TÜRKİYE’DE POMPALI HİDROELEKTRİK ENERJİ DEPOLAMA

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de elektrik enerjisi ihtiyacı hem yenilenebilir hem de konvansiyonel enerji kaynaklarından karşılanmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre 2019 yılı Eylül ayı sonu itibari ile Türkiye’nin kurulu gücünün yüzde 31,4’ü hidrolik enerji, yüzde 28,6’sı doğalgaz, yüzde 22,4’ü kömür, yüzde 8,1’i rüzgar ve yüzde 1,6’sı jeotermal ve yüzde 1,7’si ise diğer enerji kaynaklarından oluşmaktadır.

Kurulu güç dağılımına bakıldığında hidrolik enerjiden sonra, payın çoğunluğunu doğalgaz ve kömür gibi konvansiyonel enerji kaynakları oluşturmaktadır.Bilindiği üzere konvansiyonel enerji kaynakları dünya üzerinde sınırlı sayıda bulunmakta ve bu kaynaklarının kullanımı sera gazı salınımını arttırmakta buna bağlı olarak küresel ısınma gibi tüm dünyayı etkileyebilecek sorunlar meydana getirmektedir.  Tüm bu sebeplerden dolayı güneş ve rüzgar enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına eğilim artmaktadır. Ancak bu yenilenebilir enerji kaynakları doğa koşullarına bağlıdır ve bu nedenle üretilen enerji sezonluk, günlük ve hatta anlık olarak bile değişim gösterebilmektedir.

Günümüzde ise artan nüfus ve sanayileşmeye bağlı olarak enerji ihtiyacı artmakta ve bu enerji ihtiyacını karşılayabilmek adına enerji kaynaklarına duyulan ihtiyaçta giderek artmaktadır. Türkiye’de, elektrik ihtiyacının büyük bir bölümü yük takip etme özelliği olmayan fosil yakıtla çalışan santrallerden ayrıca rüzgâr ve güneş gibi kesintili enerji kaynaklarından karşılanmaktadır. Bu kesintilerden ve de yükü takip edememe durumlarından dolayı, üretilen enerji eğrisi ile genel enerji talep eğrisi tam olarak örtüşememekte ve bu durumda sistem güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Elektrik şebekesinin kararlılığını ve güvenliğini korumak için üretim-tüketim dengesinin sağlanması gerekmektedir. Bu dengeyi sağlamak içinse, yükün enerji ihtiyacının her anında başarı ile karşılanabilmesi gerekmekte ve bu noktada ise enerji depolama konusu önem kazanmaktadır.
Farklı türde enerji depolama sistemleri bulunmaktadır. Ancak genel anlamda tüm enerji depolama sistemlerinde, üretilen fazla enerji depolama ünitelerine aktarılmakta ve bu depolanan enerji ana kaynakların mevcut olmadığı ya da yetersiz olduğu durumlarda talebi karşılamak adına kullanılmaktadır. Megavat mertebesindeki büyük ölçekli sistemlerde pompalı hidroelektrik enerji depolama ve sıkıştırılmış hava ile enerji depolama sistemleri; kilovat mertebesindeki küçük ölçekli sistemlerde ise volanlar, bataryalar ve yakıt pilleri gibi sistemler kullanılmaktadır.  Sistemin güvenliğini sağlamak ve frekans kontrolü yapabilmek için 3-5 dakika içerisinde devreye girebilecek santrallere ihtiyaç vardır. Pompalı hidroelektrik enerji depolama sistemleri ise 3-5 dakika içerisinde devreye alınabilmeleri ve de megavat seviyelerinde depolama yapabilmelerinden dolayı enerji depolama türleri arasında en yaygın olarak tercih edilen sistemlerdir.

