ABD’nin Yeni Yaptırımları & Dengeler

15 Haziran’da ABD Senatosu, İran’a yönelik yaptırımları içeren 722 numaralı ambargo planı içeriğindeki güncellemeleri %98’lik bir çoğunlukla onayladı.

Senatodan onay alan bu güncellemeler, özellikle Rusya’ya karşı yeni yaptırımları içerdiği gibi, aynı zamanda ABD başkanının ilgili yaptırımları esnetme imkanlarını da kısıtlıyor.

 

***

 

Bu güncelleme sayesinde ilgili yaptırımların kaldırılması yada ABD dış politikası ile ilgili bazı hamleler kapsamında talep edilecek bazı değişiklikler ancak kongre tarafından detaylı inceleme yapıldıktan sonra yürürlüğe girebiliyor. Ayrıca öncekilerden farklı olarak, yaptırım ve kısıtlamalar artık sadece Rusya sınırları içerisindeki faaliyetleri değil, Rusya’nın ilgili yurtdışı girişimlerini de kapsıyor. Yani bu kapsamda Rusya’nın uluslararası arenada %33 ortaklıktan fazla bir oranla yürüttüğü projelerdeki ticari mal transferleri, finansman desteği ve derin deniz – Arctic – ankonvansiyonel projeleri gibi yüksek teknolojik destek isteyen projeler nezdinde talep edebileceği hizmet alımları da sıkıntıya giriyor.

Peki bu gelişmeleri kısaca nasıl yorumlamak lazım?

  • Örneğin ABD’nin böyle bir aksiyon almasındaki neden ne olabilir?Cari açığını azaltmak için Katar Krizini tetikleyerek, silah satışını hızlandırmaya kadar varan hamleler yapan ABD, orta vadede dünyadaki en büyük LNG tedarikçisi olmanın planlarını yapıyor. Bu noktada hedeflediği en önemli pazar olan Avrupa’daki fiyat rekabetine kesinlikle giremeyeceği en büyük rakibi de tabiki Rusya! (Not: LNG’deki en büyük rakibi de KATAR!)
  • ABD bu hamlesi ile özellikle finansal ve teknik yaptırımlar ile Rusya’nın uzun vadede yeni projelerini geliştirememesini, finasal sıkıntılar yaşamasını, yatırımcı çekememesini, geliştirilmesi zor sahaları üretime alabilmek için teknoloji desteği bulamamasını hedefliyor. Bu sayede Rusya’nın üretiminin ve arz kapasitesinin doğal olarak düşeceğini öngörebiliyor.
  • Ayrıca Rusya’nın ulusararası arenada artan etkinliğinin, yeni yatırımlarının, askeri hamlelerinin, ABD’nin özellikle finansal sebeplerle etkinliğini azalttığı bölgelerdeki boşluğu doldurma girişimlerinin de bu sayede önüne geçebileceğini düşünüyor.
  • Özetle alınan bu aksiyonun arkasındaki en önemli nedenler olarak; ABD’nin Avrupa gaz piyasalarında Rusya ile rekabet etmek istemesi ve Rusya’nın artan bölgesel hakimiyetinin kırılması olarak görülebiliyor.

Bu gelişmelere AB nasıl yaklaşıyor?

  • Bu tarz bir yaptırım, AB için en ucuz gaz olan Rus gazının tedariğini orta ve uzun vadede etkileyeceğinden, (Ki kimse ucuzu varken, daha pahalıya gaz almak istemez.) AB bu girişimlere realitede sıcak bakmıyor. Negatif yaklaşımların ise arkasından genelde ABD çıkıyor
  • Ayrıca ABD’nin Rusya ile olan güç mücadelesinde sürekli AB’yi sıkıştıran politikalar izlemesi, devam eden ve AB’ye negatif etkilere sebep olan Ukrayna müdehalesi de AB’yi rahatsız ediyor.

Gaz ticaretinde hemen ciddi bir etki beklenebilir mi?

  • Mevcut gaz ticaretine hemen yansıyacak ciddi bir beklenti olacağı düşünülmüyor. Çünkü yaptırımlar mevcut gaz ticaretlerini içerimiyor. Zaten ABD’nin mevcut LNG tedarik kapasitesinin de çok düşük olduğu farkedilebiliyor. Bu paket özellikle Rusya’yı yavaş yavaş zayıflatmayı hedeflediğinden, ABD’nin gaz ihracat kapasitesi yükseldiğinde, yani daha uzun vadede sonuçlarını aşikar edecek gibi görülüyor.

