İran-Umman Gaz Boru Hattı Projesi

 

2005 yılından beri fikir aşamasında olan İran – Umman Deniz Gaz Boru Hattı Projesi’nin artık hayata geçebilmesi için daha somut olduğu vurgulanan adımlar atılmaya başlanmıştır. Tahran’da iki tarafın da yetkilelerinin bir araya geldiği toplantı sonrasında, 2013 yılında ikili anlaşması imzalanan boru hattının 2020’de faaliyete alınacak şekilde inşasına başlanması konusunda hem fikir olunduğu açıklanmıştır.

 

Harita1: İran – Umman Boru Hattı Olası Güzergahı

Bu kapsamda yukarıdaki haritadan da görüleceği üzere, İran’ın Hürmüzgan Vilayetinde yer alan Koh Mübarek kasabasından, Umman’ın Sohar Limanına bir deniz altı gaz boru hattı inşa edilecektir. Özellikle İran’ın Güney Pars sahasında geliştirdiği ve yatırım yaptığı yeni fazlardan üretilecek gaz ile oluşan ihracat fazlasının bir kısmının, yapılması planlanan bu hat üzerinden Umman’a nakledilmesi hedeflenmektedir.

Hattın 42” çapında, yaklaşık 190 km uzunluğunda ve yıllık 10 milyar m3’lük bir taşıma kapasitesine sahip olacağı öngörülmektedir.

Yapılan hesaplamalar, böyle bir hattın (sadece deniz kısmının inşası için) 3 milyar $’lık bir yatırıma mal olacağını göstermektedir. Bununla birlikte bir de İran içinde, gazın ilgili tesislerden Koh Mübarek’e ulaşabilmesi için de yaklaşık 200 kilometrelik bir kara hatına ihtiyaç duyulacaktır. Yani toplam maliyet, 4,5 – 5 milyar $ arasında olacaktır.

Özellikle değişen ABD yönetimi sonrasında yeniden sıkıntılı günler yaşama ihtimali görülen ve hali hazırda ciddi finansal problemleri olan İran’ın böyle bir hattı nasıl hayata geçireceği konusunda şüpheler devam etmektedir.

Tüm bunların yanı sıra, hattın daha sığ güzergahtan geçebilmesi ve bu sayede daha ekonomik olması için, BAE kıta sahanlığının da kullanılması gerekmektedir. Özellikle bölgede artan Sünni – Şii gerilimi ve BAE’nin tamami ile Amerikancı politikalar izliyor oluşu, böyle bir iznin alınabilmesini de zorlaştıracak gibi görülmektedir.

Sonuç olarak, Obama döneminde ambargoların kaldırılmasından bu yana, Lübnan, Bahreyn, Yemen, Irak ve Suriye gibi geniş bir coğrafyada sürekli yeni hamleler ile hakimiyetini güçlendirmeye çalışan İran’ın bu girişiminde de soru işaretleri bulunmaktadır.  Yani, Hindistan’a gaz tedariği sağlanacağı vurgulanan deniz boru hattı projesi gibi bu projenin de özellikle finansal sebepler ile hayata geçme ihtimali düşük gözükmektedir.

Zaten kendisi bir gaz ihracatçısı olan Umman için de, İran’dan yapacağı tedariğin hayati bir anlamı bulunmamaktadır.

İran’ın bölgesel hakimiyet girişimleri neticesinde körüklediği Sünni – Şii gerilimi sürecinde, İbadiliğin yaygın olduğu Umman’ı siyasi olarak yakınına çekme gayesi sebebi ile 2005 yılından beri kağıt üzerinde kalan bu projeyi yeniden ısıtarak oyuna sürmüş olduğu tahmin edilmektedir.

Bu bağlamda, hayata geçmeycek bir proje dahi olsa, Türkiye’nin de medeniyet coğrafyasındaki bu tür önemli adımları takip edip, yaklaşımlarını net olarak ortaya koyması önemlidir. Bu sayede hem bölgede psikolojik hakimiyet sağlayacak hem de bu tür konuları müzakerelerinde argüman olarak kullanabilecektir.

Yazar