Hep akıllarda aynı soru?
İmza atabiliyor muyuz, yetkimiz yok, işe almıyorlar,
bizi tanımıyorlar nereye kadar giderse…
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Yeni mezun
enerji sistemleri mühendisi olarak gördüğümüz dersler neticesinde enerji
alanına hâkim olarak mezun oluyoruz. Sektör ihtiyaçları çerçevesinde her
birimiz aranan insan niteliğindeyiz. Enerji sektörünü bilerek mezun olmak,
atacağımız adımları daha da olgunlaştırıyor ve diğer mühendisliklerden net bir
şekilde ayrılmamızı sağlıyor. Sektör odaklı aldığımız eğitimler enerji alanında
farklı çalışmalara imza atmamız için büyük fark yaratıyor.
En büyük yanlışı ise web sitelerinde, sosyal medya
hesaplarında bölümü kötüleyerek yapıyoruz. Üniversite hayatı boyunca hiçbir akademisyenin
kapısını çalmayan, araştırmayan, enerji sektörü ile ilgili seminer ve fuarlara
gitmeyen, kendi ağını oluşturmayan, sektör kavramının karşılığını bilmeyen
arkadaşlar mezun olup iş bulamayınca başlıyor bölümü kötülemeye!
Yeni açılmış, kendini ispatlamaya çalışan bölümde
elbette yanlışlar, eksiklikler olacaktır.
Bende dahil çoğu arkadaşımız bu durumları göz önünde bulundurarak bu
bölümü tercih ettik. Herkesin hem fikir olduğu “bir gün çözüme kavuşur”
düşüncesiydi. Fakat bölümün açılmasından 12-13 yıl geçmesine rağmen yeterli
düzeyde somut adımın atılmaması, bireysel çabaların uzun vadede sonuç vermemesi
ile birlikte sorunların devam ediyor olması, bölümü okuyan öğrencileri negatif
düşüncelere itmekte, tercih edecek arkadaşlarında bölümden uzaklaşmasına sebep
olmaktadır.
Bu süreçlerde bölümü sektöre ve kamuya tanıtmak
amacıyla; çeşitli dernekler, platformlar, web siteleri, sosyal medya hesapları
kuruldu. Başarılı olundu mu diye sorarsanız bence olundu. Mezunlarımızın kamu
ve özel sektörde çalışmaya başlamaları da bu süreci hızlandıran en büyük etken
oldu. Bunların yanı sıra ülkemizin önde gelen enerji fuarlarında açılan
stantlar ve yapılan çalışmalar da sürece büyük bir katkı sağladı.
Özeleştiri yapmak gerekirse bizler mezun olunca;
üretim, iletim, dağıtım, ısıtma, soğutma, havalandırma, enerji verimliliği,
yenilenebilir enerji ve mekanik tesisat gibi alanlarda okuduğumuz bölümden
kaynaklı bilgili ve yetkili olduğumuzu söylüyoruz. İşte bütün karışıklıkta bu
noktada başlıyor. Bu saydığım alanların yetkilendirilmesi iki tane meslek
odasına dağıtılmış şekilde. Biz makine mühendisleri odasına bağlı olduğumuz
için yarısından mahrum kalıyoruz. Odamızda bazı alanlarda bizi yetkili kılmadığı
için çalışma alanlarımız daralıyor.
Aslında sorun adı altında konuştuğumuz bütün
bunların çözümü çok basit. Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümünü bünyesinde
barındıran üniversitelerin ders içeriklerinin birbiri ile yaklaştırılması ve
bölümün yöneleceği alanın belirlenmesi. Çünkü bölümden mezun olan
meslektaşlarımız için çalışma alanının net olmayışı ve bu alanın geniş oluşu
mezunların ne tarafa yöneleceği konusunda soru işareti yaratıyor.
Naçizane olarak tavsiyem ise;
- Bütün bölüm başkanlarımızın Ankara’da bir araya gelerek birbirine yakın bir ders programı çıkarması
- Bu toplantıya Meslek Odası, Bakanlık ve YÖK yetkilileri de çağırılarak fikir alışverişinde bulunup ortak bir karara varılmalı
- Hangi meslek odasında devam edeceğimiz kararlaştırılmalı
- Alınan kararlar resmiyet kazandıktan sonra bölümle alakalı tüm sosyal medya hesaplarında ve platformlarda dile getirilmeli ve duyurulmalıdır.