucu Türk Akım projesinin devreye alınmasıyla bu hattın öneminin giderek azalması beklenmektedir. Halen özel bir gaz ithalat şirketinin Rusya ile bu hat üzerinden yıllık 1 milyar m3 gaz alımı için geçerli 20 yıllık bir sözleşmesi bulunmaktadır.

Doğu Anadolu Doğal Gaz Ana İletim Hattı:

İran’ın Türkiye’ye gaz temin etmesi amacıyla iki ülkenin Ağustos 1996’da imzaladığı anlaşma sonucu inşa edilen boru hattı Aralık 2001’de devreye alınmıştır. Van’ın Doğubeyazıt ilçesinden ülkemize giriş yapan hat Doğu ve İç Anadolu’yu geçtikten sonra Ankara’ya ulaşmaktadır. Yıllık 10 milyar m3’lük bir gaz ithalatını öngören anlaşmanın aksine özellikle kış dönemlerinde İran’ın ülke içi tüketimi bahane ederek taahhüt edilen gaz miktarını Türkiye’ye sağlayamadığı bilinmektedir. Halen Türkiye’nin en önemli ikinci doğalgaz kaynağı olma önemini taşımaktadır. İran’ın üzerinden kaldırılan ekonomik yaptırımlar sonrası yapacağı yatırımlarla kendisi için önemli bir para kaynağı olan bu hattın arzını garanti altına almaya çalışacağı değerlendirilmektedir.

Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı:

Azerbaycan’ın Şah Deniz sahasından ürettiği doğal gazı 15 yıl boyunca 6,6 milyar m3’lük bir hacimde Türkiye’ye iletmesi için inşa edilen boru hattından ilk akış 2007 yılında gerçekleşmiştir. BTE’nin Azerbaycan ve Gürcistan sınırları içinde kalan kısımlarının kapasitesinin artırılarak TANAP projesine 2018 yılının sonuna kadar gaz verebilir hale getirilmesi planlanmaktadır. Şu anda Azerbaycan’ın Türkiye’yle yakın ilişkileri ve güvenilir bir kaynak olarak hareket etmesi sonucu Türkiye için en güvenilir gaz kaynağı durumundadır.

Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP):

Azerbaycan’ın Şah Deniz sahasının geliştirme projesi olan Faz 2 safhasında üretilecek olan doğal gazın Türkiye ve Avrupa’ya satışı için inşa edilen boru hattı ile Türkiye’ye yıllık 6 milyar m3 Avrupa’ya ise ilk etapta 10 milyar m3’lük bir kaynağın aktarılması planlanmakta. Yıllık taşıma kapasitesi 32 milyar m3 olan boru hattı ile ilerleyen dönemlerde Avrupa’ya daha fazla gaz satışı planlanmaktadır. Proje kapsamında Türkiye’ye ilk gaz satışı 2018 yılı Avrupa’ya gaz satışının ise 2020 yılında gerçekleşmesi planlanmaktadır.

Bu projenin Türkiye için ayrı bir önemi daha bulunmakta. Bu da Türkiye’nin projede sadece alıcı konumunda değil TPAO üzerinden Şah Deniz projesinde ve BOTAŞ üzerinden de TANAP projesine ortak olmasıdır. TESPAM olarak her zaman savunduğumuz Türkiye’nin kaynaktan tüketime kadar her noktada yer alması durumu bu projede gerçekleştirilmiştir.

Türk Akım Doğal Gaz Boru Hattı:

Batı Hattı’nın önemini yitirmesine sebep olan Rusya – Ukrayna çatışması sonrası Rusya’nın Türkiye ve Avrupa’ya gaz temini için herhangi bir aracı ülke üzerinden geçmeyen boru hattı arayışı üzerine ortaya çıkan boru hattı Türkiye’nin en güncel doğal gaz temin kaynağı olmaya aday konumda. Toplam kapasitesi yıllık 31,5 milyar m3 olan iki hat üzerinden öncelikle Türkiye’ye yıllık 15,75 milyar m3 gaz temin edilmesi planlanmakta. Rusya – Ukrayna arası sıkıntılar sebebiyle zaman zaman kesintiye uğrayan Batı Hattı’ndaki 14 milyar m3’lük akışın bu hatta aktarılması planlanmaktadır. 2019 yılının sonu itibariyle devreye alınması planlanan hat Türkiye’nin gaz ithalatını aracısız sağlayacak olması sebebiyle önem arz etmektedir.

Ham Petrol Boru Hatları

Bakü – Tiflis – Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı:

Hazar bölgesinde üretilecek ham petrolün güvenli bir şekilde küresel pazarlara sunulması için 1999 yılında Türkiye – Gürcistan – Azerbaycan arasında imzalanan bir anlaşma sonucu inşasına başlanan boru hattı 2006 yılı itibariyle faaliyete geçmiştir. Taşıma kapasitesi yıllık 50 milyon ton olan bu hat üzerinden şu ana kadar 2,6 milyar varil ham petrolün satışı yapılmıştır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada yapılan petrol transferlerinin içinde Azerbaycan’ın yanı sıra Kazakistan ve Türkmenistan’da üretilen ham petrolün de bulunduğu yer almakta. Hattın inşasının tamamlanması ve faaliyete geçmesiyle birlikte bölgesel kaynakların küresel piyasalara sunulması için çok önemli bir adım atılmıştır.

