İkli̇m Deği̇şi̇kli̇ği̇ Ve Bi̇yoteröri̇zm

 

Fatma Cengiz

İklim ve Çevre Koordinatörlüğü

 

Yaşadığımız yüzyılın en önemli küresel tehditlerinden biri şüphesiz İklim değişikliği ve onun yarattığı yıkıcı sonuçlardır. İklim değişikliği ile birlikte meydana gelen rekor sıcaklık artışları, kuraklık, sel baskınları, yağmur mevsimlerindeki anormallikler, kasırgalar ve fırtınalar ve buna ek olarak insan kaynaklı oluşan çevresel ve eko-sistemsel hasarlar, insan sağlığı üzerinde önemli tehditlerden biri olan patojenlerin, hastalık dinamiklerinde ve de adaptasyon süreçlerini de etkilemektedir. Patojenlerin yaşamsal döngüsünü de doğrudan etkileyen iklim ve çevresel değişiklikler onları, bir silah olarak kullanıldıkları ‘biyoterörizm’ tehdidi içinde önemli bir çarpan konumuna getirmektedir.

İklim değişikliğinin meydana getirdiği eko-sistemsel değişiklikler haricinde, insan eli ile meydana gelen çevresel kirlilik, hava kirliliği, kontrolsüz şehirleşme ve bunun getirdiği çevresel yıkıcı değişiklikler, hem bu mikroorganizmalar sebebiyle meydana gelen bulaşıcı hastalıkların ölümcül etkilerini arttırmış hem de ilerde biyolojik silah olma potansiyelindeki mikroorganizmaların tehdit alanlarının büyümesine sebep olmuştur.

İklim değişikliği ve bulaşıcı hastalıklar arasındaki ilişkiye değinecek olursak;

Sıcaklık, nem yağış rejimlerinin değişikliği, rüzgar ve ekstrem hava olayları gibi çevresel değişimler patojenlerin (hastalık yapabilme yeteneğine sahip virüsler, bakteriler vs.) hastalık yapma özelliklerini, bunun sıklığını ve de konakçıda meydana gelecek olan hastalık şiddetini arttırabilir. İklim değişikliği etkisini direkt olarak patojenin kendi fiziki özelliklerinde, üreme ve yaşam döngüsünde, çevre şartlarına adaptasyonun da gösterebildiği gibi ayrıca endirekt olarak patojenin habitat (yaşadığı coğrafya), rakip etmenleri ve de çevresel etmenlerin de etkileyerek gösterebilir.

İklim değişikliğinin en çok etkilediği patojen grupları su kaynaklı, vektör kaynaklı ve de hava kaynaklı patojenlerdir.

**Su kaynaklı bulaşıcı hastalıklar ve iklim değişikliği:

Yağış rejimlerindeki değişiklik ve sel felaketleri, özellikle çarpık şehirleşmenin ve nüfus yoğunluğunun fazla olduğu gelişmemiş bölgelerde ve de alt yapının yetersiz olduğu yaşam alanlarında, patojenlerin hastalık yapıcı etkisinin daha da fazla artırdığı söylenebilir. İklim değişikliğinin sebep olduğu yağışlar, tortu birikimi ve de dışkı kaynaklı  mikroorganizmaların birikmesi, biriken bu patojenlerin kullanılan su kaynaklarına karışması ile bulaşıcı hastalıkların daha sık görülmesine ve hastalık yapıcı etkilerinin artışına yol açmaktadır. Tam aksi bir durum yani düşük yağış ve de kuraklık durumu ise atık kaynaklı patojenlerinin artışına ve bu sebeple meydana gelen hastalıklarda paralel olarak artışa sebep olmaktadır.[1]

