Kömür Eskisi Gibi Olabilir mi?

*Dr. Selçuk ÖZGEN & Ferda BAYRAK

*Araştırma Merkezleri Koordinatörü

 

Altı yıl önce, “büyük düşüş”ün ardından, Amerikan kömür endüstrisinde kömür stoklarının etkisiyle kömür fiyatları rekor seviyeye ulaştı. Buna rağmen 2015 yılı sonunda, üç dört büyük şirketinin iflasını açıklamasıyla küçük şirketlerle birlikte sektör sekteye uğradı. 2017 yılı Mart ayında Başkan Trump’ın kömür şirketlerine işe dönüş çağrısı yapması üzerine gözler yeniden kömüre döndü.

Amerika her geçen gün elektrik talebinde artış gösteren bir ülke ve son yıllarda özellikle binalarda, ışıklandırma ve elektrikli aletlerde başarıyla uygulanan enerji verimliliği politikası enerjide bilinç seviyesini giderek artırmış durumda. Kaya gazı devrimi nedeniyle Amerikan doğal gaz üretimindeki dalgalanmalar enerji fiyatlarının düşmesine neden olurken kömürün elektrik piyasasında rekabet edilebilirliğini azalttı. Buna ek olarak yenilenebilir enerji kullanımındaki artışla bu rekabet edilebilirlik oranı; örneğin güneş enerjisi ile birlikte fiyatlarda 2008-2016 arasında % 85 oranında, rüzgâr enerjisi ile birlikte % 36 oranında düşüşe neden oldu.

Ucuz doğalgaz kullanımı ile Amerikan yerli kömür tüketimi % 49 oranında azaldı. Bunun % 18’inin yenilenebilir enerji kaynaklı olduğu görüldü. Çevresel düzenlemeler kömürden doğal gaza geçişte en önemli rolü aldı ve Amerikan elektrik arzında yenilenebilir enerjinin önlenemez yükselişi birçok kömür santraline kilit vurdu.

Küresel kömür piyasası da Amerikan kömür endüstrisinin çöküşünü hızlandırdı. Çin kömür talebindeki, özellikle metalürjik kömür için, yavaşlama tüm dünyada kömür fiyatlarını düşürdü ve Amerikan kömür ihracatına gem vurdu. 2011 ile 2015 yılları arasındaki kömür firmalarının gelirlerinin yarısından fazlası uluslararası faktörler nedeniyle azaldı.

Obama’nın çevresel faktörlerle ilgili getirdiği uygulamalar Trump’ın kömürle ilgili ayrıcalıklı talimatları ile rafa kalkmış gözükse de doğal gaz fiyatlarının aynı seviyede kalması veya yenilenebilir enerji fiyatlarının hızla düşüyor olması kömür kullanımının düşüşünü devam ettirecek gibi görünüyor.

Son birkaç ayda kömür piyasasında Çin’in üretim kısıtlamasına gitmesi ve Avustralya’daki sel baskınları nedeniyle Amerikan kömür endüstrisinde az da olsa bir iyileşme sağlandı. Çin’in ekonomik politikalarındaki yavaşlama Amerika’nın kömür ihracatını artıracak seviyede. Önümüzdeki yıllarda Hindistan’ın kömür talebinin daha da yükselmesi bekleniyor. Aynı durum diğer gelişmekte olan ekonomiler için de geçerli.

Amerikan kömür üreticileri açısından en iyi durum senaryosuna göre, 2013’teki yıllık 1 milyar ton üretim seviyesini ulaşılabilir gözüküyor. En kötü senaryoya göre bu rakam 600 milyon tona gerileyebilir. Kömür sektöründeki istihdam seviyesinin ise 2020’ye kadar 70 bin ile 90 bin arasında olacağı 2025 ile 2030 yıllarında ise 64 bin ile 94 bin arasında olacağı bekleniyor ki, bu 2015 yılından önce hiç olmadık seviyede düşük.

Yeni teknolojiler ve yeni ekonomik fırsatlar kömürün bir zamanlar sahip olduğu ulaşılmaz ünü geri getirmekten uzak olsa da politika yapıcıların gerçekçi tavırları kömür sektöründe çalışanların ve toplulukların emeklerini boşa çıkarmayacak kararlılıkta. Altyapı yatırımları, vergilendirmede kredilendirme politikası ekonomik geri kazanımı bulunan terkedilmiş kömür madenlerini yeniden gün yüzüne çıkaracak düzeyde. Bu nedenle kısa dönemde kömür sektörünün sürdürülebilir çözümler üretmesi sektörün önünü açacak en önemli yapı taşlarından biri konumunda.

Authors