Burak KAYAEL-TESPAM
Dün haber ajansları son dakika haberi olarak Merkezi Irak Hükümeti’nin (MIY) Kerkük – Ceyhan boru hattını yeniden inşa edeceğine dair haberler yer aldı. Aslında bu haber TESPAM’ı takip edenler için eski bir haberdi çünkü Irak’la ilgili gelişmeleri yakından takip ettiğimiz için bu gelişmeyi 10 gün önce Irak’ta Sürekli Değişen Dengeler ( https://www.tespam.org/tr/irakta-surekli-degisen-dengeler/ ) yazımızda sizlere bildirmiştik. Peki bizim için eski ama bazıları için yeni olan bu gelişme ne anlama geliyor?
Öncelikle Irak’ın gözünde Türkiye’nin çok değerli olduğunun önemli bir kanıtı ve Türkiye’nin sadece doğal gazda değil petrolde de merkez ülke olma iddiasını öne sürmesi için çok önemli bir argüman. Hepimizin geçmişten bu yana duyduğu Türkiye’nin “kaynak sahibi ülkelerle tüketici ülkeler arasında doğal köprü” olduğu sözünün sonucu olan ama yakın geçmişe kadar kullanamadığımız enerji merkezi olma durumu giderek gerçekleşmeye yaklaşıyor. Kerkük – Ceyhan boru hattı da bu amaç doğrultusunda çok büyük bir önem taşıyor. Bakü – Tiflis – Ceyhan boru hattının 2006’da devreye girmesiyle birlikte Ceyhan’a çoğunlukla Azeri bazen de Türkmen ve Kazak petrolleri ulaşmakta ve buradan da uluslararası piyasalara gönderilmekte. 1977’den beri faal olan Kerkük – Ceyhan boru hattıyla birleştiğinde Türkiye’nin petrol ticaretinde merkez ülke olma iddiasını desteklemek için büyük bir adım atılmıştı.
2014’ten bu yana süren IKBY’nin kendi petrolünü MIY’den bağımsız satma projesi 25 Eylül’deki bağımsızlık referandumundan sonra MIY’nin Kerkük’ü ele geçirmesiyle büyük oranda bozuldu. Bu olaydan sonra MIY, IKBY’nin elindeki gümrük kapıları, havaalanları ve petrol pompa istasyonları üzerindeki etkisini artırdı. Böylece ülkenin genelindeki kaynakların kontrolünde önemli bir ilerleme sağladı. Bu gelişmelerden sonra da 14 Kasım’da MIY Başbakanı Haydar Abadi yaptığı basın toplantısında Petrol Bakanlığı’na Kerkük – Ceyhan boru hattını tamir etmek yerine yeniden inşa etmelerini ve bunu da hızlıca yapmak adına ihaleyle değil doğrudan temin/teklif yoluyla yapmaları talimatı verdiğini açıkladı.
Herkes Kerkük’ü İstiyor ( https://www.tespam.org/tr/herkes-kerkuku-istiyor/ ) yazımızda da belirttiğimiz gibi Irak’ın kuzeyinden (IKBY kontrolündeki alanlar ya da Kerkük çevresi) üretilen petrolün Türkiye dışında herhangi bir güzergahtan iletilmesi yakın – orta vade gelecekte mantıklı ve mümkün değil. Her ne kadar Irak’ta yer alan bazı İran taraftarı gazeteler Kerkük – Kirmanşah boru hattı projesini ısıtıp ısıtıp servis etseler de bunun neden olamayacağını Herkes Kerkük’ü İstiyor yazımızda açıkça belirtmiştik.
Kerkük – Kirmanşah boru hattı haberlerini başka gelişmeler doğrultusunda değerlendirelim:
- 5 Kasım günü ülkemizin Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız MIY Petrol Bakanı Jabbar Al-Luaibi’yi ziyaret etti. Bakanlıktan yapılan resmî açıklamada Bakanın Büyükelçiye Kerkük – Ceyhan boru hattındaki incelemelerin yakında biteceği ve en kısa sürede Kerkük’ten Ceyhan’a petrol aktarımına başlamak istediklerini, SOMO’nun (Irak’ın milli petrol satış şirketi) petrol satışında tek yetkili olduğu ve Ceyhan’daki yükleme istasyonun SOMO yetkililerine teslim edilmesi gerektiği ile Irak’ın gelecekteki petrol, rafineri, altyapı ve diğer tüm stratejik projelerinde Türkiye ile birlikte çalışmak istediğini belirttiği aktarıldı.
- 14 Kasım’da MIY Başbakanı Abadı Kerkük – Ceyhan boru hattının sıfırdan inşa edilmesi talimatı verdiğini açıkladı.
