PETROCHINA’NIN GAZ İTHALATINDA MÜCBİR SEBEP İLAN ETMESİ VE SON GELİŞMELER DOĞRULTUSUNDA TÜRKİYE’YE ETKİLERİ

Doğal gazın en büyük ithalatçılarından olan PetroChina, haber ajansı olan Reuters’e verdiği bilgilerde korona virüs dışında bir sebep göstermeden sıvılaştırılmış doğal gaz da dahil olmak üzere tüm ithalatlarda mücbir sebep ilan etti.

Kaynaklardan biri, “Tedarik kesintileri orantılı olarak tedarikçilere düşecek, ancak LNG tedarikçilerinin borulu gaza göre daha az etkisi olacak” dedi.

Çin, tükettiği doğal gazın yüzde 40’ını ithal ediyor. Bunların %70’i Rusya, Kazakistan, diğer Orta Asya ülkeleri ve Myanmar’dan boru hatları ile geliyor. Kalanlar ise dünyanın diğer yerlerinden LNG formunda ilave ediliyor.

Forb boru hattı gazı olarak, Reuters kaynaklarından biri, PetroChina’nın günlük limitlerde kesinti istediğini söyledi. LNG’ye gelince, bir kaynağa göre şirket birkaç yükün üçüncü çeyreğe ertelenmesini istedi.

Reuters’e göre söz konusu hareket başka bir devlet enerji şirketi olan CNOOC’nin en az üç LNG tedarikçisiyle sözleşmelerini askıya almalarından ardından geldi.

Haberler, Çin’de doğal gaz depolama alanının dolu olduğunu, talebin baskı altında kaldığını ve henüz belirlenmemiş bir süre boyunca bu şekilde kalacağını gösteriyor. Dünyanın en büyük imalat ve ihracatçı ülkesi Çin’deki ekonomik faaliyet hakkındaki raporlar kasvetli, şimdi sadece büyümede yavaşlama değil, ilk çeyrekte gerçek bir GSYİH daralması ile ilgili beklentiler var.

Reuters kaynaklarından biri, “PetroChina geçen ay boyunca korona virüs etkisini hafifletmek için elinden geleni yaptı ve kargoları Hindistan ve Singapur’a yönlendirme de dahil olmak üzere böyle bir bildirimde bulunmamaya çalıştı” dedi. “Ancak talebin yavaşladığını görebilen CNOOC’den (daha önce bildirimi gönderen), PetroChina ısıtma sezonu sona erdiğinde mart ayının ortasından (borulu gaz için) keskin bir mevsimsel talep düşüşüyle ​​boğuşuyor.

Peki, Türkiye bu durumdan nasıl etkilenir?

Küresel anlamda korona virüsün etkisi bir çığ gibi büyümeye, tüm dünyayı etkileyecek ekonomik kayıplara sebep olmaya devam ediyor. Dünyanın en büyük dördüncü dış ticaret hacmine sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti’nde patlak veren bu durum, takdir edersiniz ki sadece enerji alanını etkilemiş durumda değil.

2018 yılında Çin’den Türkiye’ye gelen turist sayısı %60 artışla 390.000’e ulaşmıştı. Çin’e uçuşların durdurulması üzerine bu veride ciddi bir azalma yaşanacağı muhakkak. Virüs problemini iyi idare eden ülkemiz, eğer vaka sayısı stabil kalırsa buradaki turizm açığını Avrupa’dan gelecek olanlarla kapatabilir çünkü şu anda Türkiye onlar için güvenli ve tedbirli bir liman olarak görülüyor.

Öte yandan, tekstil alanında üretim Çin’den Türkiye’ye kayabilir. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe’ye göre yurt dışı hazır giyim firmaları, korona virüs salgınından sonra Türkiye’den sıkça fiyat almaya başladı. Ayrıca Çin’de üretim maliyetlerinin artması ve Türk Lirası’nın dolar karşısında değer kaybetmesi yatırımcıları Türkiye’ye hızla çekmekte.

Peki, tüm bunlar olurken, yukarıda da belirttiğim üzere, petrolde ciddi bir düşüş yaşanması, piyasa ve üretim durgunluğu korkusunda Türkiye nasıl etkilenecek? Çin’de başlayan ve tüm dünyayı saran salgın sonrasında Çin ekonomisinin aşağıya düşmesi tüm dünyayı etkileyecek ve küresel anlamda büyümeyi yavaşlatacaktır. 2001 yılı rakamlarına göre, ÇHC’nin ihracatı 266,1 milyar Dolar, ithalatı 243,6 milyar Dolara ulaşmıştır. Aynı yıl ÇHC Gayrı Safi Milli Hasılası, bir önceki yıla göre yüzde 7,3’lük bir artışla 1 trilyon 156 milyar Dolara çıkmıştır. 2001 yılında ÇHC’nde yapılan yabancı sermaye yatırımları toplamı, 46,9 milyar Dolar ile 2000 yılına göre yüzde 15 oranında yükselmiştir. Üretimden ve piyasa odaklı bir ekonomiden sağlık sektörüne yaşanan sıçrama, üretim bantlarının kısa ya da uzun vadeli kapanması dünya genelinde bir duraksama yaratacaktır.

Türkiye bu durumda yapabileceği en yüksek hızla kısa vadede kendi üretim bandını genişletmeli, dışa bağımlılığı elinden geldiğince azaltmalı ve küresel olarak “güvenli bölge” statüsünü kazanmışken bunu diğer sektörlere de yansıtıp, güç merkezi olma odaklı politikalar üretmelidir.

Yazan: Ümmü İrem Yıldız
Düzenleyen: Esra Göztaş

Yazar