Özet
Türk dünyası tarih boyunca bir araya gelme, küresel barışı ve düzeni tesis etme ülküsüne sahip olmuştur. Bu bağlamda birçok girişim yapılmış ve bireysel olarak bazı başarılar da elde edilmiştir. Günümüzde ise, Türk Keneşi, TÜRKSOY, TÜRKPA gibi yine birçok organizasyon ile bu bağlamda işbirliği süreçleri geliştirilmeye çalışılmaktadır.
Fakat istenilen etki alanı henüz sağlanamamıştır. Bu çerçevede, Türk Dünyası özelinde işbirliği süreçlerini tetikleyecek, finans başta olmak üzere, diğer tüm alanlarda yeni kabiliyetler elde edilmesini sağlayacak olan en önemli kaldıracın enerji olduğu aşikârdır. Bu sebeple bağımsız Türk devletleri özelinde bir ‘’enerji birliği’’nin kurulması çok önemlidir.
Abstract
Throughout history, the Turkish world has never given up the idea of becoming together and establishing global peace and order. In this context, many attempts have been made and some successes have been achieved individually. Today, cooperation processes are tried to be developed in this context within many organizations. However, the desired domain has not been achieved yet. In this context, it is obvious that the most important leverage that will trigger cooperation processes in the Turkic world and provide new capabilities in all other fields, especially finance, is energy. For this reason, it is very important to establish an energy union between the independent Turkish states.
Türk Dünyasında Enerji Birliği
Türk devletlerinin hepsinde Türk kavimlerini aynı çatı altında toplayarak, dünya hâkimiyetini sağlama fikri varlığını sürdürmüştür. Konstrüktivist perspektiften Türk kimliğinin en temel niteliklerinden olan birleştiricilik, nizam-ı âlem, dinamizm, akılcılık, samimiyet, cesaret ve liderlik de bu ideali destekleyen önemli etmenlerden olmuştur.
Günümüze gelindiğinde de, binlerce yıllık geçmişe sahip olan Türk birliği söylemleri yeniden dikkat çekmektedir. Özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Hazar ve merkezi Asya coğrafyasında hayata geçen Türk devletleri arasında işbirliği imkanları geliştirilmeye çalışılmaktadır.
Bu noktada, ilgili işbirliği süreçlerinin somutlaştırılması ve daha etkin hamlelerin yapılabilmesi için atılacak önemli bir adımın; pozitif ekonomik sonuçları da olacak olan enerji alanında atılmasının çok faydalı ve uygulanabilir olacağı değerlendirilmektedir.
Bu bağlamda, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan gibi zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip olmakla birlikte, bunların istenilen boyutlarda üretilebilmesi noktasında çok daha fazla finans ve girişimciye ihtiyacı olan Türk ülkeleri dikkat çekmektedir. Öte yandan bölgesinde en büyük enerji tüketicisi konumunda olan ve siyasi, ekonomik, teknolojik olarak da gücünü kanıtlamış Türkiye böyle bir zeminin oluşturulması ve işbirliği süreçlerinin hızlandırılması için önemli bir rol oynayabilecektir.
Hiç şüphesiz, çok yönlü işbirliği süreçlerini geliştirmek, bölgesel kalkınma ve küresel barışa katkı sağlamak için, enerji gibi önemli bir alanda ortaklıklar meydana getirebilmek önemlidir. Bu bağlamda daha geniş bir coğrafyayı kapsayacak öncü ve gerçekleştirilebilir bir model olarak Türk Dünyasında enerji birliği hayata geçirilmelidir.