Irak – Türkiye Ham Petrol Boru Hattı:

Ağustos 1973’te Türkiye ve Irak arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde Irak’ta üretilen ham petrolün Türkiye’ye taşınması için inşa edilen boru hattına dahil olan paralel hatlardan ilki 1976 yılında işletmeye alınmıştır. 1987’de tamamlanan ikinci hat ile birlikte hattın toplam kapasitesi 70,9 milyon tona çıkarılmıştır. Eylül 2010’da iki ülke arasında boru hattı anlaşmasının ve ilgili protokollerin 15 yıllığına uzatılmasına karar verilmiştir.

2014 yılında Merkezi Irak Yönetimi ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi arasında yaşanan boru hattının Irak’ta kalan kısmının kullanımına dair tartışmalar sonucu bölgeden üretilen petrolün bir kısmı IKBY tarafından yeni inşa edilen Khurmala – Fishkhabur boru hattına yönlendirilmiştir. Halen Irak – Türkiye HPBH üzerinden Kerkük’ten üretilen petrol Ceyhan limanına iletilmektedir.

Kaynak: http://www.botas.gov.tr/images/maps/BotasGenel_full.jpg

Sonuç

Türkiye 2008 2016 yılları arasında yıllık 32,5 ile 43,1 milyar m3 arasında değişen miktarlarda doğal gaz ithal etti. Türkiye’nin gelişmeye devam eden ekonomisi ve 2018 yılından itibaren doğal gaz temin edilmeyen il kalmayacağından yola çıkarak orta vadede Türkiye’nin yıllık tüketiminin 50 milyar m3 seviyelerine yanaşacağı tahmin edilmekte. Var olan doğal gaz boru hatlarının kapasitelerini göz önüne alırsak;

Hat Kapasite (milyar m3)
Batı Hattı 14
Mavi Akım 16
İran – Türkiye 10
BTE 6,6
Toplam 46,6

planlanan boru hatları;

Hat Kapasite (milyar m3)
TANAP 6*
Türk Akım 15,75*
Toplam 19,75

* Türkiye’ye tahsis edilen kapasite

Görüldüğü gibi şu an Türkiye’nin aktif olarak kullandığı doğal gaz boru hatları (tam kapasite kullanıldığı varsayılarak) Türkiye’nin şu anki ve kısa vade gelecekteki tüketimini rahatlıkla karşılayabilir seviyede. TANAP ve Türk Akım’ın da deveye girmesiyle bu durum pekişecektir.

İzmir ve Marmara Ereğli’de bulunan LNG santralleri de yurtdışından alınan LNG’yi Türkiye pazarına sunmakta ve kaynak çeşitliliği yaratmaktadır.

Hali hazırda çalışan ham petrol boru hatlarının da kaynak sahibi ülkelerin petrolünü çoğunlukla yabancı ülkelere satmak için kullanıldığı düşünüldüğünde bu konuda da IKBY’den gelecek boru hatlarına herhangi bir bağımlılık yoktur. Türkiye bugün arz fazlalığının olduğu petrol piyasasında istediği kaynaktan rahatlıkla ham petrol ithal edebilmektedir.

Ceyhan’dan Kırıkkale ve Batman’daki rafinerilere giden ham petrol boru hatları da BTC’den gelen petrolle rahatlıkla beslenebilir.

IKBY’nin Rusya desteğiyle inşa etmeyi planladığı yıllık 30 milyar m3 kapasiteli boru hattının Doğu ve G. Doğu Anadolu pazarı (2019) ile Avrupa’yı (2020) pazar olarak hedeflediği açıklanmıştı. Türkiye içinde hedeflediği pazarın çok büyük olmaması ve Avrupa’ya gaz temini için hedefledikleri 2020’de TANAP’ın devreye alınmasının planlanması sebebiyle bu hattın gerçekçiliği ve Türkiye’ye getireceği faydalar tartışmalıdır.

Politik veya gizli emellerin gölgelediği yanlış bilgilerle ülke kamuoyunun aklı karıştırılmakta ve ülkemiz çıkarları hiçe sayılarak yanlış kararlar verilmesi sağlanmak istemektedir. IKBY petrolü ve gazı Türkiye için bir alternatiftir ancak asla vazgeçilmez bir kaynak değildir, hele ki Rusya ve Azerbaycan gibi güvenilir kaynaklarımızın yanında İran gibi yarı güvenilir bir kaynağımız ve Türkiye’nin lehine olan LNG piyasası göz önüne alındığında.

Yazar