Çin'in ''INE'' Hamlesi

ÇİN’İN “INE” HAMLESİ

Oğuzhan AKYENER

Birçok uzmanın “yumuşak güç” olarak tanımladığı Çin; ekonomi, ticaret, finans, teknoloji gibi alanlarda yaptığı büyük hamlelerin yanı sıra, enerji ve özellikle petrol alanında da adım adım dünya liderliğini ABD’nin elinden almaya başlamıştır.

Petrol ve doğalgazın arama, üretim, depolama, nakil, rafinaj, satış, pazarlama, diğer servis hizmetleri gibi bütün alanlarında, teknik yeterliliğiyle, finansal kapasitesiyle, düşük maliyetlerle iş yapabilme yeteneğiyle dikkat çeken Çin firmaları dünyanın neredeyse bütün bölgelerinde sektörü elinde tutan başta ABD’li olmak üzere, diğer batılı firmaların karşısında üstünlük sağlamaya başlamışlardır. Hatta öyle ki, Çin’in milli petrol şirketleri dünyadaki en büyük şirketler sıralamasında ilk beşe girmeyi başarmış ve diğer batılı şirketleri geride bırakmıştır.

Tüm bu alanlarda olduğu gibi, petrol ticareti ve tedarik güvenliği noktasında da Çin önemli adımlar atmaya devam etmektedir.  Bu noktada petrol üretiminden, nakil projelerine, ilgili üretici ülkelere yönelik yatırım ve desteklere kadar çok yönlü bir ağ oluşturarak, şimdiden 2050 yılına yönelik enerji güvenliğini garanti altına alma noktasında büyük bir yol kat etmiştir.

Küresel anlamda çok ses getiren Yeni İpek Yolu Projesinin de bu minvalde hedefleri bulunmaktadır.

Bu gelişmelerin yanı sıra, Çin, uzun süredir üzerinde çalıştığı INE (Şanghay Uluslararası Enerji Borsası)’yi devreye almıştır. (Bknz: http://www.ine.cn/en/)

Bu kapsamda ilgili borsada Dubai, Umman, Masila (Yemen), Basra, Katar, Upper Zakum (BAE) ve Shangli (Çin) menşeili petrol türleri olmak üzere 7 farklı gravitede satış hali hazırda başlamıştır. İlgili borsa kapsamında hem yerel para birimi (yani Yuan ile) ticaret imkanı elde edilebilecek hem de ileri tarihli teslimatlı ve fiyat sabitlemeli işlemler yapılabilecektir. Ayrıca yabancı yatırımcılar da her zaman borsaya aktif olarak katılabilecek ve ticarette yerlerini alabilecektir.

Yeni faaliyete başlayan ve Yuan ile işleyen INE’nin, ABD doları ile faaliyetlerine devam eden Londra’daki Brent’e ve New York’taki WTI (West Texas Intermediate)’a rakip olacağı düşünülmektedir.

Hali hazırda diğer iki rakibine kıyasla çok düşük kapasiteye ve ticaret hacmine sahip olsa da, dünyadaki en büyük ham petrol ithalatçısı olan Çin’in bu borsa ile hem fiyat belirleme, hem ticari kapasitesini arttırma, hem küresel fiyatlara etki etme, hem de çok büyük meblağlarda işlem hacmi olan küresel bir borsaya sahip olabilme açısından önemli avantajları bulunmaktadır. Özellikle uzun vadeli satışlarda ve ileri tarihli – sabit fiyatlı kontratlar ile INE fiyatlarına ve dolayısı ile Brent ve WTI fiyatlarına da etki edilebileceği beklenmektedir. Fakat bunun için tabiki INE’nin işlem hacminin çok daha büyümesi gerekmektedir.

Aşağıdaki grafikte Çin ve ABD’nin ham petrol ithalat miktarları görülmektedir. Grafikten anlaşılacağı üzere, Çin ABD’yi 2016 sonlarında geçmektedir. Hali hazırda 8 ila 9 milyon varil / günlük bir ithalat hacmine sahiptir. Hatta CNPC ithalat miktarının 2018’de 12 milyon varil / gün seviyelerine çıkacağını tahmin etmektedir. 2030’lara gelindiğinde ise bu miktarın 18 milyon varil / gün seviyelerine çıkacağı düşünülmektedir.

Yani Çin’in sadece kendi ithalat kontratlarını bu borsa üzerinden yapması dahi ciddi anlamda küresel piyasalar üzerinde etki doğuracaktır. Günümüzde günlük petrol satış hacminin 96 milyon varil / gün civarında olduğu düşünülürse, Çin şimdiden (tabii mevcut kontratlarını INE’ye taşıdıktan sonra) bu hacmin %10’unu elinde tutabilecektir.

