Covid-19 Pandemisi ve ABD Yaptırımları Ekseninde Venezuela
Covid-19’un dahi pek fazla yavaşlatamadığı ABD, Venezuela’nın iç işlerine ve petrol kaynaklarına müdahale etmeye devam etmektedir.Dünya üzerinde 1 milyonu bulan Covid-19 vakalarına rağmen ABD hükümeti Venezuella üzerindeki ilmekleri sıkılaştırma çabasından geri dönmüş görünmemektedir.
Artan Covid-19 vakaları küresel petrol talebini azaltıcı etkisini sürdürmektedir. Talepteki bu azalış petrol fiyatlarını düşük seviyelerde tutmaya devam etmektedir. Bununla birlikte arz kesintisi kararları ve Rusya-Suudi Arabistan arasındaki petrol üretimi ve fiyatlarındaki gerilim fiyatların aşağı sevilerde yer almasına sebep olmaya devam etmektedir.
Venezuella devletinin ana ekonomik kaynağı olan petrol ihracatı tüm bu gelişmeler çerçevesinde Maduro hükümetini gittikçe zorlayan bir duruma sürüklemektedir. Dünyada kanıtlanmış en çok petrol kaynağına sahip ülke konumunda bulunan Venezuella bu kaynaklarını iç politikadaki sıkıntılar,küresel ekonomideki bozulmalar ve ABD hükümetinin yaptığı baskılar sebebiyle daha düşük sevilerde kullanmaya devam etmektedir.Ülkede artan petrol arzı hükümeti bazı petrol rafinelerinin kapatılması kararını almaya zorlamıştır.Temel prensipte talep yoksa arz değer kaybeder varsayımı Venezuellada kendisini şiddetli şekilde göstermektedir. Maduro hükümeti ABD’nin bu hükümeti tanımaz açıklamaları ve kararları sebebiyle petrol rafinelerini Rusya Federasyonu tabanlı şirketler ile işleme yöntemine geçiş yapmıştı.Bilindiği üzere Venezuela’nın elde ettiği petrolü en fazla ihraç ettiği ülke konumunda yine ABD bulunmaktaydı.Ancak alınan yaptırım kararları sonrasında yönünü Rusya,Çin ve Hindistan’a çevirdi. Türkiye ile ilişkilerin de yapıcı bir grafikle sürdürüldüğü görülmektedir.Maduro hükümetinin ABD ile ters düşen açıklamaları sonrası Rusya ve Türkiye Maduro hükümetinin yanında yer aldığını açıklamıştı.Hali hazırda Covid-19 pandemisi sebebiyle yeterince zedelenmiş durumda olan Venezuella,aynı dönemde ABD’nin aldığı yaptırım kararı ile daha da sıkıntılı bir döneme giriş yapmıştır. Yaptırımlar öncesi ABD’ye olan ihracat Venezuela hükümeti için ekonominin çok büyük bir kısmını oluşturmaktadır.Yaptırım kararları sonrası Venezuella yönünü Çin,Hindistan ve Rusya eksenli bir ihracata çevirmiştir.
Değişen bu bakış açısının yaptırımlardan dolayı böyle bir hal aldığı açıktır.Ancak şu hususlar gözden kaçırılmamalıdır : ABD bu bölgeye ‘arka bahçem’ zihniyetiyle yaklaşmaya devam etmektedir.Öyle ki ABD dünyadaki petrol bölgelerinde varlığını sürdüreceğine dair söylemlerini gizlememektedir. Mevzu bahis arka bahçem dediği yere geldiğinde ve bu bölgenin petrol zengini olduğu gerçeğiyle birlikte bu bölgedeki denklemde olmayı bir şekilde sürdüreceği bir gerçektir.Örnek olarak Venezuella dünyanın bilinen en çok petrol rezervine sahip ülkesi konumunda olmayı sürdürmektedir.Ancak işlemesi zor bir kimyasal yapıya sahip olması ve Venezuela’nın işlemekte zorlanması başta ABD olmak üzere diğer ülkeler olmadan bu üretimi yapmakta zorlandığının bir göstergesidir. Venezuella petrolü akışkanlığı düşük bir yapıdadır.Bunun için başta gaz yağı olmak üzere birden fazla yan ürüne de ihtiyaç duymaktadır. Bu yan ürünler de genellikle ABD’den temin edilmektedir.Bu durumu şu şekilde değerlendirmek mümkündür:
Venezuela üretim yapmak için ihtiyaç duyduğu üretim araçlarını temin açısından alternatif ülke veya ülkeler bulmasının,ABD ile olan zıtlaşmasında ve mücadelesinde kendi elini güçlendirebilecek bir argüman olması yönüyle önemli bir yer tuttuğu söylenebilir. Çünkü zorunlu bağlar arttırılmaz ise ABD’nin uygulayacağı yaptırımlar artmaya devam edecektir.
