Kıbrıs Sorunu Çözülse Türkiyeye Ne Kadar Gaz Gelecek

Cenevre’de Kıbrıs müzakereleri devam ederken, BM’nin istediği tarzda, Türkiye’den ayrı bir Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması ile, Kıbrıs’da ve İsrail’de üretilecek olağan üstü büyük miktarlarda! gaz boru hatı ile Türkiye’ye gelecekmiş. Oradan da AB’ye geçecekmiş. Bu sayede de Türkiye hem Rusya gazına olan bağımlılığından kurtulacakmış, hem de bir enerji merkezi olacakmış…

Bunun için tek yapması gereken, Kıbrıs müzakerelerinde Batı bloğunun ısrar ettiği şartları kabul etmesiymiş.

Gerçekten mi?

Acaba Kıbrıs sorunu çözülür de, Kıbrıs tek bir devlet olursa Türkiye’ye ne kadar gaz gelecek? Türkiye gerçekten ihya mı olacak?

Bilindiği gibi Kıbrıs açılarında potansiyel bölgeler olsa da, keşfolunan tek saha Afrodit’tir.

Yani Kıbrıs’ın somut olarak üretip, nakledebileceği tek saha Afrodit’tir.

Potansiyel bölgelerin çoğu, henüz sismik çalışmalar dahi yapılmadığından, kurgu yapılabilinecek kadar net değildir.

İsrail’de ise yapılan gaz satış anlaşmaları ve tüketim miktarı dikkate alındığında, belli oranda bir gaz ihraç potansiyeli bulunmaktadır.

Şimdi şöyle bir varsayımda bulunulursa:

  • Kıbrıs Afrodit’ten üreteceği tüm gazı Türkiye’ye sevk edecek.
  • Kendi tüketimi göz ardı edilecek. Yada oluşturulan projeksiyonun üzerinde olur da bir artış söz konusu hale gelir ise, o kısımdan kullanacaktır.
  • İsrail ise artık yeni anlaşmalar ile uğraşmayacak ve kalan bütün ihraç potansiyelini Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye gönderecektir.

Bu durumda, toplam ihraç potansiyelinin aşağıdaki grafikte gösterildiği gibi olacağı beklenmektedir.

Grafik1: İsrail + Kıbrıs’ın Toplam Gaz İhraç Potansiyeli 2050

Not: Belirtildiği gibi bu senaryoda:

  • İsrail tüketim ve mevcut anlaşmalar çıktıktan sonra tüm ihraç potansiyelini Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye göndermiştir.
  • Kıbrıs Afrodit’ten ürettiği tüm gazı, hiç kullanmadan Türkiye’ye göndermiştir.
  • Aslında elektrik üretimi, konutlarda ve sanayide kullanımının da hesaplanarak denkleme entegre edilmesi gereklidir. Fakat bu senaryo da, bu durum dahi bilerek göz ardı edilmek istenmiştir.
  • Mısır’da yeni keşiflerden üretilecek gaz kaynaklarının da önce Mısır iç piyasalarında değerlendirileceği, kalanının ise boş LNG sıvılaştırma kapasiteleri kullanılarak, LNG olarak uluslararası piyasalara satıldığı varsayılmıştır. Yani Mısır tarafından da bu hat üzere bir sevkiyat gündemde değildir.

Grafikten de anlaşılacağı üzere, boru hatları uzun vadeli satışları gerektirdiğinden, artış ve azalışlar dikkate alındığında, ortalama 7 milyar m3’lük bir toplam ihracat hacmi mümkün görülmektedir.

2030 ila 2033 yılları arasında bu miktar boru hattı kapasitesi olan 10 milyar m3/yıl seviyelerine çıkacaktır. Lakin ortalamanın 7 milyar m3/yıl olacağı aşikardır.

Yani Türkiye’nin, nükleer santrallerin tamamlandığı varsayılarak, talebinin ilgili gazın nakledilebileceği 2025 yılında en azından 60 milyar m3/yıl olacağı öngörülürse: bu Türkiye’nin ihtiyacının 11’i anlamına gelmektedir.

Bununla da birlikte, bir de bu gazın en azından yarısının AB’ye nakledilmek istendiği varsayılsa, o zaman geriye kalan miktar ihtiyacın neredeyse %6’sı kadardır.

Türkiye bu miktardaki gaza, Kıbrıs’tan vazgeçmek pahasına, o kadar tamah edecek durumda  ise; en güzeli gitsin, Kuzey Irak’tan-Azerbaycan’dan-Rusya’dan yada İran’dan yeni sahalar alarak/ortak olarak, bu kadarlık bir hacmi kendisi üretsin.

Değil ise; ya beklesin ve oluşturulan algı operasyonlarına kapılmasın, yada ortaya başka çözümler koysun.

Yazar