Dünyanın en büyük petrol şirketlerinin bazı tahmincileri ve üst düzey yöneticileri, petrol talebinin kriz öncesi seviyelere geri döneceğinden emin değil. Küresel petrol talebinin gelecek yıl, pandemi öncesindeki seviyelere gelmeyeceği petrol endüstrisi ve analistler tarafından açıkça anlaşıldı.
Koronavirüsün ikinci dalgasının olup olmayacağı ya da salgının seyrinin artıp artmayacağının bilinmemesi petrol üreticileri tarafından endişeye yol açıyor. OPEC’in en önemli endişesi yaşanılan kriz süresince en yüksek petrol talebine ulaşılıp ulaşılamadığı ve bu talep artış zirvesinin geçilip geçilmediğinin bilinmemesidir. OPEC’in bile sessizce, beklenenden daha düşük petrol talebi artışına kendini hazırladığı söyleniyor.
Petrol talebinin geçen seneye göre aşağı yönlü seyretmesinin stratejik bir hamle olduğunu düşünenlerin sayısı artarken, hâlâ talebin ekonomi ve fiyatların bir fonksiyonu olduğunu düşünenler de var.
Petrol ekonomisi ve enerji politikası uzmanı Michael Lynch, Forbes gazetesinde, düşük petrol fiyatlarının, virüs salgınını geride bıraktığında petrol talebinin büyümesine yardımcı olacağını; petroldeki önceki çöküş döngülerinin çoğunda, fiyatlardaki büyük düşüşlerin ardından petrol talebindeki artışın hızlandığını söyledi.
Düşük petrol fiyatları, tanklarını doldurmak için daha az ödeyen tüketiciler için daha fazla araç kullanmaları için bir nimet olacak. Tüketiciler ayrıca, toplu taşıma araçlarını kullanmaktan önemli ölçüde uzaklaşmış, bunun yerine kendi araçlarını kullanmayı tercih etmişlerdir.
Ancak bu salgın akıllara şu soruyu getiriyor: Benzin talebinin önümüzdeki sene içerisinde petrol talebini yavaşlatacağı düşünüldüğünde düşük petrol fiyatları genel petrol talebini arttırmak için yeterli olacak mı?
Analistler, petrol talebinde V şeklinde bir toparlanma olasılığının büyük ölçüde olmayacağı kararını verdiler. Shell’in CEO’su Ben van Beurden, Temmuz sonundaki bir açıklamasında şu sözleri kullandı: “Size kesin olarak belli bir şeyler söyleyen herkesten bence büyük bir kuşku duymalısınız. Tabii ki bu salgının nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz. Umarım iyi sonuçlanır. Zaten herhangi bir düzelme olursa talebin toparlanması uzun zaman alacaktır.” Pandemideki mevcut belirsizlik, dünyanın birçok yerinde hala kontrol altında olmaktan uzak ve uzun vadeli talebe ilişkin tahminleri güvenilmez kılmaktadır.
Kovid-19 salgını, özellikle Avrupa’daki birçok hükümete, yenilenebilir enerji ve elektrikli araç kullanımına daha fazla yatırım yaparak krizden daha çevreci bir şekilde kurtulmak için bir uyandırma çağrısı görevi gördü. Yeşil teknolojilere yönelik artan devlet desteği, daha yüksek petrol tüketimini önceden beklenenden daha hızlı bir şekilde değiştirebilir.
Wood Mackenzie, 2030’larda daha büyük yer kaplayacak olan “Daha yeşil büyüme” senaryosunun öncesinde 2020’lerdeki petrol talebinin düşmesine neden olabileceğini tahmin ediyor. Gelecekte petrol talebi için kurulan üç senaryo var. Birincisi “tam bir iyileşme senaryosu”, ikincisi “daha derin bir gerileme ve daha sonra yavaş yavaş bir trend büyümesi” ve son olarak da “daha yeşil büyüme” senaryosu. Gelecek yıllardaki azalan petrol rezervleri ve daha temiz bir dünya düşüncesi ile petrolün kurmuş olduğu kalenin yavaş yavaş yıkılabileceği düşünülüyor.
Shell ve BP dahil bazı petrol şirketleri, talebin pandemi öncesi seviyelere toparlanacağından pek emin değil ve bu iki büyük şirket, koronavirüsün bir uyanma çağrısını enerji geçişinde iş için kendilerini hızlı bir şekilde konumlandırma fırsatı olarak gördü ve kendilerine petrol yerine enerji şirketleri demeye başladı.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü Fatih Birol, Mayıs ayında yaptığı açıklamada, dünyanın petrol talebinin henüz zirve yapmadığını ve er ya da geç petrol tüketiminin kriz öncesi seviyelere dönerek bunun üzerine çıkmasını beklediğini söyledi.
Uzun vadeli petrol talebi söz konusu olduğunda, belirsizlik mevcut tahminleri gölgeliyor. Shell CEO’su Van Beurden’ın açıklamasında söylediği gibi: “Elbette, bulunduğumuz yere dönmemiz 2021’i alabilir. Bundan sonra ne olacağını tahmin etmenin çok daha zor olduğunu düşünüyorum.”.
Koronavirüsün dünya üzerindeki seyri, ikinci dalga endişesi ve hala sonuçlanamayan aşı çalışmaları; eski normalimize dönmeyi birkaç sene daha erteleyecek gibi duruyor.
Koronavirüsün dünya üzerindeki genel seyri, ikinci dalga endişesi, aşı çalışmalarının hâlâ bir sonuca ulaşamaması petrol piyasalarını son derece etkiliyor. Virüs, enerji piyasalarında hem arz hem de talep tarafını derinden etkiledi. Normal hayatın yavaş yavaş geri dönme çabası talepleri biraz olsun arttırırsa da uzun vadedeki petrol talebinin toparlanması uzun sürecek, geçen seneki seviyelere ulaşaması birkaç seneyi bulacak gibi gözüküyor.
İlayda KENAR