Enerji Alanında Kalkınma Planı Hazırlamaya Yönelik Bazı Öneriler

Oğuzhan Akyener- TESPAM Başkanı

Enerji arz güvenliği ve verimlilik alanında kalkınma planı nasıl hazırlanmalıdır?

Aslında böyle bir soruya cevap vermeye başlamadan önce, soru kapsamında kullanılan kelimelerin ihtiva ettiği anlamların da incelenmesi önemlidir. Çünkü vizyonları ortaya koyan ifadelerdir. Ve belki de daha yolun başında ortaya atılan ifadelerdeki bazı eksiklikler, vizyonun ve bu vizyona yönelik ortaya koyulacak strateji ve politikaların yönünü olumsuz etkilemektedir.

Bu kapsamda ilgili soruda yer alan birkaç kelime incelendiğinde:

  • “planlama” yerine İngilizce “development” kelimesinin çevirisi olması hasebiyle itici bir Batı takipçiliği hissini uyandıran “kalkınma” ifadesinin kullanılması ve bu nedenle de “kalkınmamış” algısının oluşması çok da cihanşümul hedefleri olan bir ülke tarafından kabul edilebilecek bir durum değildir. Bu sebeple belki de “Kalkınma Bakanlığı”nın dahi isminin yeniden “Devlet Planlama” şeklinde değiştirilmesi yerinde olabilecektir.
  • “Enerji arz güvenliği ve verimlilik” genellemesi ise, enerji güvenliği konseptini sınırlandırmakta ve daha içe dönük bir kurgunun içine çekilmesine sebep olmaktadır. Lakin, yeni Türkiye’nin vizyonu çok daha aktif ve girişken olmayı ve çok daha geniş coğrafyalarda etkin olmayı gerektirmektedir. Yani Türkiye’nin diğer alanlarda da, enerji alanında da sadece kendi arz dengeleri gözetmek ve yeni atılımlardan ziyade içe kapanık tasarruf politikalarına odaklanmak gibi bir lüksü bulunmamaktadır.
  • “Enerji arz güvenliği ve verimlilik” ifadesine gelince; muhakkak verimlilik de, arz güvenliği de ülkemiz için çok önemlidir. Fakat bunların yanında bütün medeniyet coğrafyasının öne çıkan en temel unsuru enerji olan bir ülke için; arz güvenliği ve verimlilik hedeflerinden çok ötede kurgulanmış planların da olması elzemdir. (Kaynak: Oğuzhan Akyener, Türkiye’nin Enerji Güvenliğini Yeniden Tanımlamak, Enerji Panaroma, Kasım 2017, s. 52-56)

Şimdi soru içerisinde kullanılan kelimelerin uyandırdığı algılardan, sorunun kendisine gelinirse;

Bu soruya cevap verebilmek maksatlı Kalkınma Bakanlığımızca her dört yılda bir hazırlanan “Kalkınma Planı (KP)” kapsamında “Enerji Arz Güvenliği ve Verimliliği” alanında kurulan özel ihtisas komisyonu yoğun çalışmalar yürütmektedir. Ülkemizin bu alan üzerinde çalışan birçok uzmanı, (Tespam’ın da dahil olduğu) STK’sı, akademisyeni ve kurum temsilcileri bu komisyonda bu gaye ile bir araya gelmektedir. 2019 – 2023 yılları arasındaki dönemi içine alacak yeni KP raporu kapsamında da bu komisyonun çalışmaları devam etmektedir.

Farklı disiplin ve sektörlerin temsil edildiği, güzel fikirlerin paylaşıldığı ve kısa süresine rağmen verimli neticeler alınan çalıştaylar düzenlenmektedir.

Fakat buna rağmen, aslında ilgililere de ilettiğimiz bazı hususlar vardır ki, bunlar üzerinde biraz daha düşünmek ve yeni usuller geliştirmek gereklidir.

Bu tespitlerimizi ve görüşlerimizi kısaca maddeler halinde özetlersek;

