Home / Analizler / Köşe Yazıları / Suriye'de Su Oyunları

Suriye'de Su Oyunları

Son zamanlarda uluslararası kamuoyunda yankı uyandırılmaya çalışılan, Türkiye’nin Kuzey Suriye’de yaşayan halkı susuz bıraktığı iddiası kullanılarak yürütülen algı operasyonun aslı nedir?

Bu konuyu bazı sorulara cevap vererek kısace irdeleyecek olursak:

Türkiye’den Suriye’ye giden su kaynağı nedir?

Türkiye’den doğup, Suriye üzerinden Irak’a kadar uzanan, Fırat Nehri, ilgili su kaynağı olarak tanımlanmaktadır. Türkiye Atatürk Barajı ile, Suriye tarafı ise aynı kol üzerinde bulunan Tişrin Barajı ile kaynak üzerinde tasarrufatta bulunabilmektedir.

Bu kaynağın kullanımı hakkında kiminle anlaşma mevcuttur?

“Suriye Hükümeti” ile yapılmış bir su kullanım anlaşması mevcuttur. Fakat şu an ilgili coğrafyada Suriye hükümetinin hükmü bulunmamaktadır. Aksine ilgili barajın dahi yönetimi terör örgütü YPG tarafından ele geçirilmiştir.

PYD ve YPG terör örgütlerinin Türkiye’yi eleştirdikleri konu nedir?

Bölgedeki boşluktan faydalanarak Suriye’de toprak işgal eden bu terör örgütleri, Türkiye’nin müdehalesi ile Fırat Nehrinde oluşan düzensiz debi miktarı sebebi ile istedikleri gibi elektirik üretememektedir. Bu sebeple bazı yürüttükleri terörist faaliyetler aksamaktadır. Aynı zamanda bu düzensizlik sebebi ile halka da elektrik arzında sıkıntı oluşmakta ve iç huzuru sağlamakta güçlük yaşanmaktadır. Bu durum etnik olarak bölgede azınlıkta olan Kürtlerin hakimiyetini de zedelemektedir.

Bunun yanı sıra, uluslararası kamuoyunda Türkiye’nin bölgeye hiç su vermediği ve bu sebeple içme suyu olmamamasından dolayı insanların susuz kaldığı algısını oluşturmaya çalışmaktadırlar.

Türk ve İslam düşmanı birçok Batılı düşünce kuruluşu da hiç haritaya dahi bakmadan ve bölgeye dair objektif hiçbir kaynağı değerlendirmeden bu  algı opersyonunu desteklemekte ve Türkiye’yi BM’in ilgili yasalarını ihlalle suçlamaktadırlar.

Bu konuda uluslararası düşünce kuruluşlarının Türkiye’yi ihlal ile suçladığı BM’in ilgili maddeleri nelerdir?

Bu konuda BM’in 64/292 sayılı kararına atıfta bulunarak Türkiye suçlanmaktadır. Fakat bu karar, sadece içme suyunun yaşamsal bir insan hakkı olduğu ve içme suyu sıkıntısı yaşanan ülkelerin bu konuda desteklenmesi gerektiğini ifade etmektedir.

O zaman bu suçlamalar ne kadar yerindedir?

Anlaşılacağı üzere, suçlamalar tamamen haksız ve tutarsızdır. Çünkü;

  • Bölgenin hakimiyeti bir devletin değil, terör örgütlerinin kontrolündedir.
  • Ortada muhatap bir devlet olsa dahi, insanların bırakın içme suyunu, günlük kullanım suyu konusunda dahi mağduriyet yaşıyor olmaları söz konusu değildir.
  • Çünkü zaten bölgede Fırat’ın aynı kolunda bulunan Tişrin Barajı mevcuttur. Ve ilgili barajın kapasitesi bölgeye yeterlidir.
  • Su sıkıntısı ancak iç dağıtım ve nakil sistemlerindeki aksıklar sebebi ile yaşanması muhtemeldir.
  • Herhalde Türkiye’nin de gidip bölgeye su dağıtım altyapısı ile ilgili niçin yatırım yapmadığı ile ilgili suçlamalarda bulunulması tirajı komik bir yaklaşım olacaktır.
  • BM’in ilgili kararının da konuyla bir ilgilisi bulunmamaktadır.
  • Kaynaklanan su debisindeki değişiklikler ise zaman, teknik durumlar, bölgedeki yağış miktarı, Atatürk Barajı’nın doluluk oranı gibi çeşitli faktörlere bağlı olup bölgedeki yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesine engel değildir.

Bütün bu maddelerin yanı sıra, yukarıda bahsedildiği gibi  bölgede daha önceki anlaşmaların geçerli sayılacağı muhatap alınabilecek bir devlet bulunmaması yapılan bu çirkin kampanyanın ne kadar yersiz ve seviyesiz olduğunu göstermektedir.

Bu algı operasyonlarının sebebi nedir?

Cihanşümul hedefleriyle bölgede ne bir terörist yapıya ne de onların yaslandığı oyun kurucuların zulmüne izin vermeyecek olan Türkiye’nin artan etkinliği bütün bu yapılan haksız operasyonları asıl sebebidir. Güçlenen ve üzerindeki prangaları kırarak bağımsız hale gelen yeni Türkiye Batılı zalimlerin ve bölgedeki taşeronlarının nefretlerini üzerine çekmeye devam etmektedir.

Fakat daha önce de olduğu gibi adaletin ve mazlumların yanında olan Türkiye bölgede planlanan bütün kara oyunlara rağmen muzaffer olacaktır.

Yazar

Etiketlendi: