Türkmenistan'a Destek

Oğuzhan AKYENER / TESPAM Başkanı

 

KARDEŞ ÜLKE TÜRKMENİSTAN’A EL UZATMA ZAMANI

Rusya’nın akabinde, 2017 itibarı ile İran’a da gaz tedariği kesildikten sonra, Türkmenistan’ın gazını satabileceği tek müşterisi olarak sadece Çin kaldı. Bu durum Türkmen gaz ihraç güvenliği açısından ciddi risk teşkil ettiği gibi ülkenin ekonomik güvenliğini de etkilemeye başladı.

İran’dan her ne kadar tutarında anlaşma sağlanamayan 1,5 – 2 milyar $’lık bir alacak sebebi ile gaz sevkiyatı sonlandırılmış olsa da, orta vadede bu sonlandırma Türkmenistan’ın yaklaşık 30 milyar $’lık bir ticaretten de mahrum kalmasına sebep oldu. Yani İran ile yaşanan kriz neticesinde kısa vadede zarar gören İran gibi algılansa da, orta vadede Türkmenistan yeni bir pazara ulaşana kadar, daha büyük bir kriz ile karşı karşıya kaldı.

Çin’in de Türkmenistan’dan gaz ithalatında beklenilen seviyelerin altında devam eden talebi nedeni ile ülkenin yaşadığı ekonomik sıkıntılar daha da büyüdü.

Şimdi ise Türkmenistan gaz sektörünün devamlılığı ve risklerin ortadan kaldırılarak, yeni pazarlara ulaşılabilmesi amacıyla yeni yatırımcıları ülkesine çekebilmenin derdine düştü. Bu kapsamda özellikle Katar ile devlet başkanları düzeyinde görüşmelere devam eden Türkmenistan, ne yazık ki henüz somut bir finansal destek ya da yatırım girdisi sağlayamadı.

Bu şartlar ile birlikte, mevcut durumda; üretime devam eden sahaların işletilmesi ve yeni sahaların geliştirilerek üretime alınması, gaz işletme ve petrokimya tesislerinin kurulması, hatta kendisi için hayati öneme sahip olan TAPI’nın zamanında tamamlanabilmesi için ivedilikle dış yatırımcılara ihtiyacı olan Türkmenistan’da değerlendirilebilecek güzel fırsatlar bulunmaktadır.

Türkmenistan’ı bir kardeş ülke olmanın yanı sıra, kaynak tedariği açısından da bir potansiyel olarak gören ve bunlarla birlikte, medeniyet coğrafyasında etkin olmanın yollarını arayan yeni Türkiye’nin bu konuyada eğilmesi ve bazı girişimlerde bulunması önemlidir.

Çünkü;

  • Türkiye artık içine kapanık yaklaşımlardan ziyade, büyük niyetler ile daha etkin ve aktif atılımlar gerçekleştireceği dış politikalar izlemek istemektedir.
  • Bu kapsamda ilk hedefi medeniyet coğrafyasında etkinliktir.
  • Bunların yanı sıra, son söylemler, Türkiye’nin artık petrol & gaz alanında da atılımlar yapacağını göstermektedir.
  • Türkmenistan tüm bu maddeler nezdinde stratejik bir ülkedir.
  • Ayrıca şu an için finansal desteğe sıkışmış durumdadır.
  • Türkmenistan’da üretilecek gazın orta vadede yeni hatlar ile ya da kısa vadede mevcut hatlar ile (Rusya üzerinden) Türkiye’ye nakli de söz konusu olabilecektir. Yani bu durum Türkiye’nin kaynak tedarik güvenliği için de önemlidir.
  • Yapılacak yatırımlar kapsamında çok karlı ortaklıklar elde edilebilecektir.
  • TAPI’nın da hayata geçmesi ile yeni bir pazar Türkmenistan’daki gaz üreticileri için gayet cazip hale gelecektir.
  • Hazar karasularındaki sahalar ile ilgilenilmesi durumunda da, iki tarafta da (hem Türkmenistan hem de Azerbaycan) varlık gösteren Türkiye, çözümsüzlüğe itilen Hazar’daki anlaşmazlıkların çözümü için de somut adımlar atabilecektir.

Sonuç olarak, kamu-özel Türk yatırımcıların, riski az ve şu an için pazarlık imkanları yüksek olan Türkmenistan’daki projeler ile ilgilenmesi; hem kendileri hem de yeni Türkiye’nin genişleyen etkinliği açısından faydalı ve yerinde olacaktır.

Tabii bunun öncesinde, Türkmenistan’da inşaat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin tecrübelerinden yola çıkılarak, bazı üst düzey görüşmeler ile yatırım ortamının hukuki – mali –  güvenlik açılarından düzenlenmesi ve iyileştirilmesi de gerekmektedir. Bu da aynı zamanda bölgede Şanghay İşbirliği Örgütü Enerji Komisyonu Başkanı sıfatı ile hareket edebilen Türkiye’nin atması gereken adımlardan bir tanesi olarak kabul edilebilecektir.

Yazar