Gelişen endüstrileşmenin hızla ilerlemesi ile enerji ihtiyacı da artarak devam etmektedir. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için yeni fosil yakıt kaynaklarının araştırmaları da hızla artmaktadır. Günümüzde yeni enerji kaynaklarının (güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi vb.) gereken ihtiyaçları karşılamak için yetersiz kalması veya etkin olmaması nedeni ile fosil yakıtlar hala ihtiyacı karşılamakta en büyük kaynak olarak kullanılmaktadırlar. Enerji ihtiyacımızın %80’i hala fosil yakıtlar ile karşılanmaktadır; bu ihtiyacın da %50-%60 kadarını petrol ve gaz olarak karşılamaktayız (Shukla & Karki, 2015).
1940 yılında günlük 1 Milyon varil olan petrol üretimi, 2009 yılında günlük 24 Milyon varile çıkmıştır. 2009 yılından sonra giderek artan ihtiyaçlar ve gelişen teknikler ile petrol üretimi 2015 yılında günlük 80 Milyon varil seviyesine ulaşmıştır (Şekil 1) (Shukla & Karki, 2015). Bu üretimin üçte biri denizlerden çıkarılan petrol ile yapılmaktadır ve off-shore (denizlerden çıkarılan) petrolün yüzdesi, karadaki petrol rezervlerinin gün be gün azalması ve denizaltındaki kaynakların keşfinin kolaylaşması ile, her geçen gün artmaktadır.
Denizaltındaki kaynaklardan fosil yakıtların çıkarılmaya başlaması ile ihtiyaçlar daha belirgin hale gelmiş, bu ihtiyaçlar ile sorunlar da daha rahat gözlemlenebilir olmuştur. Sorunların en başında, 20 Nisan 2010 yılında Meksika Körfezi’nde yaşanan Deepwater Horizon felaketinde ortaya çıkan gerçeklerdir. BP firmasının 2001 yılından 2013 yılına kadar kiraladığı petrol platformunda yaşanan patlama sonucunda, platformda çalışan 11 kişi ölmüş, 17 kişi ise ağır yaralanmıştır. Patlama sonrası 757 milyon litre petrol denize saçılmış, başta deniz altındaki yaşam olmak üzere yöre balıkçıları, devlet kaynakları ve BP büyük zarara uğramıştır. Temizlenmesi on yıllar alacak olan felaketin, BP şirketi tarafından açıklanan kaynak ve maliyeti “ 2010 yılında başlanan temizlik operasyonu için 48000 insan, 6500 araç ile 4000 kilometrelik bir alanda çalışma yapılmış. 2014 Nisan ayında US Coast Guard (Amerika Birleşik Devletleri Sahil Güvenlik) yardım çalışmalarını sonlandırmış; 2014 Aralık ayı itibari ile 14 Milyar Amerikan Doları ve 70 Milyon adam/saat harcanmıştır.” şeklinde belirtilmiştir. (Shukla & Karki, 2015)
Yaşanan felaketin nedeninin zamanında yapılmayan boru hattı ve kuyu denetlemeleri olduğu ortaya çıkmış, Avrupa Komisyonu tarafından bu olay sonrasında yeni regülasyonlar getirilmiş ve denizde petrol arama operasyonlarının daha güvenli hale getirilmesi için çalışmalar başlatılmıştır. Olay sonrasında BP şirketi hakkında bir çok dava açılmış ve şirket temizlik bitene kadar çalışmalara devam etmek ile yükümlü tutulmuştur.
[accordion title=”” open1st=”0″ openAll=”0″ style=””][accordion_item title=”Makalenin PDF versiyonu için tıklayınız”][pdfviewer width=”100%” height=”849px” beta=”true/false”]https://www.tespam.org/tr/wp-content/uploads/2017/06/Acik-Deniz-Petrol-Endustrisinde-Robotik-Cozumler.pdf[/pdfviewer][/accordion_item][/accordion]