Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde, İslam dünyasının kalbine hançer gibi saplanarak, İsrail’in bir çocuğu olarak dünyaya getirilmeye çalışılan Kürt Devleti’nin nefes alabilmesini sağlayacak ve sürecin finansmanını temin edecek yegane kaynak petrol satışlarıdır.
Petrol satışlarının önüne geçilmesi durumunda, bütün planlar altüst olacak ve komşuları tarafından tanınmayan bir sözde devlet de zaten etnik-siyasi-dini olarak çok kırılgan olan yapısı sebebi ile hayatını sürdüremeyecektir.
Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde, İslam dünyasının kalbine hançer gibi saplanarak, İsrail’in bir çocuğu olarak dünyaya getirilmeye çalışılan Kürt Devleti’nin nefes alabilmesini sağlayacak ve sürecin finansmanını temin edecek yegane kaynak petrol satışlarıdır.
Petrol satışlarının önüne geçilmesi durumunda, bütün planlar altüst olacak ve komşuları tarafından tanınmayan bir sözde devlet de zaten etnik-siyasi-dini olarak çok kırılgan olan yapısı sebebi ile hayatını sürdüremeyecektir.
Yani özellikle İsrail ve ABD’nin bölgedeki kanlı planları sekteye uğrayacaktır.
Bilindiği üzere, IKBY petrol satışını Ceyhan üzerinden gerçekleştirmektedir. Türkiye’nin elinde her zaman bu ticareti sonlandırma imkanı bulunmaktadır. Yani bölgede bağımsız bir Kürt devletine izin vermeyecek olan Türkiye elinde olan bu imkanı kullanma konusunda bir karar verme sürecindedir.
Peki Türkiye petrol sevkiyatını kestiğinde ne olacaktır?
Ticari olarak Türkiye bölgesel politikalar dikkate alındığında göz ardı edilebilecek düzeyde zarar etse de, lehine gelişecek büyük değişimlerin fitilini ateşlemiş olacaktır.
Diğer yandan IKBY bağımsızlığa giden yolda şah damarı niteliğindeki petrol gelirlerinden yeni bir alternatif güzergah bulana kadar mahrum kalacaktır.
Kısacası ivedi bir çözüm bulunamazsa felç olacaktır!
Ayrıca Suriye’nin kuzeyinde finanse etmeye çalıştığı terörist yapılanma da bundan zarar görecektir.
Peki bu durumda IKBY’yi hayatta tutmak için zalim oyun kurucular hangi adımları atabilecektir?
Bu adımlar:
- Petrol sevkiyatını farklı bir güzergahtan sürdürme;
- İran üzerinden?
- Basra üzerinden?
- Suriye üzerinden?
- Ürdün ve İsrail üzerinden?
- Yaşanan gelir kaybını finanse etme olarak düşünülebilecektir.
Şimdi bu adımların uygulanabilirliğini incelediğimizde:
- İran üzerinden yeni ölüm haberi alınan Talabani’nin öncülüğünde, IBKY ile İran hükümeti arasında günlük 150 000 varil kapasiteli bir boru hattının inşası ile ilgili çalışmalar yapılmış fakat hayata geçirilememiştir. Yani İran üzerinden bir nakil hattı mevcut değildir. Sadece günlük 50-100 bin varil kapasitesinde petrol sevkiyatı kara yolu ile sağlanabilecektir. Fakat İran’ın da bu konudaki tavrı ve tutumu nettir. İran böyle bir sevkiyata dahi izin vermeyecektir. Yani böyle bir opsiyon tutarlı değildir.
- Basra üzerinden mevcut hatlar kullanılarak satış teknik olarak yapılabilecektir. Fakat MIY böyle bir ticarete asla izin vermeyecektir. Bu opsiyon da tutarlı değildir.
- Suriye üzerinden geçişte, ABD ve İsrail’in kurmaya çalıştıkları Kürt Koridoru özellikle Türkiye’nin girişimleri ile sekteye uğramıştır. Bu koridor tamamlanmadığı, Rusya ile de anlaşılmadığı, sonrasında da en az 12 milyar dolarlık bir yatırım ile 6 yıl gibi bir süre zarfında bir hat çekilmediği müddetçe bu senaryo da gerçekleşmeyecektir.
- Geriye en elle tutulur seçenek olarak Kerkük – Hayfa projesinin hayata geçirilmesi kalmaktadır. Fakat böyle bir proje için dahi en iyi ihtimalle 5 yıl gibi bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca kapasitesinin 1 milyon varil/gün olarak kurgulanacağı ve bu sebeple yaklaşık 1000 km uzunluğunda, 42”lik bir boru hattı inşa edileceği düşünülürse, yaklaşık 13 milyar $’lık da bir yatırıma ihtiyaç söz konusu olacaktır. Yani her ne kadar bu opsiyon diğerleri arasında en uygulanabilir seçenek olarak görülse de, nakliyenin Irak kısmının MIY sınırları içerisinden yapılacağı, bunun sağlanması için ABD’nin gerekirse yeniden DAEŞ’i kullanarak askeri müdahalelerde bulunması gerektiği gibi seçenekler de eklendiğinde işin maliyeti iyice artmaktadır.
- Yani en uygulanabilir seçenek olan Kerkük – Hayfa projesi tercih edilirse, bu tercihe binaen Türkiye’nin de Ceyhan üzerinden giden petrol ticaretini keseceği tahmin edilirse, bu senaryonun bağımsız bir Kürt devleti arzu eden ABD ve İsrail’e finansal maliyeti:
- Boru hattı inşası için = 13 milyar $
- Boru hattı 5 yılda tamamlanır ve bu 5 yıl Türkiye IKBY’nin petrol sevkiyatını keserse, IKBY’yi ayakta tutmak için ilgili petrol gelirleri karşılığı olarak: 9 milyar $ x 5 yıl = 45 milyar $
- Bu süreçte terör örgütlerini kullanma, güvenliği sağlama ve askeri harcamalar kalemi olarak yaklaşık 50 milyar $ olarak öngörüldüğünde toplam maliyet 108 milyar $ etmektedir.
- Yani 108 milyar dolar ABD için dahi, projenin riskleri dikkate alındığında ciddi bir harcamadır.
Son günlerde ulusal medyada da gündeme gelmeye başlayan Kerkük – Hayfa petrol boru hattı projesine gelince:
- İlgili hat 12” çapında olacak şekilde, 1935 yılında inşa edilmiş ve 13 yıllığına faaliyetini sürdürmüştür.
- Sonraki süreçte siyasi ve güvenlik ile alakalı sebeplerle atıl kalmış ve tamamen kullanılmaz duruma gelmiştir.
- O süreçten bu yana, İsrail’in sürekli masada fakat arka planda tuttuğu bir proje olarak farklı süreçlerde dillendirilmiştir.
- Fakat günümüze hattın sadece anıları, güzergah planı ve bazı taşıma verileri dışında birşeyi kalmamıştır.
- Yani bu projenin hayata geçirilmesi için yeniden bir hat inşa etmek gerekmektedir.
- Aşağıdaki haritadan da anlaşılacağı üzere, böyle bir hamle için:
- Kerkük sahasının tamamını IKBY’nin kontrolüne vermek,
- Irak sınırları içerisinde kalan güzergah boyunca askeri unsurlar ve terör örgütleri ile hakimiyet teşkil etmek,
Bu kurguya Türkiye, İran, MIY ve Rusya gibi aktörlerin müdahale etmesine izin vermemek gibi siyasi ve askeri gerekler de bulunmaktadır.