Yakın gelecekte AB’ye gaz sağlayacak iki büyük proje olan Nord Stream2 ve Türk Akımı bu yaptırımlardan nasıl etkilenir?

  • Aslında iki projenin de finansman, hizmet tedariği, sigortalanma işlemleri gibi konularda biraz sıkıntı yaşayabileceği aşikardır.
  • Fakat özellikle Almanya piyasalarının vazgeçemeyeceği Nord Stream 2 ve 2. Fazı ile Balkanlar ve/veya İtalya piyasasını beslemesi düşünülen Türk Akımı projelerinin tedarik noktasında yerleri ivedilikle, aynı ekonomik koşullarla doldurulamayacağından, iki projenin de bir şekilde hayata geçeceği beklenmektedir.
  • Yani bazı aksaklıklara rağmen adımlar engellenemeyecektir.
  • Belki sadece Türk Akımı’nın 3. ve 4. Fazları bu yaptırımlardan etkilenebilecektir
  • Bu arada Rusya gerekli finansman ve sigorta desteği konusunda Çin gibi ülkeler ile daha da yakınlaşacaktır.

O zaman Türk Akımı İptal Olmayacak mı?

  • Türk Akımı’nın 1. Fazı zaten Türkiye’yi hedefliyor.
  • 2. Fazın Avrupa’ya gitmesi planlanıyor.
  • İlk fazının hatta ikinci fazının da iptal olmasının söz konusu olacağı pek muhtemel görülmüyor.
  • Boru hattı inşasında kullanılan bazı teşaronlar hizmet vermekten vazgeçse dahi her zaman başkaları bulunabiliyor.
  • Finansman desteği de Çin yada Katar gibi ülkelerden dahi sağlanabilir.
  • Yani boru Türk Akımı iptal olmayacak ve bir şekilde (aksamalar yaşanabilse de) inşasına devam edilecek gibi görülüyor
  • Sadece mevcut yaptırımlar istenilen düzeyde başarı ile uygulanabilir de, Rusya farklı önlemler ile üretimini istediği seviyelerde tutamaz ise, uzun vadede arz sıkıntısı yaşanabileceği öngörülebiliyor. Türk Akımı yada diğer projelerden yapılan tedariklerde ancak bu tarz bir sebepten kaynaklanan bir aksama uzun vadede gündeme gelebiliyor. Fakat bu kapsamda da alınabilecek birçok önlem olduğu tahmin edilebiliyor.

Bu süreç hangi global beklentileri doğuruyor?

  • Dünya ciddi bir dönüşüm ve yeni soğuk savaşlar yaşıyor. Ve mücadele daha uzun süre devam edeceğe benziyor.
  • Rusya’ya yatırımların azalması ve finansal yaptırımlar, gaz arzını etkileyebileceğinden; buna karşılık olarak, Rusya’nın Çin’e ve Şangay üyelerine daha fazla yakınlaşacağı öngörülebiliyor. Bu durumda güvenlik gerekçeleri ile de mecburen AB’nin ABD’ye daha fazla yanaşması bekleniyor.
  • Kısacası dünyayı daha fazla kutuplaşma ve kaos bekliyor.

Peki Türkiye bu durumda neler yapmalıdır?

  • Uzun vadede Rus gaz tedariğinde bazı sıkıntılar yaşanabileceği zaten önceden de bekleniyordu. Bu noktada; Rus gazına bağımlılığı azaltma noktasında başlanılan önlemlere devam edilmesi gerekmektedir.
  • Bu hamlede Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması ve S-400 füze sistemlerinin alınması gibi konularda da Türkiye’ye karşı bir hamle söz konusu. Türkiye’nin bunları dikkate alıp, yeni kaoslarda ortaya çıkabilecek fırsatları iyi değerlendirmesi önemlidir
  • Kutuplaşan dünyada iki kutbun da küresel hakimiyetinin anahtarı olan Türkiye’nin bu süreci çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. (Bu konuda bknz: https://www.tespam.org/tr/4157-2/)

Artan huzursuzluk, yeni yaptırımlar, gerilen ilişkiler ve gittikçe şekillenen Batı-Doğu kutuplaşması değişen dünya düzeni yaklaşımının ne kadar tutarlı olduğunu gözler önüne seriyor. Bazı açılardan olumsuz olarak etkilense de, cihanşümul hedeflere kenetlenen Türkiye’nin bu tarz geçiş süreçlerini iyi takip edip, doğru adımlarla kaosu lehine bir fırsat olarak çevirmesi gerekiyor.

Yazar