21.yüzyılda enerji pazarındaki iki büyük lider olan ABD ve Çin’in arasındaki büyük rekabet, gün geçtikçe artmaktadır. Wood Mackenzie adlı veri analiz şirketi Çin’in 2024 yılına kadar Asya Pasifik’teki en büyük enerji depolama pazarı olacağını açıklıyor. Çin’in kümülatif enerji depolama kapasitesinin 2017 yılında 489 megawatt (MW) veya 843 megawatt-saat (MWh) iken ,2024’te 12.5 gigawatt (GW) veya 32.1 GWh arasında hızlı bir yükseliş olacağı tahmin edilmektedir. Bu, kurulu bazda 25 kat artış anlamına gelir. Bunun yanı sıra, enerjide ülke bazında ciddi bir değişim söz konusudur. Küresel arenada tüketim, Batı’dan Doğu’ya kayıyor.
Hali hazırda en çok enerji tüketimi ABD’de gerçekleşirken, 2024’te ilk sırada Çin yer alacak. Afrika pazarı, Avrupa’yı geçecek ve sadece 10 yıl sonraki projeksiyonlara göre enerji tüketiminde sıralamanın Çin, ABD, Hindistan, Afrika ve Avrupa şeklinde olacağına vurgu yapılıyor. Önümüzdeki yüzyıl içinde TESPAM tarafından yayınlanan raporda,
Çin de toplam enerji tüketimi % 135 civarında artacak
Kömür tüketiminin % 40 oranında azalacağı tahmin edilmekte
Gaz tüketimi 14,3 milyar boe (varil petrol eşdeğeri) seviyesine çıkacak
Petrol tüketimi % 69 civarında artacak
Nükleer aynı zamanda çok yüksek artış oranlarına sahip olacağı belirtiliyor.
Enerji ve Doğal Kaynaklar Sektör Lideri Ümit Bilirgen, yayınladığı “Sektörel Bakış” adlı yazısında, son yıllarda çok önemli kaya petrolü üreticisi olan ABD’nin, bu yıldan itibaren mevcut petrol varlığı da hesaplandığında dünyanın en büyük petrol üreten ülkesi konumuna yükseleceğini belirtti. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Kıdemli Analisti Heymi Bahar, dünyada güneş enerjisinden elektrik üretiminin giderek artacağını belirterek, “5 yılda dünya elektrik kapasitesine ABD’nin kurulu gücü kadar yani 1200 gigawat seviyesinde yenilenebilir enerji kapasitesi eklenecek. Bu kapasitenin yüzde 60’ını tek başına güneş enerjisi oluşturacak. Güneşte dağıtık enerji sistemlerinin bu döneme damgasını vuracağını söyleyebiliriz.” dedi.
ABD Federal Enerji Düzenleme Komisyonu tarafından yayınlanan nisan ayı “Enerji Altyapısı” raporundaki verilere göre, ülkede 1 MW’ın üzeri güce sahip elektrik üretim tesislerinin toplam kurulu güçleri yılın ilk dört ayında 6,537 GW artış ile 1.194,95 GW’a ulaştı. Bu kapasite içindeki yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı santrallerin toplam kurulu güçleri 258,85 GW’a ulaşırken, kömürlü termik santrallerin kurulu güçleri ise 257,48 GW seviyesinde kaldı. Enerji kapasitesini giderek arttıracak olan ABD’nin öngörülen yüzyıl içerisindeki enerji haritası TESPAM 2020 verilerine göre,
Toplam enerji tüketimi ABD’de % 8 oranında artacaktır.
Yenilenebilir enerji kaynakları yaklaşık % 414 ile çok yüksek bir artış oranına sahip olacaktır.
Gaz tüketimi % 29 artacaktır.
Kömür tüketimi 383 milyon boe (varil petrol eşdeğeri) seviyesine düşecektir.
Nükleer % 63, petrol % 36 oranında azalacaktır.
SONUÇ
ABD ve Çin’in arasındaki rekabet tahmini verileri karşılaştırıldığında, Çin’in nüfusuna bağlı olarak artan enerji ihtiyacına karşılık enerji tüketim oranı da ABD’ ye göre oldukça yüksektir. Her iki ülkenin de fosil kaynaklı bir yakıt olan kömür tüketimini azaltması yoluna girmeleri, karbon emisyonunu düşüreceğinden mevcut çevre kirliliği ve iklim değişikliği gibi problemlerde azalma görülecektir. Kömür tüketiminde azalma öngören raporda, gaz tüketiminin her iki ülke için de artacağını göstermektedir. Yenilenebilir enerjiye yönelen ABD, petrol tüketimini azaltacak Çin ise mevcut tüketimine devam ederek olağan tüketiminin dışına çıkmayacaktır. Yeşil enerjiye giderek verdiği önemi arttıran ABD nükleer enerjide de azalmaya giderek nükleerden elde ettiği enerjiyi %37 oranına kadar düşürecektir. Buna karşılık Çin nükleer enerjiye verdiği önemi arttıracak ve çok yüksek bir artış gözlemlenecek.
ABD ve Çin hakkında öngörülen bu bilgiler doğrultusunda anlaşılıyor ki iki ülke içinde var olan kurulu güçler güçlendirilecek ya da zayıflatılacaktır. Her iki ülkenin bulundukları konum ve enerjiyi elde etme yöntemleri oldukça farklı olduğundan herhangi bir rekabet içinde oldukları görülmemektedir. Fakat kurulu güçler ve kurulacak güçlerin toplamı açısından Çin’in bu yarışta bir adım önde olacağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Yazarlar: Beyza Nur Gök, Zeynep Zehra Çiçek
Düzenleyen: Yazel Sümeyye Gürer