Aşırı yağışların ve sel birikintilerinin, içme suları ile karışması ve de kullanılan su kaynaklarını (su kuyuları ya da içme suyu kanalları gibi) etkilemesi sebebiyle özellikle mide ve bağırsak  hastalıkları ile alakalı birçok vaka ve ölüm sebebiyeti veren salgınlara sebep olmuştur ve olma riski her zaman mümkündür (örnek olarak Milwaukee cryptosporidium salgını gibi)[2]. Genel itibari ile iklim değişikliğinin meydana getirdiği göl ve denizlerdeki sıcaklık değişimleri, göl seviyelerinin değişmesi, göl ve denizlerde yüzey sıcaklığı değişikliği, ölümcül özellik gösteren birçok patojen için hem yeni yaşam alanları hem de yeni bulaş riski durumunu oluşturmaktadır. Sıcaklık ve ısınmanın artması ve yağış rejimlerinin değişikliği bu iklim şartlarına adaptasyon sağlayan birçok patojen için daha şiddetli hastalık yapabilme kapasitesi demektir.

**Hava yolu ile bulaşan bulaşıcı hastalıklar ve iklim değişikliği:

Mutlak nem ve sıcaklık, influenza gibi hava yolu ile bulaşan patojenlerin etki alanını ve hayatta kalma süresini de etkilemektedir. Yüksek nem ve sıcaklık; influenza, dang virüsü gibi patojenlerin hem hayatta kalma süresini hem de hastalığın yayılmasını hızlandırdığı yapılan çalışmalar sonucunda desteklenmiştir.[3] Hava yolu ile ulaşan patojenler özellikle iklim değişikliği ve çevresel etmenlerden etkilenen bir hastalık yapıcı profile sahiptir. Özellikle endüstrileşme ve hava kirliliğinin de iklimsel hava değişikliklerine eklenmesi ile patojenlerin etkilerinde gözle görülür artışlar gözlenmeye başlamıştır.

Covid-19’un etkilediği birçok büyük şehirde ayrıca, daha önceden de yoğun bir hava kirliliği mevcut olduğu göz önüne alındığında bu bölgelerde ağır Covid kaynaklı pandemi tablolarının gözlemlenmesi rastlantıdan ibaret değildir.[4] İklim değişikliğinin sebep olduğu sera gazları, sıcaklık ve hava kirliliği özellikle üst solunum yolu rahatsızlıklarını daha çok tetiklerken damlacık enfeksiyonlarına (öksürme, hapşırma ya da gülme gibi durumlarda ortama saçılan damlacıklarla bulaşan hastalıklar) sebep olan patojen grupları içinde daha fazla ölümcül etki yeteneği kazanmasına sebep oldular. Ayrıca hava da meydana gelen toz olayları birçok öldürücü etkiye sahip bakteri türünün rüzgâr desteği ile taşınmasına neden olduğu ve de habitat değişikliğine (daha fazla alana yayılma ya da daha önce görülmeyen kıtlarda görülme) sebep olduğu bir başka dikkat çeken çalışma detayları arasındadır.[5]

**Vektör kaynaklı bulaşıcı hastalıklar ve iklim değişikliği

Diğer bir yandan, vektör kaynaklı patojenlerin sebep olduğu hastalıklar (sıtma, dang humması ve leishmaniasis gibi) artan sıcaklık ve düzensiz yağış rejimleri sebebiyle özellikle taşıyıcıların hastalık yapıcı etkilerinde ve de görüldükleri bölgelerde artışa sebep olmuştur.[6]  Küresel ısınma, taşıyıcı kaynaklı patojenlerde coğrafi dağılımı ve etkinliği dolaylı yollardan etkilemektedir.[7] Sivrisinek (sıtma, dang humması gibi tehlikeli hastalık taşıyıcıları olarak) kene (lyme hastalığı taşıyıcısı olarak) ve de pire gibi (veba hastalığı) vektörler, iklimsel değişiklikler sebebiyle daha fazla bölgede ve daha önce hiç görülmediği kıtalarda, özellikle yağış düzenin bozulması ve sıcaklık artışı ile birlikte, daha yaygın olarak görülmeye başlamıştır. Ayrıca gene iklim değişikliği sebebiyle bu vektörlerin yapısal değişikliklerle uğrayarak daha hızlı çoğalması ve gelişimi ve buna bağlı olarak da insanlar arasında taşıdıkları salgın hastalıkların yayılmasında artış görülmesi gene bu tablonun beklenen sonuçlarındandır Asya’da daha sıklıkla görülen bir salgın patojenin Avrupa’da ortaya çıkması gibi ya da ısınma ile birlikte iklimsel değişikliklerin o salgın hastalık için yeni yayılma alanlarını oluşturması gibi birçok olasılık günümüz iklim tablosu ile çok uzak bir ihtimal olarak görünmemektedir. [8]

