Rusya İle Normalleşen İlişkiler & Enerji

24 Kasım 2015 tarihinde Türk hava sahasını işgal eden Rus uçağının düşürülmesinden sonra çok yönlü sıkıntıya giren ilişkiler, özellikle Türkiye’nin attığı siyasi ve diplomatik adımların neticesinde tekrar normale dönmektedir. Bu normale dönüş ve yeniden yakınlaşma, iki ülkenin ekonomi, ticari, askeri, enerji, turizm ve Orta Doğu politikaları gibi alanlarda da işbirliğini kriz öncesi döneme nazaran çok daha iyi bir seviyeye getirecek gibi görülmektedir.

Özellikle enerji alanındaki işbirliği kapsamında atılacak, diğer bir değişle; zaten atılan ve devam edecek olan fakat yaşanan kriz neticesinde askıya alınan adımlara maddeler halinde kısaca bakıldığında:

  • Türk Akımı Projesi Hayata Geçecek:

Ukrayna’nın transit ülke olması sebebi ile yaşadığı siyasi ve ticari sorunların neticesinde alınan Güney Akımı Boru Hattı Projesi’ni hayata geçirme kararı, özellikle çözülemeyen AB mevzuatları kapsamında yer alan 3. Enerji Paketi’nin yaptırımlarına ek olarak Bulgaristan’ın çelişkili tutumu sonucunda Rusya tarafından iptal edilmişti. Bu iptal kararının neticesinde, Rusya Balkanlar ve Güney Avrupa için gaz satış sistemini de etkileyecek olan Türk Akımı Boru Hattı Projesi’ni kamuoyuna duyurmuştu. Özellikle ABD’nin siyasi olarak karşı olduğu bu yeni proje bazı aksaklıklara rağmen adım adım ilerlerken, beklenmedik bir şekilde Türkiye ile yaşanan uçak krizi ile gerilen ilişkiler neticesinde askıya alınmıştı. Bunun üzerine Rusya tekrar Güney Akımı Projesi’ne geri dönüş sinyalleri verse de, çözümlenemeyen AB mevzuatları ve Rus gazının nakli için yeni bir Ukrayna olma riskini ihtiva edeceği düşünülen Bulgaristan’ın durumu bu geri dönüşe imkan tanımadı. Belki geri dönüş tam olarak olmasa da, projenin bazı safhaları bazı değişiklikler ile hayata geçebilirdi. Lakin, Türk dış politikasındaki diplomatik adımlar ve normale dönüş sinyali veren ilişkiler yeniden Türk Akımı Projesi’ne yönelimle sonuçlandı. Şimdi hem Türkiye gaz tedarik güvenliği ve Türkiye’nin bir gaz transit merkezi olması açısından hem de Rusya’nın gaz ihraç güvenliği açısından önemli olan Türk Akımı Gaz Boru Hattı Projesi hayata geçecek gibi görülmektedir.

(Bkz:  RUSSIAN CHESS ON GAS POLITICS: EVALUATION OF TURKISH STREAM, Oakyener & Çşirin, EnergyPolicyTurkey)

(Bknz: GÜNEY AKIMI GAZ BORU HATTI GERİ DÖNERSE?, Oakyener, TESPAM)

Bu sayede Türkmenistan gibi Hazar gaz kaynaklarının da Türkiye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ekonomik olarak taşınabilmesi ve Türkiye’nin bir gaz transit merkezi olması hususunda kaynak çeşitliliğini sağlaması açısından da farklı ihtimaller söz konusu olabilecektir.

(Bknz:  SOUTHERN GAS CORRIDOR, MILESTONES AND OTHER TURKMEN GAS EXPORT OPTIONS (VIA TURKISH STREAM), Oakyener, EnergyPolicyTurkey)

  • Rusya İle Gaz Ticareti Devam Edecek:

