Füzyon Enerjisi Ufukta Göründü
Şahin Coşkun
Bilim insanları uzunca bir süredir gerçek anlamda yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağı aramaktadır. Mevcut teknolojiler arasından nükleer füzyon enerjisi en umut vadeden aday olarak görülmektedir. Şimdilerde ise bu teknolojinin yakın bir gelecekte hayatımıza gireceği ve şehir şebekesine elektrik sağlayabileceği iddia edildi.
Massachusetts Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) yürütülem Alcator C-Mod Tokamak Füzyon Projesi’nin başkanı Earl Marmar’a göre, bu teknolojiye kavuşmak için çok uzun süre beklememiz gerekmeyebilir. Inverse dergisine konuşan Marmar, devam eden araştırmalara ağırlık verilirse 2030’lara kadar şebeke elektriğine güç sağlayacak nükleer füzyona sahip olabileceğimizi açıkladı. Marmar ayrıca, “Bence, 2030’da şebekede füzyon enerjisi kesinlikle ulaşılabilir bir hedef” dedi. “2030 yılında bu teknolojinin hayatımıza gireceği iddialı bir açıklama ancak çılgınca olmadığını söyleyebilirim. Bu hedef Kanada’daki bir grubun şu anda üzerinde çalıştığı projede de benzer bir takvim olarak görülmektedir.
Nükleer füzyonun fiziği aslında bu noktada oldukça iyi anladığımız bir olgu ve mekanizmasını açıklamak çok zor değil. En temel düzeyde, bu nükleer fisyonun tersi. Diğer bir deyişle, atomları fisyon halinde serbest bırakmak için bölmek yerine, nükleer füzyon, küçük hidrojen atomlarını birleştirerek, enerji üreten bir plazmaya dönüştürmektedir. Ayrıca bu plazma fisyon üretiminden birkaç kat daha fazla enerji üretmektedir. Ancak bu reaksiyonun herhangi basit bir ortamda gerçekleşmesi mümkün değildir. 30 milyon santigrat derece (30 Milyon°C) üzerinde bir sıcaklığa sahip bir ortam gerektirmektedir.
Uzun yıllar nükleer füzyon araştırmaları için kullanılan MIT’nin tokamak reaktörü artık aktif değildir. Ancak, füzyon teknolojisindeki 20 yılı aşkın tecrübe, füzyon reaksiyonunu nasıl sürdüreceğimizi bulmak için yeterli veriye ulaşmamızı sağlamıştır. Marmar’a göre, füzyonu kullanmaya ilişkin hâlâ anlamadığımız nokta da budur: yani reaksiyon sürdürülebilmekedir ama mekanizması henüz tam anlamıyla anlaşılabilmiş değildir. “Dolayısıyla, füzyon reaksiyonun işe yaradığını biliyoruz; nükleer fiziğin nasıl çalıştığını biliyoruz. Nükleer fizik konusunda hiçbir sorun yok “diye anlatan Marmar “Hala teknoloji tarafında kalan sorunlar var.” diye açıklamalarına devam etti.
Nükleer füzyonu kararlı hale getirmek için önerilen bir takım çözümler var, bunların çoğu halihazırda Marmar tarafında yayınlamıştır. Marmar, röportajında sadece iki tanesinden bahsetti: İngiltere’deki Tokamak Energy, daha fazla plazma kullanmak için reaktöründeki donut deliğinin boyutunu azaltmayı tercih etti diye anlattı. MIT’de gerçekleştirilen diğer çalışmada ise, araştırmacıların plazmayı sürdüren manyetik alanın gücünü artırmaya çalıştıkları anlattı.
Ayrıca, 35 ülkenin finanse ettiği bir uluslararası projede ise araştırmacılar dünyanın en büyük füzyon deneyi olan ITER üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir.
Marmar günümüzdeki durumda aslında bu teknolojile sahip olmamız için gerekli baskının sadece reaktörün içinde değil dışında da olduğunu anlatıyor. Bu durumu, mevcut enerji kaynakları sebebiyle yüzyüze kaldığımız iklim değişikliği durdurabilmek için füzyon enerjisine bir an önce kavuşmamız gerektiğini belirterek açıklıyor. Nükleer füzyonu daha da ileri götürmek için yeterli alan olduğunu düşünüyor ve eğer en azından yeterince deneme yapılmaz ise, ilerlemenin bir on yıl gecikebileceğini söylüyor. Marmar, araştırmalar yapılsa bile, 2030’lu yıllarda bu teknolojiye sahip olmamız için oldukça katı bir takvim uygulanması gerektiğini belirtiyor. Elbette, biraz baskı ve yarış ilgili takvime yetişmek için ihtiyacımız olan motivasyonu sağlayacaktır.
Kaynak: https://futurism.com/mit-scientist-asserts-that-we-will-have-fusion-energy-by-2030/