- 16 Kasım tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan bir heyet Irak Petrol Bakanlığı’ndan bir heyetle görüştü. Irak Petrol Bakanlığı’nın yaptığı resmî açıklamaya göre toplantının ana gündem maddesi Kerkük’ten üretilen petrolün Ceyhan limanına iletilmesinde yaşanan sıkıntıların aşılmasıydı.
- 26 Kasım’da Irak Petrol Bakanlığı Sözcüsü Asım Cihad yaptığı yazılı açıklamada Bakan Al-Luaibi’nin Kerkük – Fish Khabur (Türkiye – Irak – Suriye sınırlarının kesiştiği ve pompa istasyonu olan yerleşim) arasında yeni bir boru hattı inşa edilmesi için talimat verdiğini açıkladı.
Tüm bu gelişmeler de gösteriyor ki Irak’ın ülkenin kuzeyinde üreteceği petrolü satmak için tercihi İran değil Türkiye. Bunun de birçok mantıklı sebebi var:
- Türkiye üzerinden satılacak petrol tüketimin sürekli arttığı Avrupa’yı hedefler tam tersi İran üzerinden gönderilecek petrolün alıcısı talebi son zamanda azalan (Çin başta olmak üzere) Uzak Doğu Asya olacaktır, ki bu piyasada Suudi Arabistan’ın büyük bir üstünlüğü var. Ayrıca Japonya son dönemde A.B.D. kaynaklı kaya petrolüne daha fazla ilgi gösteriyor.
- Not: Her ne kadar bazı Avrupa ülkeleri petrol tüketimini kısmak için karar almış olsa da Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayınladığı 2017 Enerji Görünümü Raporunda gelecekte petrol tüketiminin azalmayacağı tam tersine talebin artmaya devam edeceği belirtiliyor.
- Kerkük – Kirmanşah projesinin gerçekleşmesi için boru hattının önemli bir kısmının IKBY sahasından geçmesi gerekiyor. Ancak Kerkük – Ceyhan boru hattında bu durum çok kısa bir mesafe için geçerli.
- İran’ın A.B.D.’deki mevcut yönetimle arası kötü ve yakın gelecekte ekonomik ambargolar gerçekleşebilir, ki bu da malum boru hattının ölü doğmasına sebep olur.
Tüm bu sebepler gösteriyor ki Irak’ın niyeti İran’a uzanan bir boru hattı inşa etmek yerine Türkiye ile yürüttüğü müzakerelerde elini güçlü tutmak. Buradaki asıl amaç da Ceyhan yükleme istasyonundaki IKBY görevlilerinin yerine SOMO görevlilerini koyarak satılan tüm petrolün kontrolünü (alıcı şirket, taşıyıcı şirket ve kazanç) eline almak. Bunu yapabilirse IKBY’ye ekonomik anlamda tamamen diz çöktürerek kendisine siyaseten ve ekonomik olarak bağlı olmaya zorlayabilir.
Burada Türkiye’nin yapması gereken kendi çıkarlarını gözetecek şekilde, (Türkiye – IKBY petrol taşıma anlaşması ve Türkiye – MIY arasındaki ekonomik ilişkiler) bir anlaşma ile doğal gaz ticaretinde yakalamaya başladığı merkez ülke olma konumunu petrol sektörüne de taşımaya çalışmak. Azerbaycan’ın yürüttüğü Azeri – Çıralı – Güneşli projesinin 2. fazının devreye girmesiyle bu ülkedeki yeni üretim BTC üzerinden Ceyhan’a ulaşacak. Buna MIY’nin Kerkük sahalarından günlük üretimi 1 milyon varile çıkarma isteği de katıldığında Ceyhan daha da önemli bir liman olacak.
IŞİD’le mücadelede sonlara yaklaşılması ile Suriye ve Irak’ta olan uluslararası ilgi başka bölgelere kayacaktır. Türkiye’nin son dönemde Rusya ile tekrar gelişmekte olan ikili ilişkilerini de kullanarak Hazar Denizi’ne komşu ülkelerin yaşadığı kıta sahanlığı problemini çözmek için devreye girmesi onu gelecekte bu bölgeden üretilecek petrolün taşınması için paha biçilmez bir merkeze dönüştürecektir. Her ne kadar kısa vadede beklenmese de orta – uzun vadede İran’ın uluslararası yaptırımlardan sıyrılması olasılığı da petrolünü Avrupa piyasasına satış için Türkiye’yi seçmesine sebep olacaktır.
Bütün bunları bütün olarak ele aldığımızda Türkiye’nin önünde önemli bir potansiyel olduğunu görüyoruz. Enerji ile ilgili karar mercilerinin yukarıda belirttiğimiz koşulları iyi değerlendirerek ülkemizin bölgesinde ve uluslararası piyasada daha önemli bir yere gelmesi için gerekli adımları atmasını temenni ediyoruz.