PETROL FİYATLARINDAKİ GERİLEME VE KÖMÜR

Son yıllarda, özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında önemli mesafeler alınmaya başlanmakla beraber, küresel enerji savaşlarında rekabet hala petrol, kömür ve doğal gaz arasında geçmektedir.
Küresel enerji tüketimi içerisindeki fosil yakıt payı, 1973 yılında %97.2 düzeyindeyken son zamanlarda %91.1’e düşmüştür. Jeotermal, güneş, rüzgar ve benzeri yenilenebilir kaynakların payı ise son 47 yıllık dönemde %0.8 seviyesine yükseltilmiştir.
Rekabetin taraflarından kömür, son iki yüzyıllık dönemin önemli bir bölümünde önderliğini sürdürebilmiş, yirminci yüzyıl ortalarında ise enerjinin parlayan yıldızı petrol karşısında ikinci plana düşmüştür.
Ancak son yıllarda küresel enerji tüketimi içerisinde petrolün payının hızla düştüğü, doğal gaz payındaki artışın ise eski hızını yitirdiği gözlemlenmektedir. Buna karşın, kömürün dünya birinci enerji arzı içerisindeki payı düşük oranlarda da olsa sürekli artış göstermektedir.
Kömür, Avrupa’da ve ABD’de modası düştüğü için daha az oranda ancak dünyanın birçok yerinde hala güçlenmeye devam ediyor.
Kömür, hem düşük maliyetli hem de güvenilir bir yakıt türüdür. Kömür petrol ve doğal gaz gibi dünyanın bir bölümünde değil her bölümünde yaygın olarak kullanılmaktadır. Kömür depolanma, nakliye ve kullanım açısından diğer fosil yakıtlardan üstündür. Kömür, bu yönlerinin dışında emniyet konusunda da üstünlük göstermektedir.

Tüm dünyada kömür santrallerinden bir yılda 7 milyar ton karbondioksit salınımı gerçekleşmektedir. Kömür civa kirliliğine, asit yağmurlarına, yanmasıyla oluşan zararlı partiküllerin ve radyasyonun açığa çıkmasına ve tatlı su kaynaklarının kirlenmesine neden olur. Ancak kömürden enerji üretirken maliyeti ucuz, kolay elde edilebilen yakıt türü olduğu için termik santraller ne kadar önlem alıyoruz dese de özellikle devletler kömürün verimliliği ve düşük fiyat faktörü olduğundan bu zararları görmezden gelerek ilerlemeye devam ediyorlar.

Fukuşima sonrası Japonya’da Termik santraller artıyor;
Japonya’nın nükleer enerjiden hızlı çıkışı doğal gaz ve kömür kullanımını arttırıyor. Fukuşima felaketinin ardından, ülkedeki 52 nükleer enerji santralinin 50’sinin kapatıldığı Japonya’da elektrik arzından ortaya çıkan açığın ülkenin doğal gaz ithalatını arttırırken, yeni termik santrallerin devreye alınmasına neden olduğu bildirildi.

Petrol ve Ekonomi

Sanayi Devrimi ile başlayan üretimde makineleşme ve daha sonra oluşan küreselleşme ve uluslararası ticaretin artışıyla beraber üretimin enerjiye daha çok bağımlı hale gelmesine yol açmıştır. Enerji kaynaklarının dünyadaki sınırlı rezervleri, eşit olmayan dağılımı ve artan talepler dikkatleri her zaman enerji üzerine yoğunlaştırmaktadır. Petrol ise dünya ekonomilerinde en çok kullanıma sahip olandır ve EKONOMİK büyüme için kritik bir öneme sahiptir. Petrol fiyatlarındaki gerilemeler ve petrol şokları üretim maliyetlerini etkilemektedir. Petrol fiyatlarının tek taraflı belirlenmesi petrol piyasasının üzerinde etkiler oluşturması mikroekonomik faktörler olarak değerlendirilmektedir. Petrol fiyatları ve kurlardaki değişikliklerin etkisiyle ülkelerin milli hasıla, istihdam, ödemeler bilançosu, enflasyon gibi mikroekonomik faktörlerine de etki etmektedir.

Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki Petrol Savaşı

Küresel borsalarda görülen satış baskısına petrol savaşı ekleniyor.
Petrol piyasaları konusunda uyum içinde çalışan Suudi Arabistan, Rusya ile anlaşmazlığa düştü. Rusya OPEC’in istediği üretim kesintisini yapmadı. Bunun üzerine Suudi Arabistan petrol ihracatında fiyat indirimine gitti.
OPEC toplantısının sonuçsuz kalması nedeniyle ham petrol fiyatlarındaki gerileme 45 dolar seviyesine gelmiştir. Bu, 2017 yılından beri gelinen en düşük seviye olmuştur. Brent petrolün varil fiyatı %30 gerileyerek 31.7 doları gördü. Petrol fiyatlarının gerilemesiyle fosil enerji piyasasında artışlar meydana geldi. En ucuz ve en kirli fosil yakıt olan kömürün eşdeğer fiyatı petrolün üzerinde kaldı.
Korona virüsünün petrol üzerindeki etkileri

OPEC Çin’deki korona virüsü salgını nedeniyle talebin önemli ölçüde azalması halinde teyakkuza geçti. Buna bağlı olarak petrol üretimi günde 1.7 varile düşürülmüştür. Bu alınan önlemler dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’de başlayan virüs salgını, bu ülkede ekonomik büyümenin azalacağı düşüncesini ortaya koyduğu içindir.

Yazar: Murat Toksoy
Düzenleyen: Yazel Sümeyye Gürer

Yazar