Bunun yanı sıra, uygun koşullar oluşturularak, Rusya, Hindistan, diğer Hazar ülkeleri, İran, bazı Güney Çin Denizi ülkeleri, bazı Orta Doğu ve Afrika ülkelerinin de katılımı sağlanabilir ise uzun vadede INE, Brent ve WTI ile rekabet edebilecek konuma gelecektir.

Harita 1: ABD ve Çin’in Petrol İthalatları (Kaynak: Bloomberg)

Aslında bu hamlenin zaten uygulama aşaması devam eden “Yeni İpek Yolu” projesinin de bir parçası olduğu düşünülebilecektir. Çünkü hem ilgili proje kapsamına dahil edilen ülkeler arasında, hem de Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’nde böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesi uzun süredir planlanmaktadır.

Çin bu kapsamda gerekirse, diğer bazı para birimlerini de sistemine dahil ederek (tabii ABD doları dışında) çok daha kısa zamanda katılımcı bulma imkanı da sağlayabilecektir.

Tüm bunların yanı sıra, Çin LNG ithalatı konusunda da Japonya ve Güney Kore gibi ülkeleri dahil ettiği benzer bir çalışmaya çok daha öncesinden başlamıştır. (https://www.tespam.org/tr/dunya-lng-dengeleri-2/)

Peki, bu hamle küresel petrol endüstrisine, piyasasına ve fiyatlara nasıl yansıyacaktır?

Bu hamlenin hali hazırda küresel piyasalara ve fiyatlara yönelik önemli bir etkisinin olması beklenmemektedir. Fakat INE’nin işlem hacmiyle birlikte fiyatlar üzerindeki etkisi de haliyle artacaktır. Tabii bunun için, mevcut kontratların yenilenme zamanı, ilginin artması gibi koşullar düşünülürse, biraz daha zamana (birkaç yıl gibi) ihtiyaç vardır.

INE ile Çin’in petrol fiyatlarını sürekli belli bir seviyenin altında tutmaya çalışacağı ve düşürücü etkide bulunmak isteyeceği varsayılır ise, INE küresel piyasalarda etkin olduğu zaman, böyle bir trendin gerçekleşeceği düşünülebilecektir.

Ayrıca petrol fiyatlarındaki değişimlerin, ABD doları paritesi ile ters orantılı olduğu da dikkate alınırsa, INE ile hem ABD dolarının küresel işlem hacmi, hem de ABD’nin petrol fiyatları üzerindeki “$” silahının etkisi önemli ölçüde azaltılmış olacaktır.

INE hamlesinden piyasalar ve fiyatların bu minvalde etkilenmesi beklenirken, petrol endüstrisinde ise yine fiyatlardan etkilenen bir süreç devam edecektir. Fakat petrol endüstrisinin orta yada uzun vadede INE sebebiyle negatif etkileneceği düşünülmeyecektir. Çünkü genel anlamda talep sürekli artmaktadır.

“Bu hamlenin arkasında ABD – Çin arasındaki ticaret anlaşmazlığı mı var?” sorusuna gelindiğinde ise; INE’nin çok daha uzun bir süredir üzerinde çalışılan bir proje olduğu gerçeği, sürecin arkasında ABD – Çin ticaret anlaşmazlığından çok daha ötede bir rekabetin ve hatta zorunluluğunun var olduğunu göstermektedir.

Bununla birlikte, ilgili anlaşmazlığın projenin sadece duyurulma ve hayata geçirilme zamanını etkilediği de düşünülebilecektir.

Sonuç olarak INE büyüyen, güçlenen ve yeni bir dünya düzeni kurmak isteyen Çin’in önemli adımlarından bir tanesidir. Bunun da yanı sıra, ithalat hacmi dikkate alındığında, küresel hedefleri göz ardı edilse bile, Çin’in milli enerji güvenliği anlamında yapması beklenebilecek bir hamledir. Türkiye’nin de bu gelişmeleri yakından takip edip, ŞİÖ Enerji Kulübündeki pozisyonunu kullanarak, kendisine fırsatlar yaratacak hamleleri planlaması gerekmektedir.

 

http://uzmanpara.milliyet.com.tr/haber-detay/gundem2/cinin-petrol-hamlesi-ses-getirdi/80000/80736/

http://bigpara.hurriyet.com.tr/haberler/ekonomi-haberleri/cinden-petrolde-yuan-hamlesi_ID1444986/

http://enerjigunlugu.net/icerik/26601/cin-petrolde-dizginleri-eline-aliyor.html

http://www.posta.com.tr/cin-in-petrol-hamlesi-ses-getirdi-haberi-1397657https://www.ekonomihaber.com/enerji/cinden-abdye-yuan-bazli-petrol-atagi-h11353.html

 

Yazar