Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan Kovid-19 salgını küresel piyasalarda petrol talebiyle paralel olarak petrol fiyatlarında önemli düşüşlere yol aştı. Tüm dünya korona virüsü ile nasıl mücadele edileceğini bulmaya çalışıyor. Virüsün yayılma hızı artıkça yaşanan kaygı seviyesi de yükseliyor. Almanya Şansölyesi Merkel’in de ifade ettiği gibi, insanlık II. Dünya Savaşı’ndan beri yaşanan en büyük felaketle yüzleşiyor. Virüsün yayılma hızını engellemek için sokağa çıkma yasakları uygulanıyor ve bu da talepte azalmaya neden olan başlıca bir faktöre dönüşüyor. Öte yandan OPEC’in hâkim gücü Suudi Arabistan ve müttefikleri, zaten gerilemekte olan petrol talebinin, Çin’de patlak veren ve global olarak yayılmakta olan korona virüsünün de etkisiyle, süratle düşmesi karşısında “arzı kısmaya başvurma” kararını almışlardı. Arz bolluğu ve talep azalması ile ortaya çıkan durumu dengelemek için önceki kesintilere ek ve daha yüksek olarak 1,5 milyon varillik kesinti üzerine odaklanıldı. Bunun 1 milyon varili OPEC ülkeleri, kalan 500 bin varilinin de Rusya ve öncülük ettiği OPEC+ (OPEC dışı üreticiler) tarafından sağlanması öngörüldü. Fakat Rusya Enerji Bakanı Novak Viyana’daki toplantıda OPEC ile yapılan müzakerede bunu kabul etmediklerini açıkladı. Olayın ayrıntılarında Rusya’nın kabul etmeme sebebinin şöyle olduğu anlaşıldı: Bu kısıntıların en çok Amerikan petrol üreticilerinin işine yarayacağını, kendi pazar paylarının azaltılmayı hedeflendiğini düşünüyor olmaları. Zaten yenilenebilir enerjinin yükselişi, maliyetlerinin düşmesi ve elektrikli araçlarının yaygınlaşması petrolün geleceğini ciddi şekilde tehdit ediyordu.
Suudiler bu karar üzerine Arabistan’ın en büyük petrol şirketi olan ARAMCO üzerinden, fiyatların da tepetaklak olmasıyla, tüm müşterilerine fiyatlarda ciddi bir ıskonto yapacakları mesajını çektiler ve üretimi daha da arttırma kararı aldılar. Sonuç olarak, ocak ayı başında 73 dolar civarında olan petrol fiyatının 30 dolar altına düşmesi oldu ve petrol tarihinde yaşanan en hızlı düşüşe tanık olduk.
Salgından kaynaklı fiyat düşüşü dünya ekonomilerini nasıl etkileyecek?
Fiyat düşüşü cari işlemlerde geçici olarak AB ülkeleri, Çin, Japonya, Hindistan, Kore ve Türkiye gibi tüketici ülkelerde rahatlama yaratacaktır. Bunun içerideki tüketicilere düşük akaryakıt fiyatı olarak yansıtılması ekonomilerin canlanmasına, ülke içi petrol taleplerinin artmasına ve tasarruf oranlarının yükselmesine katkı sağlayabilirken petrol üreticisi ülkelerin gelirlerini azaltacak, bu azalma alakalı ülkelerin ve dünyanın kalanın ekonomisinde daralmaya yol açacaktır. Bu da demek oluyor ki ticaret ve yatırım akışları olumsuz etkilenecek. Buna paralel olarak güven ortamı sarsılacaktır. Ortaya çıkan ekonomik hasar ve toplumsal çöküş, milliyetçiliğe, büyük güç rekabetine ve stratejik ayrışmaya neden olarak uluslararası sistemi de büyük bir baskı altında bırakacaktır. Ülkelerin kendi içerisinde yaşanacak istikrarsızlık çatışmalara neden olacaktır ve böylelikle otoriter eğilimler güç kazanacaktır.
Yaşanan düşüş Türkiye’yi nasıl etkileyecek?
Suudi Arabistan ile Rusya arasında yaşanan ve medya tarafından “fiyat savaşı” olarak tasvir edilen olaylar zinciri neticesinde, 9 Mart’ta petrol fiyatları 30 dolar seviyesinin de altına düştü. Yaşanan düşüşle birlikte, akaryakıt pompa fiyatlarında 11 Mart tarihinde benzinin pompa fiyatına 60, motorinin pompa fiyatında 56 kuruş indirim uygulandı. Yine 11 Mart tarihinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ilk vakayı açıklaması üzerine araçlarının deposunu doldurmak isteyen vatandaşlar sebebiyle iç piyasada akaryakıt talebi arttı.
Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye’de bu tarihte 70 milyon 9 bin 355 litre motorin ve 10 milyon 897 bin 598 litre benzin satışı gerçekleşti ve bu rakamlar, Türkiye’de bir günde satılan en yüksek akaryakıt miktarı olarak kayıtlara geçti. Aynı şekilde, 12 Mart’ta da 65 milyon 30 bin 404 litre motorin ve 8 milyon 852 bin 958 litre benzin satıldı. Fakat, son haftaya ilişkin veriler rakamlara tam yansımamış olsa da fiili saha satışlarında, gönüllü sokağa çıkmama durumundan dolayı ciddi anlamda kayıplar oluşuyor.
Petrol gereksiniminin %93’ünü ithal olarak elde eden Türkiye bu fiyat düşmesi olgusunda en karlı çıkacak ülkeler arasında yer almaktadır. Bu durum petrol üreticisi Rusya, Ortadoğu ve Körfez ülkeleri ile olan ticaretimizin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olacaktır.
Düşük fiyat ortamı, fosil yakıttan yenilenebilirliğe geçişi ve enerji verimliliğini arttırmaya yönelik çalışmalara olumsuz yansıtılmamalı ve çalışmalarına hız kesmeden devam edilmelidir. Ayrıca dışa bağımlı fosil yakıt temeliyle inşa edilen sanayi altyapısını yenilemelidir. Yapılacak çalışmalar ve atılacak önemli adımlarla ekonomisini sürdürebilir kılacaktır. Türkiye bu krizi fırsata çevirebilecek yapıya sahiptir.
Yazan: Zeynep Zehra Çiçek
Düzenleyen: Esra Göztaş