  • Öncelikle asıl hedefin Türkiye’nin cihanşümul siyasi vizyonu ve bu kapsamdaki büyüme (kalkınma değil!) hedefleri doğrultusunda enerji alanında bütünsel olarak atması gereken temel adımların belirlenmesi olduğu konusunda uzlaşmak gereklidir.
  • Yani Türkiye’nin enerji hedefleri ve enerji güvenliği sadece arz güvenliğinden ve verimlilikten oluşmamaktadır. Bu unsurlar elbetteki önemlidir, lakin yeni Türkiye’nin vizyonu için yeterli değildir.
  • Örneğin Türkiye’nin bölgesel ve küresel etkinliğinin arttırılmasını, medeniyet coğrafyamızdaki hakimiyetimizin pekiştirilmesini hedeflemeyen bütün planlar eksiktir.
  • Ayrıca bütün medeniyet coğrafyamız zengin petrol ve gaz kaynakları ile meşhur ilen, en önemli ve stratejik kaynaklar olan petrol ve doğalgazın geri planda bırakıldığı planlar da kabul edilebilir değildir.
  • Bu sebeple başlangıçta daha geniş bir vizyonla yola çıkmak daha önemli neticeler verecektir.
  • Bir nevi Türkiye’nin enerji politikalarının bütünsel uygulama metodları ve büyüme hedeflerine etkileri gibi anlaşılabilecek bu alanda; somut, tutarlı, verimli ve etkin bir sonuç elde edebilmek için:
    • Öncelikle küresel trendlerin ve uzun vadeli senaryoların çok iyi analiz edilmiş ve kurgulanmış olması gereklidir.
    • Bu kurgular kapsamında da sadece yabancı ajansların kamuya açık grafik ve tablolarına bakarak yorumlar geliştirmek de yeterli değildir.
    • Zaten sadece klasik genel verilerle hazırlanan sayfalar dolusu raporların hem okunabilirlik, hem millilik, hem de katmadeğer açısından bir ehemmiyeti olmayacaktır.
    • Bunun için de hem enerji bakanlığımızın, hem de bazı düşünce kuruluşlarımızın bu minvalde küresel trendleri analiz ettiği çıktılarının mevcut olması ve ilgili çalıştay öncesinde paylaşılmış olması gerekmektedir.
    • Bu adımdan sonra, Türkiye’nin mevcut durumunun, siyasi – diplomatik – ekonomik – politik – sosyal hedeflerinin ve enerji alanındaki imkan ve kapasitesinin net verilerle ortaya koyulması önemlidir.
    • Çünkü bu veriler ışığında bir plan geliştirilebilecektir.
    • Tüm bu verilerin bir arada gözlemlenebildiği, online bir veri tabanından sürekli istenilen farklı verilerin çekilebildiği ve doğru kategorize edilmiş alt çalışma gruplarınca en azından haftalar süren çalıştaylar neticesinde verimli neticeler elde edilebilen organizasyonların yapılması gereklidir.
  • Yani,
    • Kısa zamanlı, 1 – 2 günlük çalıştaylarda bu kapsamda bir analiz yapabilmek ve ortak fikir geliştirebilmek mümkün değildir.
    • Sürekli eskinin tekrarının yapıldığı ve benzer şeylerin söylendiği, ortaya koyulan mevcut durum analizlerinin genellikle yabancı kaynaklardan edinilidiği, aralara serpiştirilmiş birkaç güzel fikirin de dikkat çekme imkanı bulamadığı tarzda raporlar pek de ciddi merhaleler kat edilmesini sağlamayacaktır.
    • Ülke vizyonunun, eldeki verilerin, hedeflerin, katılımcı altyapısının, hedeflere ulaşılması için gerekli süre – donanım – imkanların yeniden gözden geçirilerek, yeni bir metod geliştirilmesi çok önemlidir.
    • Hatta ortaya konan çıktıların da, teknik tutarlılık ve bilimsellik açısından da değerlendirildiği alt teknik komisyonların da kurulması önemlidir.
    • Çünkü bilimsel tabana oturmayan ve ekonomik olmayan politikalar hayata geçmemektedir.
  • Hatta ilgili raporun örneğin aşağıdaki ilkeleri düstur edinilerek hazırlanması önemlidir. Bunlardan bazıları:
    • “Ülke vizyonuna cevap verebilirlik,
    • Somutluk – rakamsallık,
    • Uzun vadelilik,
    • Bilimsellik,
    • Millilik,
    • Sürdürülebilirlik,
    • Makroluk,
    • Verimlilik,
    • Önem – maliyet – aciliyet – kabiliyet dengesinin gözetilmesi” olarak düşünülebilecektir.

Sonuç olarak, Türkiye büyümekte, güçlenmekte hem bölgesinde hem de dünyada daha etkin hale gelmektedir. Bu kapsamda bütün kurumlar başarılı çalışmalar ortaya koymaktadır. Lakin, bunlar dahi cihanşümul hedefler için yeterli değildir. Her alanda olduğu gibi bu alanda da daha farklı açılardan bakış açıları geliştirerek çalışmak, üretmek ve fark ortaya koyabilmek önemlidir.

 

 

Yazar