Bu yaptırımların en sonuncusunu geçtiğimiz günlerde açıklayan ABD hükümeti Cenevre’de bulunan ve Avrupa kökenli müşterilere ham petrol satan bir şirket de dahil olmakla birlikte iki Rosneft yan kuruluşuna yaptırım uygulama kararı aldı. Rosneft Rusya Federasyonu menşeili bir şirket olup Venezuela’da bulunan petrol üretim ve ihracının belirli bir kısmını elinde bulundurmaktaydı.Alınan bu karar Maduro hükümeti üzerindeki baskıyı daha da arttırmıştır. ABD hükümetinin aldığı karara hızlı bir cevap veren Rosneft Venezuellada bulunan yatırım ve ortaklıklarını Rus hükümetinin sahip olduğu bir şirkete devretme kararı almıştır. Bu karar Rosneft ve ortaklarının yaptırımdan zararsız çıkmaları adına alınmakla beraber Rusya’nın ABD’ye bölgede varlığını tekrar göstermesi ve durumun şiddetlendirilmesi dahilinde karşı karşıya gelinebileceği sinyalini vermektedir. Rosneft şirketinin başkanı Vlademir Putin’in uzun süredir ortağı olan Igor Seckin’dir.
Covid-19’un ve ABD’nin son yaptığı yaptırım kararlarının Venezuella hükümetini düşürdüğü durum şu şekilde açıklanabilir:
Venezuela’nın ham petrol üretimi geçen hafta günde 464.000 varile geriledi. Geçen haftanın üretimi Şubat ayına oranla %38 düşmüş durumdadır. Venezuela’nın ekonomisi ve petrol endüstrisi düşük petrol fiyatları,küresel talebin daralması ve Covid-19’un yayılması,ABD hükümetinin baskı ve kararları gibi etkenler nedeniyle çoklu tehdit senaryolarına maruz kalmaktadır.
Venezuella hükümeti bu sorunlara karşı neler yapabilir?
- Güney Amerika bölgesi ülkelerle ikili ilişkiler arttırılarak,bölgesel işbirliği ve meşruiyet damarları genişletilmelidir.
- İç politikada üretim alanları genişletilmeli ve işbirliği olan ülkelerle ticari alanlar genişletilmelidir.
- Petrol üretiminde yer alan tesisler ülke ekonomisine en yüksek faydayı sağlayacak şekilde organize edilmelidir.
- ABD’nin yaptırım ve tehditlerine karşı Rusya ve Çin eksenli bir dengeleme kısa vadede uygun görülebilir.Bugünki enerji potansiyeli ileriye dönük düşünülmelidir. Ancak iç işlerine karışma veya politika uygulatma hususlarına mahal vermeden bu dengeleme sürdürülmelidir.
- Covid-19’un oluşturduğu talepteki düşüş göz önünde bulundurulmalı.Üretimde kısıtlamalara mecbur kalınmaya devam edeceği göz önünde bulundurularak üretim olanakları tedbir oranında azaltılmalıdır.
- Covid-19 sebebiyle ülke ekonomisinin her zamankinden kötü duruma sürüklenmesine rağmen başta ülke imkanlarını sağlık sektörüne ağırlık vermek üzere dizayn etmeli bununla birlikte Türkiye gibi iyi ilişkileri olan ülkelerden sağlık alanı öncelik alınarak yardım ve ticari ilişkileri arttırılmalıdır.
Türkiye açısından düşünüldüğü zaman:
- Petrol kaynağı bakımından önemli konumu Türkiye açısından da oldukça önemi devam etmektedir. Ekonomik olarak sıkıntılı süreçlerden geçmekte olan Venezuella devleti ve Maduro hükümetinin yanında olarak ticaret ağını ve ikili ilişkilerini geliştirme yolunu tercih etmelidir.
- Bilindiği üzere Venezuela’da kullanılmayan tarım arazileri mevcuttur.Bu araziler hayvancılık ve tarım için uygun bir yapıdadır.Bu bölgelere Türkiye menşeili şirketlerin teşvik edilmesi ve ülke ekonomisine katkı olarak geri döndürülmeleri için Venezuela hükümeti ile şirketlerimizin ekonomik çöküşleri de korunmaya yönelik önlemler eşliğinde görüşmeler yapılabilir.
- Venezuela ile petrol ve petrol türevleri karşılığında mal ve hizmet takası devreye sokulabilir.Bu bağlamda hizmet ve inşaat sektörü gibi somut alanlara yer verilmesin yerinde bir karar olacağı öngörülebilir.
YAHYA BAYRAK