PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞTEN POMPA FİYATLARI NASIL ETKİLENİYOR?

Çin’de başlayan, neredeyse hayatı durma noktasına getiren ve adım adım tüm dünyaya yayılan Korona virüsü, her türlü diğer arttırıcı etmene rağmen petrol fiyatlarının düşmesine ve düşük seviyelerde seyretmesine sebep oluyor. Ayrıca Korona virüsünün küresel yayılımı, İran gibi petrol arz eden ülkelerdeki ölümler ile birlikte, diğer petrol üreticilerinin de aktivitelerinin aksaması ihtimali fiyatlar üzerindeki psikolojik baskıyı da arttırıyor.

Korona virüsü diğer arttırıcı etmenlere rağmen, neredeyse diğer tüm etmenlerin etkilerini hiçe sayar şekilde, fiyatları şekillendiriyorken, Rusya ile Suudi Arabistan’ın sürecin başından beri bir türlü fazladan kesinti yapabilme üzerinde uzlaşamaması da yine aşağı yönlü baskıyı arttırıyor.

“OPEC+” ın ortak bir karara varamaması, mart başında ifa edilen toplantıda Rusya’nın fazladan kesintiye gerek olmadığını belirtmesi (hatta üretimini arttıracağını açıklaması) üzerine, Suudi Arabistan ve BAE’nin de (2+1 milyon v/g civarında) arz kapasitelerini (Rusya’ya bir tepki olarak) yükselteceklerine dair söylemleri neticesinde petrol fiyatları 30 $ seviyelerini gördü.

Bu trend özellikle ABD ve Kanada gibi ülkelerdeki “tightoil” üreticilerini direkt olarak etkiledi.
Bu duruma bir önlem olarak ABD petrol stoklarını arttırma ve yerli üreticiyi destek alanında bazı hamleler içeren bir paket üzerine çalışıyor.

Piyasalar ise genel anlamda; korona virüsü yayılımı, ABD stokları ve OPEC+ kararlarına endekslenmiş durumda düşük seviyelerde dalgalı seyrini sürdürüyor. Bu süreçte Libya’daki neredeyse 1,2 milyon varil/günlük kesintinin etkisi dikkat dahi çekemiyor.

O halde, ham petrol fiyatları böylesi ciddi bir düşüş eğilimi seyrediyorken, bu durum ülkemizde pompa fiyatlarına nasıl yansıyor?

Önemli bir petrol ithalatçısı olarak, düşen fiyatların cari açık üzerindeki olumlu etkisi zaten beklenilir bir durum. Yıl sonunda TUİK’in açıklayacağı cari dengelerdeki olumlu değişimi şimdiden öngörebiliyoruz. Fakat bireysel tüketiciler yani halk bu süreçten reel olarak nasıl etkileniyor?

Hepimizin bildiği üzere, pompa fiyatları üzerinde petrol fiyatları ile vergilerin ciddi anlamda etkisi görülüyor.
Pompa fiyatları genel anlamda aşağıdaki denkleme göre oluşuyor:
• Pompa Fiyatı = Gümrüksüz Rafineri Fiyatı + ÖTV + KDV + EPDK payı + Dağıtım Şirketi Marjı + Nakliye ve Servis Ücretleri + Bayi Marjı
• Not: Gümrüksüz Rafineri Fiyatı = İlgili bölgedeki ortalama rafineri ürün fiyatları (hub fiyat uygulamasına göre) Türkiye’de genellikle İtalya hub fiyatları dikkate alınıyor. Bu fiyatlar da anlık olarak değişiklik gösteriyor.

Genel anlamda ham petrol fiyatlarındaki dalgalanma direkt olarak, aynı oranlarda gümrüksüz rafineri fiyatlarını etkiliyor. Yani denklemin diğer değişkenleri direkt olarak petrol fiyatlarından etkilenmiyor.
O halde, hangi değişken grubunun denklemdeki ortalama ağırlığı nasıl oluyor?

Yıllık vergi planları ve bütçeler doğrultusunda, Gelir İdaresi Başkanlığınca devletin birim vergisiz rafineri ürünleri üzerine yansıtacağı vergi oranları değişiyor. Diğer bir ifade ile petrol fiyatları değiştiğinde, aynı oranda vergi miktarları da değişeceğinden, ilgili hedeflenen yıllık bütçeye göre vergi oranları arttırılıyor ya da azaltılıyor. Matematiksel basit bir analiz yapıldığında, petrol fiyatları arttığında, vergi oranları azalıyor, azaldığında ise arttırılıyor. Bu sebeple de petrol fiyatlarındaki değişimler, pompa fiyatlarına çok daha farklı oranlarda yansıyor.

Bazı varsayımlar üzerinden rakamsal bir örnekle açıklamak gerekirse;
• 1 birim ham petroldeki değişim oranının aynı şekilde 1 birim benzinin gümrüksüz rafineri fiyatındaki değişim oranı ile aynı olduğu varsayılır ise:
• Günümüz koşullarında ortalama:
• 1 Birim Benzinin Pompa Fiyatı = 100 TL iken,
• Dağıtım Şirketi Marjı + Nakliye ve Servis Ücretleri + Bayi Marjı = 7 TL,
• Gümrüksüz Rafineri Fiyatı = 30 TL,
• Vergi Toplamı = 63 TL olacaktır (Ortalama %63).
Bu 63 TL’yi 1 birim benzinin pompa fiyatı üzerinden, planlanan bütçeye göre devletin alması gereken sabit miktar olduğu varsayılırsa;
Şimdi ham petrol fiyatlarının yarı yarıya düştüğü senaryoda;
• Dağıtım Şirketi Marjı + Nakliye ve Servis Ücretleri + Bayi Marjı = 7 TL (aynı kabul edilebilir),
• Gümrüksüz Rafineri Fiyatı = 15 TL (yarı yarıya azaldı),
• Vergi Toplamı = 63 TL (bütçe planları sebebiyle sabit olmalı),
• 1 Birim Benzinin Pompa Fiyatı = 85 TL olacaktır.
Dolayısıyla ham petrol fiyatlarındaki %50’lik düşüş pompa fiyatlarında %15 oranında yansıyor.

Bu durumda vergi miktarını sabit tutabilmek için, vergi oranları %63 seviyelerinden, %74 seviyelerine çıkarılmış oluyor. Bu durum yıllık bütçe planlarının sağlıklı oranlarda gerçekleşebilmesi için elzem hale geliyor.

Sonuç olarak, ham petrol fiyatları pompa rakamlarını etkilese de değişimler aynı oranda gerçekleşmiyor. Farklı oranlarda gerçekleşen ilgili yansımaların da görülebilmesi için yeni vergi rakamlarının belirlenmesi sebebiyle kısa da olsa bir zamanın geçmesi gerekiyor. Tabii bazı durumlarda, tersine düşünüldüğünde, devlet kendi aleyhine hamleler yaparak, çok yükselen ham petrol fiyatlarını dengelemek için vergi oranlarını olması gerekenden fazla azaltarak yükü bireysel tüketicilerin üzerinden de alabiliyor. Fakat ilgili süreçlerde genel mantık bu şekilde işliyor.

Yazan: Oğuzhan Akyener
Düzenleyen: Esra Göztaş

 

Yazar