Akdeniz'de Katar'la Ortaklık

Burak KAYAEL-TESPAM

Burak KAYAEL @Twitter

 

Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan bir habere göre Katar merkezli Uluslararası Enerji ve Sürdürülebilir Gelişme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Abdullah Bin Hamad Al-Attiyah, Katar’ın Akdeniz’de Türkiye’yle birlikte hareket edebileceğini ve birlikte yatırım yapabileceklerini söyledi. Yapılan bu açıklama söz sahibinin Katar eski Başbakan Yardımcısı ve Enerji Bakanı olması sebebiyle daha büyük bir önem kazanıyor. Hükümetlerin doğrudan kendi ağızlarıyla söyleyemediklerini eski bakan ya da bürokratları aracılığıyla açıkladığını geçmişten biliyoruz.

 

Al-Attiyah açıklamasında Katar’ın geçirdiği zor günler sırasında Türkiye’nin tutumunu unutmayacaklarını söyledi. Ancak maalesef Katar, Türkiye’nin daha önce dile getirdiği ve sürekli olarak K.K.T.C. ve kendisinin hükümdarlık alanlarının sınırlandırıldığının açıkladığı deniz arama lisanslarında G.K.R.Y.’na başvurarak ortak olmuştur. Daha fazla detay vermek gerekirse G.K.R.Y.’nin ilan ettiği 10 numaralı lisansa ExxonMobil firması ile başvurmuş ve burada çalışma yapma konusunda G.K.R.Y. tarafından ödüllendirilmiştir (!). Belirli Arap ülkelerinin Katar’a ambargo uygulamasından yaklaşık 6 ay önce gerçekleşen bu durum daha sonra Türkiye’nin ambargo konusunda Katar’ın yanında durmasıyla değişmiş gibi duruyor.

 

Arap ülkelerinin Katar’a ambargo uygulamasından çok kısa bir süre sonra İstabul’da düzenlenen 22. Dünya Petrol Kongresi’nde Katar’lı yetkililer TESPAM tarafından yapılan eleştiriler üzerine, Güney Kıbrıs’a yatırım yapma konusunu siyasi olarak değerlendirmediklerini ancak Türkiye’nin olumsuz görüş vermesi durumunda kendilerinin G.K.R.Y.’nin açtığı lisanstan çekilebileceğini ifade etmiş bunun üzerine de TESPAM tarafından Türk Deniz Alanlarında aramacılığın her açıdan daha faydalı olabileceği yönünde tavsiyeler almışlardı. ( https://www.tespam.org/tr/22-dunya-petrol-kongresi-uzerine/ ). O dönemden bu yana geçen 6 aylık sürede Katar’lı yetkililerin bu durumu daha ciddi olarak değerlendirdiği anlaşılıyor.

 

Bu durum Türkiye’nin tutumunu destekler gibi gözükse de Türkiye ile Katar’ın Akdeniz’de bir ortaklık içine girebilmesinin ön şartı Qatar Petroleum şirketinin G.K.R.Y.’nin ilan ettiği lisans alanlarından resmi olarak çıkması. Şirket böyle bir harekete girmek istese bile cezai hükümlerle karşı karşıya kalmamak için doğrudan çıkmak yerine elindeki lisans payını satmak isteyecektir. Son dönemde G.K.R.Y.’nin açtığı lisans ihalelerine ilgi olmaması bu durumu zorlaştırmakta.

 

Ancak bu durumun gerçekleşmesi durumunda Katar’ın Türkiye ile ortaklık kurarak Akdeniz’de çalışma yürütmesi Türkiye için büyük bir avantaj sağlayacaktır. Çünkü A.B., Mısır, İsrail ve A.B.D. tarafından desteklenmesine rağmen büyük bir şirketin G.K.R.Y. lisans alanlarından çıkıp Türkiye lisans alanlarına yatırım yapması diğer petrol şirketlerini de Türkiye’nin deniz alanlarına yatırım yapmaya itebilecektir. Al-Attiyah’ın Türkiye’nin gaz aradığı yerlerde potansiyeli yüksek gördüğünü açıklaması Qatar Petroleum’un G.K.R.Y. lisansında elde ettiği teknik bilgilere de dayanıyor olabilecektir. Bu durumda Türkiye ve Katar’ın yakın siyasi ilişkilerini de kullanarak Akdeniz’de ortak bir çalışma içine girmesi her iki taraf için de avantaj sağlayacaktır.

 

Yazar