**İklim değişikliği, Çevresel faktörler ve biyoterörizm:

Günümüz teknolojisi ve şartlarının oluşturduğu yeni cephelerden biri de biyolojik savaş ve biyoterörizmdir. Genel hatları ile biyoterörizmi tanımlarsak; insanlara, hayvanlara ya da çevreye zarar vermek ya da öldürmek amacıyla virüs, bakteri gibi patojenlerin kontrollü ve bilerek salınmasıdır. Bu saldırılar hem toplumsal hem ekonomik olarak yıkıcı etkilere sebep olabilirler. Tarihte, birçok devlet ve örgüt tarafından çeşitli sebeplerle kullanılan biyolojik ajanlar ve saldırılar günümüzde teknolojinin gelişmesi ve de bu ajanlara ulaşımın kolaylaşması ile daha tehlikeli bir hal almaya başlamıştır. Ayrıca iklim değişikliği, küresel ısınma, hava kirliliği ve diğer etmenler bu ajanların patojenik etkileri için çarpan görevi görmektedir.

Teknolojik olarak bu alanda kendini geliştiren ve gerekli teknik hazırlıklara sahip ülkelerde bununla alakalı birçok laboratuvar ve bilimsel araştırmalar hâlâ büyük bir hızla devam etmektedir. Biyolojik savaşı/biyoterörizmi oluşturan etmenler (biyolojik ajanlar, ajanların hedefleri ve de vektörler) hem çevresel değişiklikler hem de iklimsel değişikliklerle bire bir etkileşim içindedirler. Özellikle biyolojik silah olarak kullanılan ölümcül etkili patojenler hem insan kaynaklı hem de iklim kaynaklı değişimlerle tamamen bağlantılıdır

Tablo -1

İnsan kaynaklı meydana gelen çevresel değişiklikler ve etkileyebileceği biyoterörizm kaynaklı hastalıklar

Çevresel değişiklik Tanım Hastalık
Kentleşme Şehirlere artan göç ve kalabalık nüfus İnfluenza (pandemi), şiddetli akut solunum sendromu, veba, fekal-oral patojenlerin neden olduğu hastalıklar (Entamoeba histolytica, Giardia lamblia), çoklu ilaca dirençli tüberküloz
Tarımsal üretim artış girişimleri Değişen mahsul ve hayvan yönetimi uygulamaları, gübreleme, insanlar ve evcil hayvanlar arasındaki artan etkileşim bruselloz, psittakoz, Q ateşi, salmonelloz, şarbon, Nipah virüsü enfeksiyonu
Ormansızlaştırma Orman örtüsünün kaybı, büyük yangınlar, değişen su akış düzenleri insan eli ile müdahale edilmiş ormanlaştırma ve ağaç ekimi Kene kaynaklı hemorajik ateşler, sivrisinek kaynaklı ensefalit kompleksi, hantavirüs hemorajik ateşler
Su Projeleri Baraj inşaatı ve sulama şebekeleri nedeniyle su akış rejiminde değişiklikler Escherichia coli, patojenik vibrios, Shigella sp. Cryptospridium parvum, Norovirüs enfeksiyonları, Hepatit A’nın neden olduğu enfeksiyonlar
İklim değişikliği Sıcaklık ve yağış rejiminde değişiklik Sarıhumma, Batı Nil humması ve diğer bazı vektör kaynaklı hastalıklar

