Amerika’ya Gidemeyen Kürt Petrolü

Geçtiğimiz günlerde gündemi yakından takip edenler haricindekilerin gözden kaçırmış olabileceği bir haber düştü ajanslara. Bağdat’ta bulunan merkezi Irak hükümetinin Petrol Bakanlığı ismini gizleyen bir yetkilisi aracılığıyla Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IBKY) tarafından ihraç edilen ham petrolün A.B.D.’ye ulaştırılmasına karşı gelmek için yasal haklarını kullanmaya hazır olduklarını açıkladı.

Peki 2012’ten beri süren ham petrol tankerleriyle satışlar için Irak merkezi hükümeti yapılan her sevkiyata yüksek perdeden ses çıkarmazken neden A.B.D.’ye yapılacak sevkiyatlara karşı bu kadar hassas? Daha geçen haftalarda Rus Rosneft’in Kürt petrolü ile ilgili yeni planlarını açıkladığı ve buradan çıkan petrolü Almanya ve Hindistan’daki tesislerine götürmeyi planladığı ortaya çıkmışken neden sadece hedefi A.B.D. olan tankerlere karşı bu şekilde agresif davranıyor?

Olayları anlamak için geçmişteki benzer olayları hatırlamakta fayda var. Mayıs 2014’de Ceyhan limanından 1 milyon varil IKBY kaynaklı petrolü yükleyen bir tanker merkezi hükümetin A.B.D. mahkemelerinde dava açması sonucu bu ülkeye yükünü boşaltamadan geri dönmüş, sonunda bu sevkiyat gemiler arası birkaç transferden sonra İsrail’e boşaltılmıştı. Bu sevkiyattan önce başka bir tankerin 265 bin varil ham petrolü Houston’da bir rafineriye indirdiği haber ajanslarına yansıdı ancak milyon varil seviyesindeki bir transferin merkezi hükümeti fazlasıyla rahatsız ettiği şeklinde yorumlanan itirazlardan sonra Amerika’ya herhangi bir sevkiyat yapıldığına dair haber yayımlanmadı.

Geçen sürede IKBY kaynaklı ham petrol dünyanın birçok ülkesine ihraç edildikten sonra geçtiğimiz günlerde tekrar A.B.D.’ye gönderilmesi söz konusu oldu. Ancak Irak Petrol Bakanlığı konu hakkında tam yetkili olduklarını ve gerekirse 2014’de olduğu gibi dava açarak bu teslimata engel olacaklarını bildirdi.

Bir önceki Başkan Barack Obama’nın yönetimi sırasında A.B.D. hükümetinin konuya yaklaşımı merkezi Irak hükümetinin lehine yöndeydi. Ancak yeni Başkan Donald Trump’ın Obama yönetiminin aldığı birçok kararı değiştirme yönünde hareket ettiği de bilinen bir gerçek. Değerlendirmemize göre Irak’ın sert itirazı da tam bu noktada daha fazla anlam kazanıyor.

IKBY’nin 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu gerçekleştireceğini açıklamasından sonra Bağdat-Erbil ilişkileri tekrar gerilmişti. Tam bu dönemde A.B.D.’nin IKBY kaynaklı petrolü limanlarına kabul etmesi bağımsızlığa destek olarak algılanacaktır. Bunu çok iyi bilen ve Trump yönetiminin hareket tarzını kestiremeyen Bağdat yönetimi ipleri sıkı tutmaya karar vermiş gözüküyor. 2014’deki sevkiyat sırasında Irak’ta çalışan Amerikan petrol şirketlerine göz dağı vererek istediğini elde eden merkezi hükümet bu sefer Kürtlerin bağımsızlık hareketinin hiç olmadığı kadar ciddileştiği bir zamanda yanındaki en büyük müttefiki kaybetmek istemiyor.

BP’nin her yıl açıkladığı verilere göre 2016’de A.B.D. günlük 12,35 milyon varil petrol üretirken 19,63 milyon varil petrol tüketti. Arada oluşan 7,28 milyon varil/gün’lük fark A.B.D.’nin gelişen petrol üretimine rağmen hala tükettiği petrol için dışarıya bağımlı olduğunu gösteriyor. Dünyanın bir numaralı petrol tüketicisi sanayi devi A.B.D. için piyasadan daha ucuza satıldığı bilinen Kürt petrolü dışarıya ödenen paranın azalması demek; ancak yine de konunun siyasi boyutu ekonomik boyutunun çok ötesinde.

A.B.D. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan son açıklamalar Irak’ın toprak bütünlüğünü destekler yönde. Bugün haber ajanlarına düşen bir habere göre İran da Irak’ın toprak bütünlüğünü istiyor ancak bağımsızlık referandumuna da esnek yaklaşıyor. Referandumdan çıkacak sonuca saygı duyulacağı yönünde sinyaller veriyor Tahran yönetimi. Daha öncelerde de IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani Türkiye ile bağımsızlıkları konusunda resmi olarak görüşmediklerini ancak Türkiye’nin söz konusu meseleye kulak vermeye hazır olduğu yönünde açıklama yapmıştı. Başbakan Binali Yıldırım’ın sarf ettiği bağımsızlığı desteklemedikleri yönündeki açıklamaları ise çok sert tondan değildi.

Bütün bunların bir arada değerlendirilmesi sonucu IKBY’nin bağımsızlığının ve buradan yapılan ham petrol ihracatının giderek gündemi daha fazla meşgul edeceğini tahmin etmek zor değil. Irak’ın sınır komşusu ve IKBY’nin petrolünü taşıdığı boru hattına ev sahipliği yapan Türkiye’nin bölgedeki dengeleri iyi okuyarak pozisyonunu alması gerekiyor. Gelecekte ne olursa olsun Türkiye’nin zarar görmemesi dileğiyle…

Yazar