Irak’ta Sürekli Değişen Dengeler

Burak KAYAEL-TESPAM

Burak KAYAEL @Twitter

 

Malum olduğu üzere 25 Eylül’de IKBY’nin düzenlediği ve beklendiği gibi bağımsızlık yönünde sonuç çıkan referandum sonrası Irak’ta dengeler birçok kişinin beklentisinin aksi yönünde gelişti. TESPAM olarak daha referandum yapılmadan ne koşulda olursa olsun bağımsızlığın mümkün olmadığını böyle bir ilanın IKBY’nin kendi ayağına sıkma anlamına geleceğini belirtmiştik ve öngörülerimiz gerçekleşmeye devam etmekte.

 

IKBY’nin ve onu destekleyen bazı kısıtlı sayıdaki ülkelerin düşündüğünün aksine referandum sonrası Bağdat’taki federal hükümet durumdan daha güçlü olarak çıktı ve IKBY’yi kendi koyduğu kurallara çekmeye başladı. Öncelikle IKBY güçleri çoğunlukla Irak anayasasında yazan sınırlarına çekilmiş durumda. Bu durum özellikle petrol zengini Kerkük şehrinin kontrolünün tekrar federal hükümet askerlerine geçmesini sağladı. Böylece IKBY elindeki petrol gelirinin yaklaşık 3’te 2’lik bir kısmını kaybetti ve daha önceden içinde olduğu ekonomik kriz daha da derinleşti. Referandum öncesi dönemde çalışanlarının maaşlarını Türkiye ve bazı yabancı ülkelerden aldığı borçla ödeyebilen IKBY petrol gelirlerinin ciddi oranda düşmesiyle federal hükümetten gelecek bütçeye bağlı duruma düştü.

 

Geçtiğimiz günlerde Rus Rosneft firmasının (Bağdat’ın yasadışı ilan etmesine rağmen) IKBY’den gelecekte alacağı petrol için yerel yönetime 1,3 milyar $ avans ödeme yaptığı açıklanmıştı. IKBY’li yetkililer bu paranın IKBY – Türkiye arasında kurulması planlanan doğal gaz boru hattı için kullanılacağını açıkladı ancak bu meblağın tamamen bu amaç için kullanılması zor gözüküyor. Eylül ayında IKBY’nin daha önce tahkimlik olduğu Pearl firmasına peşinen 1 milyar dolar vermeyi kabul ettiğini kendi yaptığı resmî açıklamadan biliyoruz. Rosneft’te gelen paranın büyük bir kısmının Pearl’e yapılacak ödemede kullanılacağını değerlendiriyoruz. Bu da IKBY’nin gelecekteki ekonomik planlarını oldukça kötü etkileyecektir. Hele ki Khurmala – Ceyhan boru hattından iletilen günlük ham petrol miktarının 180 bin varile kadar düştüğü düşünülürse.

 

Erbil’in içine düştüğü bu darboğazı kendi lehine çevirmeye kararlı olan Bağdat yönetimi de Erbil’den yapılan sevkiyatın düşmesiyle OPEC tarafından kendisine tahsis edilen ihracat limitini tam anlamıyla kullanmak adına Basra’dan yaptığı sevkiyat miktarını artırdı. Kasım ayında Basra’dan yapılan ihracatını Ekim ayına göre yaklaşık 740 bin varil (kuzeydeki düşüş miktarından fazla) artırarak 4,05 milyon varil seviyesine çeken Bağdat, Erbil’in elinden oyuncağını almış gözüküyor. Basra limanında yeni yükleme iskelesi kurarak ihracat kapasitesini artıran federal hükümet yakın – orta gelecekte OPEC’in üretim kesintilerine son verme kararına hazırlanıyor gibi gözüküyor. Böylece bıçak sırtında olan ham petrol fiyatlarında olası bir fiyat düşüşünde sürümden kazanmayı planlıyor.

 

Irak Başbakanı Abadi bu hafta gerçekleştirdiği basın toplantısında Petrol Bakanlığı yetkililerine kullanılamaz durumdaki Kerkük – Ceyhan boru hattını tamir etmektense aynı güzergahta yeni bir boru hattı inşa etmeleri ve bunu da ihaleye çıkmadan doğrudan teklif alma/pazarlık yöntemiyle yapmaları talimatı verdiğini açıkladı. Bu durum bir kez daha TESPAM’ı haklı çıkarttı. Kerkük petrolünün uluslararası piyasalara ulaşması için en mantıklı ve nihai güzergahın Kerkük – Ceyhan hattı olduğunu ısrarla belirtmiş ve bu durumun Iraklı yetkililer tarafından da görüldüğünü önceki yazılarımızda belirtmiştik.

 

Burada tekrar hatırlatmak istiyoruz, Türkiye komşusu petrolünü satmak için kendisini tercih ederken pasif kalmamalı. Boru hattı inşaatı, sondaj müteahhitliği ve taşımadan sorumlu şirketlere ortak olma gibi iş kollarında Türk şirketleri her zaman yer almalı. Bunlardan daha da önemlisi Türkiye tükettiği kaynağı yerinde üreten ülke konumuna gelmeli, bunun için de en yakın kaynak olan Irak’ta Kerkük gibi büyük sahalarda ortaklıklara girmeli. Unutulmamalı ki ekonomi milli güvenliği destekleyen en önemli unsurlardan biri ve kaynak güvenliği de ekonominin vazgeçilmez bir parçası.

 

Yazar