(Radosavljevic V., Enviromental health and Bioterorrism; Encyclopedia of Environmental Health. 2019 : 450–457)

 

Biyoterörizmde kullanılan biyolojik silahlar, veba, şarbon toksini gibi patojen ajanlar halk sağlığı için ölümcül etkiler içerirken, ebola gibi ajanlar daha kitlesel salgın tehdidine sebep olabilirler[9]. Biyolojik ajanların erişim ve teknolojik olanakların artması, diğer konvansiyonel yöntemlere göre ucuz olması özellikle terörist gruplar için bu ajanları daha da cazip hale getirmeye başlamıştır. Birçok küresel çapta eylem yapan terörist grupların artık biyolojik ajanlar üzerinde çalıştığı ve de bu konuda birçok deneme ve girişimde bulunduğu açıkça bilinmektedir [10]

Biyolojik silah araştırma programlarında yetiştirildiği ve test edildiği bilinen hastalık organizmaları arasında Bacillus anthracis (şarbon), Yersinia pestis (veba), Brucella abortus (bruselloz), Clostridium botulinum gibi patojenler bulunurken, Francisella tularensis (tularemi), kuduz virüsü, birkaç viral kaynaklı hemorajik ateş virüsü (Ebola, Marburg, Lassa ateşi, Rift Vadisi ateşi) gibi patojenler de ayrıca  kullanılmaktadır. Tarım ve gıda üretimini bozmak için kültürlenen ve test edilen bitki biyolojik silahları arasında mantar hastalıkları (Fusarium spp., Tilletia spp.), bazı viral  patojenler  ve hatta böcek zararlıları (örneğin, Colorado patates böceği, Leptinotarsa decemlineata) üzerinde çalışılmaktadır.[11]

Peki, iklim değişikliği ve çevresel etmenler biyoterörizm ve de biyolojik ajanların bu tehdidini nasıl etkileyebilir:

*ormansızlaştırma, endüstriyel gelişim, yeni yerleşim alanları, nüfus artısı ve kalabalık yerleşim alanları sanitasyondaki sorunlar patojenler için yeni yayılma yollarının açılmasına ya da vektörlerin artışına sebep olabilir.

* bozulan ekosistemler patojen döngüsünde değişiklik yaparak tampon görevi yapan türlerin yok olması ve de patojenin direk olarak insanlarla etkileşime geçmesine sebep olabilir

*patojenlerin yeni vektör ve de canlı türleri ile bir araya gelerek mutasyona uğramış daha tehlikeli patojenlere sebebiyet verebilir.

*özellikle zoonotik patojenler (özellikle insanlar için tehlike oluşturabilecek türlerin bulunduğu patojen ailesi) insanlar için öldürücü etki oluşturabilirken doğal yaşam ve de kendi konakçılarında semptom göstermeyebilir ya da tehlike arz etmeyebilir. Konakçı çeşitliliğindeki azalma bu patojenlerin insanlar için risk oluşturma ihtimalini arttıracaktır.

*Küresel ısınmanın diğer bir tehdidi ise Arktik bölgesinde eriyen permafrostlardan elde edilebilecek donmuş konakçılarda bulunan biyolojik ajanlardır. 2016 yılında Sibirya’da şarbon virüsünün 75 yıl sonra ortaya çıkması ile birlikte yapılan araştırmalar sonucunda bunun bu bölgede bir permafrostta bulunan donmuş bir ren geyiğindeki şarbon sporları sebebiyle olabileceği tespit edilmiş [12] ve bununla birlikte küresel ısınma ile acaba yeni virüs çeşitleri ya da daha önceden tehdit oluşturan ölü virüs ya da bakterilerin tekrar tehdit oluşturma ihtimali olup olamayacağı tartışmaları gündeme oturmaya başlamıştır. Yapılan başka bir çalışmada Sibirya’daki permafrostta belirlenen bakteri suşlarının çoğunda antibiyotik direncinin bulunduğu ve de bunların su ile karışması halinde yeni süper dirençli bakterilerin oluşma riski olabileceği öngörülmektedir Ayrıca bu patojenlerin biyoterörizm amacıyla da kullanılabilmesi için yeni fırsatlar oluşturma ihtimali çok yüksektir.