Harita 1: Türk Coğrafyası (http://aygunhoca.com/cografi-haritalar/72-turkiye-haritalari/3469-turk-dunyasi-haritasi-buyuk-boyutlu.html)
Bu tabloya enerji perspektifinden baktığımızda, Türkmenistan, Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan gibi bağımsız Türk devletlerinin çok ciddi anlamda hidrokarbon rezervlerine sahip oldukları dikkat çekmektedir. Öte yandan Kırgızistan ve Türkiye’de de yeni arama çalışmaları ile yeni keşiflere dair potansiyel bulunmaktadır. Özerk yapılar nezdinde de, yine Yakutistan’dan Sibirya’ya, Doğu Türkistan’dan, Irak, İran ve Suriye Türkmenleri’nin bulunduğunu coğrafyalara kadar geniş bir yelpazede zengin hidrokarbon kaynakları dikkat çekmektedir.
Aşağıdaki haritada bağımsız Türk devletlerinin sahip olduğu rezervler, üretim miktarları, dağıtım için kurulu altyapılar gösterilmiştir.
Harita 2: Türk Dünyası Enerji Kaynakları (TESPAM, 2020)
Haritadan da anlaşılabileceği üzere,
- Azerbaycan 7 milyar varil kanıtlanmış petrol ve 2,1 trilyon m3 kanıtlanmış gaz rezervine,
- Kazakistan 30 milyar varil kanıtlanmış petrol ve 1 trilyon m3 kanıtlanmış gaz rezervine,
- Türkmenistan 0,6 milyar varil kanıtlanmış petrol ve 20 trilyon m3 kanıtlanmış gaz rezervine,
- Özbekistan 0,6 milyar varil kanıtlanmış petrol ve 1,2 trilyon m3 kanıtlanmış gaz rezervine,
- Kırgızistan 0,1 milyar varil kanıtlanmış petrol ve 0,01 trilyon m3 kanıtlanmış gaz rezervine sahiptir.
Bu durumda ilgili devletlerin sahip oldukları rezervler toplandığında, bu devletler özelinde Türk Dünyası 38,3 milyar varil kanıtlanmış petrol ve 24,4 trilyon m3 kanıtlanmış gaz rezervine sahiptir. Bu da küresel ölçekte, dünya kanıtlanmış petrol rezervlerinin %2,3’ü, kanıtlanmış gaz rezervlerinin ise %12,4’üne tekabül etmektedir.
Öte yandan, yeni keşif ve kaynak potansiyeli perspektifinden, çoğunluğu bakir olan bu coğrafya çok daha büyük yeni rezervlere gebedir. Bunun için Türk dünyasının ortak bir platformda yeni büyük yatırımlar ile arama ve geliştirme politikaları geliştirmesi önemlidir.
Mevcut üretimler nezdinde bir yaklaşım geliştirmek gerekirse, Türk dünyası günlük ortalama 3 milyon varillik petrol üretimi ile dünyanın %3’lük ihtiyacını karşılamakta, yıllık 163 milyar m3’lük gaz üretimi ile de yine küresel talebin %4’ünü tedarik etmektedir. TESPAM bünyesinde yapılan mevcut projeksiyonlar, gaz üretimi noktasında, Türk Dünyasının 2050’de küresel tüketimin %5’ini karşılayacağı izlenimini vermektedir. Tabii bunun için bölgeye yeni yatırımların götürülmesi, finansal imkânların arttırılması, lojistik ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi, piyasaların ve yabancı yatırımcı koşullarının düzenlenerek iyileştirilmesi, entegrasyonun geliştirileceği ortak mevzuatların tasarlanarak, şeffaflığın ve rekabetçi modellerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Türk Dünyası Enerji Birliği de bu minvalde önemli adımların atılmasına vesile olacaktır.
İşte bu düşüncelerden hareketle Türk Dünyasında Enerji Birliği temalı bir uluslararası kongre düzenlenmesi gereği ortaya çıkmıştır. Böyle bir geniş kapsamlı ve bilimsel nitelikli bir toplantı, Türk Enerji Birliği çerçevesinde bilimsel camiadaki pek çok yaklaşımın bilinirlik kazanmasına, değerlendirilmesine, bu konudaki farkındalığın artırılmasına ve nihayet bu amaca yönelik bir yol haritası belirlenmesine katkı sağlayacaktır.