Rus'ların Kuzey Irak'ta Planı Ne?

RUSLARIN KUZEY IRAK’TA PLANI NE?

Rus Rosneft firması 2017’nin başından beri Kuzey Irak ile olan ilişkilerini daha da fazla geliştirecek adımlar atmaya devam ediyor. Peki kamuoyunda ciddi yankı bulan bu adımlar neler? Bu adımlar ne anlama geliyor? Komplo teorilerine döndürüldüğü şekilde acaba Kuzey Irak Yönetimi Rus hakimiyetini mi kabul etmeye başlıyor?

Öncelikle bu adımları incelediğimizde;

  • 2017’nin Şubat ayında Rosneft ile Kuzey Irak Yönetimi arasında bir petrol satış anlaşması imzalandı. Bu anlaşma kapsamında Rosneft’in 2017-2019 yılları arasında yaklaşık 1 milyar $’lık alım yapacağı konusunda karara varıldı.
  • Haziran başında ise iş birliğini arama, üretim, ticaret ve lojistik alanlarını da kapsayan yeni bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma kapsamında da;
    • Rosneft’e ana petrol nakil hattında (hacmi açıklanmayan) taşıma kapasitesi verildi.
    • 5 potansiyel ruhsat alanında arama ve üretim çalışmaları yapmak üzere (üretim paylaşım anlaşması) PSA imzalandı.

Peki bu adımlar ne anlama geliyor?

  • 1 milyar $’lık ticaret anlaşması, hacmi sebebi ile kamuoyunda çok dikkat çekebiliyor. Fakat 1 milyar $’lık bir anlaşma ile 2 yılda günlük ortalama ne kadar petrol alınacağı açısından yaklaşıldığında ise konunun o kadar da önemli ve büyük olmadığı fark edilebiliyor. Çünkü 2 yıllığına 1 milyar $’lık anlaşma demek, günlük 27 000 varil petrol ticareti anlamına geliyor. Bu miktar da Kuzey Irak’ın ya da Rosneft gibi bir şirketin günlük petrol ticaret hacmi ile karşılaştırıldığında, pek de önemli olmadığı kolaylıkla anlaşılıyor.
  • Geçtiğimiz günlerde imzalanan ikinci anlaşma paketine gelindiğinde ise;
    • 2016 Kasım ayında zaten Kuzey Irak Yönetimi 20 adet bloğun 2017’de ihaleye çıkartılacağını açıklamıştı.
    • Anlaşılan o ki, gerek bölgedeki çalışmalarından, gerek bölgede uzun yıllardır faaliyet gösteren ve bilgi paylaşımı içinde olduğu Gazprom’un tavsiyeleri üzerine, Rosneft’te bu bloklardan 5 tanesi ile ilgilenmeye başlamış.
    • Bunun neticesinde de 5 adet ruhsat ile ilgili üretim-paylaşım anlaşması imzalanmış. Bunların isimleri ve yerleri henüz kamuoyu ile paylaşılmamış.
    • Bu açılardan baktığımızda, bu bütün yabancı firmalar için geçerli olan normal bir süreç.
    • Bunun yanı sıra, Rosneft’e kapasitesi açıklanmayan miktarda, mevcut ana bölgesel nakil sisteminden bir hacim tahsis edilmiş. (Ayrıca bu nakil sisteminin de mevcut kapasitesinin 700 000 varil/gün olduğu, bu kapasitenin 2017 sonunda 1 milyon varile ulaştırılacağı açıklanmış.)
    • Bu kapasite tahsisi de bütün üretici şirketlere sağlanan normal bir durum. Çünkü üretimi nakletmekle mükellefsiniz ve bunun için bölgede bir boru hattı var ise, oradan boş kapasite talep edersiniz.
    • Dikkat edilirse, tahsis edilen kapasite üretimi kendi başına satma anlamına gelmemektedir. İlgili boru hattının da 36”lik Khurmala – Habur Hattı olduğu düşünülmektedir.

Demek ki, yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Kuzey Irak’ın Rus hakimiyetini kabul ettiği gibi bir durum zaten ortada yok. Bununla birlikte yapılan anlaşmalar o kadar da büyütülecek boyutta değil ve bütün yabancı yatırımcılar ile yürütülebilecek standartlar seviyesinde.

Tabii bu arada denkleme Rus şirketlerinin alt şirketlerinden bazılarının, Kuzey Suriye’deki bazı sahalardan PYD/YPG gibi terör örgütlerine de pay vererek, günlük 30 000 varilden fazla ağır petrol üretimi yaptığı, bu üretimi de Kuzey Irak Yönetimine çok makul bir rakama (elde edilen duyumlara göre 25 $’ın dahi altına) sattığı konusu da eklenince, Rusların bölgede attığı adımlar çok da farklı noktalara çekilebiliyor.

Bu gibi duyum niteliğindeki hususların da yetkililerce incelenmesi ve yerine göre yaptırım uygulanması da önemli hale geliyor.

Yazar