Pompalı hidroelektrik enerji depolama sistemlerinin Türkiye’deki durumunu ve önemini inceleyecek olursak, bu kapsamda yapılan tek bir proje bulunmaktadır. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü koordinasyonluğunda, TEİAŞ ve Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı (JICA) aracılığı ile görevlendirilen Tokyo Electric Power Company (TEPCO) uzmanları eşliğinde Türkiye Pik Talebinin Karşılanması için Optimal Güç Üretimi projesi, 2010 yılında yürütülmeye başlanmış olup, çalışma 2011 Şubat ayında sonuçlandırılmıştır. Yapılan çalışmada, Altınkaya HES (1800 MW) ve Gökçekaya HES (1400 MW) pompalı hidroelektrik enerji depolama sistemleri öncelikli proje olarak belirlenmiştir. Ancak henüz bu projelerin hayata geçirilmesi ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.

Pompalı hidroelektrik enerji depolama sistemleri, megavat seviyelerinde depolama yapabilmelerinden dolayı dünyada genellikle nükleer enerji santrallerini destekleme amaçlı kullanılmaktadır. Çünkü nükleer enerji santrallerini devreden çıkarma ve devreye alma süreleri oldukça uzundur ve bu durumda şebeke kontrolünü zorlaştırmaktadır. Türkiye’de yapılması planlanan ve inşa aşamasında olan nükleer santral projesini destekleme amaçlı pompalı hidroelektrik enerji depolama sistemi tasarlanabilir ve faaliyete geçirilebilir. Türkiye’de gece tüketim minimum seviyededir ancak üretim devam etmektedir ve bu üretimi dengeleme adına tüketmek gerekmektedir. Tüketimin az olduğu bu saat aralığında tüketim arttırılamayacağı için bu enerji depolanmalıdır. Türkiye için; yüksek kapasiteli olması, devreye girme süresinin kısalığı ve de uygun maliyet açısında pompalı hidroelektrik enerji depolama sistemlerinin kullanımı daha uygundur.

Yazar: GÖKÇE TENEKCİOĞLU

Düzenleyen :Esra Şahin

Yazar

Related Posts

Çin’in Nükleer Enerji Alanında Küresel Liderliğe Yükselişi: Stratejik Bir Analiz

Çin’in Nükleer Enerji Alanında Küresel Liderliğe Yükselişi: Stratejik Bir Analiz Doç. Dr. Anıl Çağlar ERKAN Yazar admin View all posts

Türkiye’nin Enerji Bağımsızlığı Yolunda Stratejik Bir Hamle: Gabar’da Petrol Üretimi ve Yerli Sondaj Teknolojileri

Türkiye’nin Enerji Bağımsızlığı Yolunda Stratejik Bir Hamle: Gabar’da Petrol Üretimi ve Yerli Sondaj Teknolojileri Doç. Dr. Anıl Çağlar ERKAN Yazar admin View all posts

You Missed

Türkiye’de İklim Değişikliği ve Emisyon Ticaret Sistemi Anketi Sonuç Raporu

  • By admin
  • Nisan 9, 2025
  • 1 views
Türkiye’de İklim Değişikliği ve Emisyon Ticaret Sistemi Anketi Sonuç Raporu

Türkiye’de İklim Değişikliği ile ilgili Olumsuz Algılar Anketi Sonuç Raporu

  • By admin
  • Nisan 8, 2025
  • 2 views
Türkiye’de İklim Değişikliği ile ilgili Olumsuz Algılar Anketi Sonuç Raporu

Elektrik Santrallerinde Soğutma Kulelerinden Havaya Giden Sıcak Buharın Enerjisi Kullanılamaz mı?

  • By admin
  • Nisan 7, 2025
  • 2 views

Hava Kirliliği Nedir? Türkiye‘deki Çalışan ve Planlanan Kömür Santralleri Listesi

  • By admin
  • Nisan 7, 2025
  • 2 views

AT GÜCÜ YEŞİL ENERJİDİR

  • By admin
  • Nisan 7, 2025
  • 2 views

Almanya’da Güneş Enerjisi Sektörü Krizde

  • By admin
  • Nisan 7, 2025
  • 2 views