Bu konuda yapılabilecek önemli adımlardan biri teknolojik olarak bu tarz saldırılara karşı ya da oluşabilecek tehditlere karşı hazırlıklı olmak, gerekli donanım ve teknolojik her türlü alt yapıyı yeterli seviyeye getirmek, sağlık sistemine gerekli alt yapıyı ve teknolojik donanımı sağlamak (hastalığa müdahale, tedavi prosedürleri gibi) ve de bu konuda yeterli seviyede bir bilinçlendirme programı uygulamaktır. Daha önceki salgınlardan (en güncel olanı Covid-19) meydana gelecek ekonomik ve sağlık sektöründeki yıkımları örnek olarak gerekli politikaları ve önlemleri tüm birimlerde organize olacak şekilde planlamak, ülkesel anlamda biyolojik silahlar için vektör ya da tampon görevi gören her türlü hayvan ve bitki türünü hem önlem amaçlı takip etmek ve de oluşabilecek değişikleri, gözlemleyip önceden planlama yapabilecek koordinasyon birimlerini oluşturmak gene alınacak önemli önlemlerden bir kaçıdır. İklim değişikliğinin negatif etkilerini iyileştirebilmek için gerekli olan ulusal ve uluslararası işbirlikleri için zorunlu adımları atmak, iklim dostu teknolojik gelişmeleri desteklemek ve de biyolojik savaşlar ve ajanlar konusunda gerekli ve yeterli donanıma sahip birimler oluşturmak ülke üzerinde oluşabilecek tehditler acısından hazırlık aşamasının en önemli fazlarından biridir. Hem iklim değişikliği hem insan eli ile meydana gelen çevresel yıkımlar ve bunun sonuçları ile baş etmek ve teknolojinin gelişmesi ile ortaya çıkan yeni nesil tehditler bunların iyi okunması oluşabilecek büyük tehditlerin öngörülmesi ve hazırlıkların geç kalınmadan tamamlanması ile en az hasarla atlatılabilir.

 

 Ek kaynaklar

https://health2016.globalchange.gov/water-related-illness

https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2210909910000056

https://www.newscientist.com/article/2288529-climate-change-linked-to-risk-of-viruses-jumping-species-in-the-arctic/

https://academic.oup.com/bioscience/article/52/7/583/247983#126036201

https://www.esa.int/Applications/Observing_the_Earth/Permafrost_thaw_could_release_bacteria_and_viruses

 

 

[1]https://www.researchgate.net/publication/283012801_Impact_of_climate_change_on_human_infectious_diseases_Empirical_evidence_and_human_adaptation#pf9

[2] https://www.psr.org/issues/environment-health/climate/climate-postcards-water-borne-illness/

[3] Wu x. Lu Y., Impact of climate change on human infectious diseases: Empirical evidence and human adaptation, Enviroment international 86: 14-23

[4] https://blogs.worldbank.org/climatechange/fighting-infectious-diseases-connection-climate-change

[5] https://www.forbes.com/sites/brucedorminey/2019/04/28/climate-change-is-worsening-the-spread-of-airborne-pathogens/?sh=38b405905482

[6] S.dennis,D.fisher, Climate change and infectous diseases; next  50 years  (2018,october)

[7] https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2210909910000056

[8] https://www.psr.org/wp-content/uploads/2018/05/vector-borne-and-water-borne-diseases.pdf

[9] https://www.who.int/health-topics/biological-weapons#tab=tab_1

[10] https://www.atlanticcouncil.org/commentary/article/facing-the-future-of-bioterrorism/

[11] https://academic.oup.com/bioscience/article/52/7/583/247983#126036201

[12] https://www.npr.org/sections/goatsandsoda/2016/08/03/488400947/anthrax-outbreak-in-russia-thought-to-be-result-of-thawing-permafrost

Yazar