Yaşanan uçak krizi neticesinde ithal edilen Rus gazı tedariğinin kesilmesi durumunda Türkiye’nin nasıl etkileneceği üzerine birçok çalışma yapıldı. TESPAM tarafından da yapılan bu çalışmalardan bazıları gösterdi ki; ticari anlaşmalar devam ettiği müddetçe Rusya gaz arzını durdurmayacaktı. Çünkü Rusya siyasi gelişmeleri ticari işlerine bulaştırmamaya dikkat eden profesyonel bir satıcıydı. Bunun yanında Türkiye de Rusya’nın Almanya’dan sonra en büyük ikinci müşterisiydi. Ve büyüklüğünün de yanı sıra, satın aldığı gazın ücretini zamanında ödeyen, özellikle satıcı lehine karlı bir satış anlaşması yapılmış olan, iyi bir müşteriydi. Türkiye tarafından bakıldığında ise Rusya en güvenli ve diğer tedarik kaynakları ile fiyat mukayesesi yapıldığında en ucuz gaz sağlayıcısıydı. Tüm bunların yanı sıra iki ülke arasında siyasi krizin devam etmesi ve mevcut anlaşmaların süresi dolduktan sonra Rusya ile gaz ticaretinin sonlanması durumunda Türkiye’nin atabileceği uzun dönemli uygulanabilir ve gaz talebini karşılayacak bazı adımlar vardı. Lakin bu adımlar Türkiye için Rus gazı ile karşılaştırıldığında daha yüksek fiyatlara mal oluyordu. Bu açılardan bakıldığında da Rus gazı Türkiye için tedarik kapasitesi, geçmiş ticari ilişkiler, nakil güvenliği ve kapasitesi, diğer kaynaklar ile karşılaştırmalı fiyat politikası dikkate alındığında en iyi tercihti. Tabii bu tercihin devam etmesi durumunda, doğalgazdan elektrik üretimini azaltma, gaz depolama kapasitesini ve yenilenebilir enerji yatırımlarını arttırma politikalarına odaklanmaktan da vazgeçilmemeliydi.

(Bknz: RUSYA KRİZİNDEN SONRA TÜRKİYE GAZ DENKLEMİ & ETKİLEŞİMLİ ENERJİ POLİTİKALARI: 2050, Oakyener, TESPAM)

Beklenildiği üzere gaz tedariğinde herhangi bir kesilme ve kısıt yaşanmadı. Yaşanan gelişmeler neticesinde iyileşen ilişkiler iki ülke arasında gaz ticaretinin anlaşma süreleri dolduktan sonra da artan kapasiteler ile devam edebileceği sinyalini verdi.

  • Türkiye Ruslara Yaptıracağı İlk Nükleer Santralini Yaşanan Gecikmelere Rağmen Hayata Geçirecek:

Enerji çeşitliliğinin sağlanması, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, nükleer teknolojiler alanında tecrübe kazanılması gibi konularda Türkiye’nin attığı, devlet olarak gecikmiş olunmasına rağmen, önemli adımlardan biri olan Akkuyu Nükleer Santrali inşası kaldığı yerden devam edecektir. Bu santralin 4 fazının da tamamlanmasının ardından yıllık 8 milyar m3 gazdan üretilecek elektrik miktarınca elektrik tedariği sağlanabilecektir. Bu sayede de Türkiye’nin doğalgaz talebinin karşılanması hususundaki dışa bağımlığının azaltıması açısından önemli bir adım atılmış olacaktır.

Yukarıda bahsedilen, Türk-Rus ilişkilerinin normalleşmesi neticesinde devam edecek olan enerji alanındaki işbirliğini ilgilendiren adımlar dikkate alındığında, diğer alanlardaki faydalar bir kenara, sadece enerji alanında dahi hem Rusya hem de Türkiye menfaatleri açısından önemli projeler söz konusudur.

Bu projeler ve adımlardan da anlaşılacağı üzere, Türk-Rus ilişkilerinin normalleşmesi iki tarafın da lehine, lakin iki tarafı da sıkıntıya sokarak kontrol etmek arzusunda olan bazı büyük güçlerin aleyhine görülen bir gelişmedir.

Kriz öncesi döneme nazaran çok daha iyi seviyelere taşınması beklenen ilişkiler dikkate alındığında, Rusya’da bazı keşfedilmiş petrol ve gaz kaynaklarının geliştirilmesi, Türkiye’de ankonvansiyonel kaynakların ortak tespit edilip, geliştirilmesi, Hazar coğrafyasındaki Türk ülkeleri ile birlikte enerji ticaret ağlarının geliştirilmesi gibi alanlarda da yeni projelerin hazırlanması iki ülke açısından da faydalı olacaktır.

Oğuzhan AKYENER

TESPAM Başkanı

Yazar