Eastmed Boru Hattı Projesi Söylemleri Ne Kadar Gerçekçi?" başlıklı panelimiz tamamlandı!

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) ev sahipliğinde ve Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) tarafından düzenlenen “Eastmed Boru Hattı Projesi Söylemleri Ne Kadar Gerçekçi?” başlıklı panele, Dışişleri Bakanlığı Enerji ve Çok Taraflı Ulaştırma Genel Müdür Yardımcısı Zafer Ateş, TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, TESPAM Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Alb. Levent Kenar, TANAP Proje ve Modifikasyonlar Direktörü Ömer Korkmaz ile çok sayıda davetlinin katılımı ile gerçekleşti.
TESPAM Genel Sekreteri Gazeteci Yazar Neşat Gündoğdu’nun moderatörlüğünü yaptığı panelde konuşan TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener Oğuzhan Akyener, EastMed Boru Hattı Projesi kapsamında Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail arasında bu akşam imzalanacak anlaşmanın uluslararası geçerliliğinin olmadığını belirterek, “Projeye yönelik maliyet, hukuki anlaşmalar, güvenlik ve hedef piyasa gibi detayların tam olarak netleşmiş ve ortaya konulmuş olması gerekiyor, aksi taktirde sadece söylemler tekrar ediliyor.” dedi.
Akyener, Merkezin düzenlediği “EastMed Boru Hattı Projesi – Söylemler Ne Kadar Gerçekçi?” başlıklı panelde, söz konusu ülkelerin daha önce de kendi aralarında farklı projelere imza attıklarını, ancak uluslararası arenada projelerin hayata geçemediğini ifade etti.
Toplam 1900 kilometrelik EastMed Boru Hattı’nın 1300 kilometresinin deniz altından geçmesinin planlandığını dile getiren Akyener, “Bu boru hattının maliyetinin 16,28 milyar dolar seviyesinde hesaplandığı söyleniyor. Böyle bir maliyetle gazı sadece Yunanistan’a götürüyorsunuz. Buradan İtalya’ya taşımanız gerekiyor. Bu da ekstra bir maliyet gerektiriyor. Bu maliyetler gazın fiyatında artışa neden oluyor. Böyle bir durumda piyasadaki Rus gazıyla yarışmanız mümkün değil.” diye konuştu.
Akyener, EastMed Projesi’nde ihracat senaryolarının ve potansiyel hacimler konusunun net olmadığını söyledi.
Araştırmalara göre bölgede 3,5 trilyon metreküplük bir gaz rezervi olduğuna dikkati çeken Akyener, “Toplam rezervin 2,8 trilyon metreküpü Mısır sahasında bulunuyor. Mısır’ın Doğu Akdeniz’deki denklemlerin dışında tutulması gerekiyor. Mısır, bölgedeki doğal gazın üretimini kendi yapacak, kendi LNG tesislerinden istenilen piyasalara gönderecek. Mısır, siyasi ve diplomatik olarak toplantılara ve söylemlere katılıyor olsa da ülkenin bu denklemde yeri yok. Çünkü, doğal gaz çıkarıldıktan sonra Mısır’ın 2020-2035 yıllarında yeteri kadar boş LNG kapasitesi olmayacak. Bulunan gazın depolama problemi ortaya çıkacak. İsrail, ülkesinde artan gaz talebi için bu gazı kullanacak. Gazın Avrupa’ya gitmesi sorunlu gözüküyor.”dedi
Bu imza süreçlerinin 3 yıldır farklı söylemlerle masaya getirildiğini belirten Akyener “Avrupa Birliği’nden 2 milyon avroluk bazı ön mühendislik araştırma aktivitelerinin kısmen gerçekleştirilmesi için destekler sağlanıyor. Ortada çok fazla soru işareti var. Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail arasındaki EastMed Boru Hattı Projesi’ne yönelik anlaşmanın uluslararası geçerliliği yok. Projeye yönelik maliyet, hukuki anlaşmalar, güvenlik ve hedef piyasa gibi detayların tam olarak netleşmiş ve ortaya konulmuş olması gerekiyor, aksi taktirde sadece söylemler tekrar ediliyor.”diye konuştu.

 

Yazar